 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1990/361
K: 1991/9
T: 04.02.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Cebir, şiddet kullanarak araziden yararlanmaya engel olmak suçundan sanıklar; Abdurrahman, Ramazan, Yunus, Seyit ve Mehmet haklarındaki davanın zamanaşımı nedeniyle TCY.nın 102/4. maddesi uyarınca düşürülmesine (ortadan kaldırılmasına) ilişkin, (Diyarbakır 2. Asliye Ceza Mahkemesi)nce 28.12.1988 gün ve 342-1202 sayı ile verilen hükme karşı, Adalet Bakanının yazılı emri nedeniyle, Yargıtay C. Başsavcılığı'nca düzenlenen tebliğname üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesi, 29.11.1990 gün ve 9487-10055 sayı ile;
(TCY.nın 107. maddesindeki hüküm karşısında, uyuşmazlık konusu olayda hükmün uygulanmasının olanaklı bulunmadığı, aksi halde maddenin amacı dışına çıkılacağı, mer'aya elatma davasında mahkemenin davayı sonuçlandırabilmesi için, zamanaşımını gerçeleştirecek biçimde hukuk mahkemesindeki dava sonucunun beklenmesine gerek olmadığı, inceleyeceği hukuk mahkemesi dosyasına yapacağı soruşturma ve kendi gözlemi ile ulaşarak, suçun oluşup oluşmadığının belirlenebileceği, beklenmesine karar verdiği takdirde, zamanaşımının durmayacağı, nedeniyle yazılı emir isteminin reddine) karar vermiş,
C. Başsavcılığı ise, 11.12.1990 gün ve 73 sayı ile; (TCY.nın 107. maddesine göre, 20.3.1987 günlü oturumda verilen bekleme kararının zamanaşımını keseceği, bu itibarla zamanaşımı nedeniyle verilen davanın düşürülmesine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun bulunmadığı) görüşüyle itiraz etmiştir.
Dosya, 1. Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : İncelenen dosyaya göre; Cebir ve şiddet kullanarak şikayetçinin taşınmazından yararlanmasına engel olma suçundan sanıklar hakkında açılan davada, Yerel Mahkeme dava zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın düşürülmesine (ortadan kaldırılmasına) 250 lira yargılama giderinin sanıklardan tahsiline, sanıkların yokluklarında karar vermiş ve bu hüküm sanıklara tebliğ edilmemiştir.
Bu karar hakkında yazılı emirle bozma isteğinde bulunulması üzerine dosyayı inceleyen Özel Daire, yazılı emir istemini esastan inceleyerek reddine karar vermiş; C. Başsavcılığı ise, Özel Daire kararının kaldırılarak hükmün yazılı emir doğrultusunda bozulmasını istemiştir.
"Yazılı emir ile bozma", CYUY.nın 343. maddesinde düzenlenen; "Hakim tarafından ve mahkemelerden verilen ve Yargıtay'ca tetkik edilmeksizin kat'ileşen karar ve hükümlerde... Adalet Bakanı..." tarafından gidilebilen olağanüstü bir yasa yoludur.
Olağanüstü bir yasa yolu olan "Yazılı emir ile bozma" yoluna başvurulabilmesi için ilk koşul; Hakimlik ve mahkeme kararlarının, Yargıtay incelemesinden geçmeden kesinleşmesi gerekliliğidir.
O halde kesin karar veya kesinleşen karar kavramları üzerinde durmak gerekir. CYUY.nın 305. maddesinde; "Ceza Mahkemelerinden verilen hükümler temyiz edilebilir....
1 - Üçyüzbin liraya kadar (bu miktar dahil) para cezalarına dair olan hükümler,
2 - Yukarı haddi bir milyon lirayı geçmeyen, para cezasını gerektiren suçlardan dolayı verilen beraat hükümleri,
3 - Bu kanun ile sair kanunlarda kesin olduğu yazılı bulunan hükümler temyiz olunamaz... Ancak haklarında 343. madde hükümleri dairesinde, Yargıtay'a başvurulabilir" hükmü yer almaktadır.
Buna göre; kural olarak Ceza Mahkemeleri'nden verilen kararlar temyiz olunabilmekle beraber; bu kuralın istisnasını;
a - Üçyüzbin liraya kadar (bu miktar dahil) para cezalarına ilişkin,
b - Üst sınırı bir milyon lirayı geçmeyen para cezasını gerektiren suçlardan verilen beraate ilişkin,
c - Ceza Yargılama Usul Yasası, Türk Ceza Yasası ve sair yasalarda kesin olduğu belirtilen hükümler oluşturmaktadır. Bu nitelikleri taşımayan Ceza Mahkemesi kararlarına karşı yasa yolu olan Yargıtay incelemesi açıktır.
Yazılı emir konusu yapılan uyuşmazlık konusu karar, dava zamanaşımı nedeniyle davanın düşürülmesine ilişkin olup, sanıklardan 250 lira yargılama giderinin alınmasına karar verilmiş ve yokluklarındaki bu karar sanıklara tebliğ edilmemiştir.
Açıklanan bu karar kesin nitelik taşımamakta ve Yargıtay incelemesine açık bulunmaktadır. Sanıkların aleyhlerine yargılama giderine hükmolunmuş olmasına göre, sanıkların en yararına karar niteliği taşımadığı da ortadadır. O halde nifaz yeteneği bulunan ve yargılama gideri açısından hukuken sonuç doğurmaya elverişli bulunan bu kararı sanıkların temyiz edebilme olanakları bulunduğuna göre, yokluklarında verilen bu kararın kesinleştiği söylenemez. Kesin olmayan veya biçimsel gereği yerine getirilerek kesinleştirilmeyen Ceza Mahkemesi kararlarına karşı olağanüstü Yasa yolu olan yazılı emir yolu açık değildir.
Bu itibarla uyuşmazlık konusu karar yazılı emir ile bozma konusu yapılamayacağından açıklanan bu değişik gerekçe ile C. Başsavcılığı itirazının kabulüyle, yazılı emir isteği üzerine, kararı esastan inceleyerek, istemin reddine karar veren Özel Daire kararının kaldırılmasına, karar verilmelidir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, C. Başsavcılığı itirazının bu değişik gerekçe ile kabulüne, Özel Daire kararının kaldırılmasına, dosyanın yerine gönderilmek üzere C. Başsavcılığına tevdiine, 4.2.1991 gününde oybirliğiyle karar verildi.