Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1990/344
K: 1990/362
T: 24.12.1990

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
DAVA : İçmek maksadıyla esrar bulundurmak suçundan sanık İsmail'in TCY.nın 404/2. maddesi uyarınca 3 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin (İstanbul 6. Asliye Ceza Mahkemesi)nce verilen 28.5.1990 gün 281/532 sayılı hükmün sanık vekili tarafındtan temyizi üzerine, dosyayı Adli aravermede inceleyen nöbetçi daire, 14.8.1990 3569/3616 sayı ile;
"1 - Beraat eden sanık Fatih ile İsmail'in birlikte oturdukları evde, beraat eden sanık Fatih'in tarihi eser kaçakçılığı yaptığının ihbar edilmesi üzerine söz konusu evde emniyet tarafından ele geçirilen ve beraat eden sanık Fatih'in kendisine ait olmadığı beyan ettiği davaya konu esrarın kendisine ait olduğu söyleyerek cürmün meydana çıkmasına hizmet ve yardım ettiği anlaşılan sanık İsmail hakkında TCK.nun 404/son maddesinin uygulanması gerekirken esrarı aldığı kimseyi bildirmediği gerekçesiyle yazılı şekilde uygulama yapılması,
2 - Maddenin az miktarda olması nedeniyle TCK?nun 59. maddesinin uygulanmaması,"
İsabetsizliğn hükmü bozmuş,
Yerel Mahkeme, 17.10.1990 gün 965/937 sayı ile; iki nolu bozmaya uya-rak gereğini yerine getirmiş, bir nolu bozmaya ise "sanık; esrarın yerini göstermemiş, elde edilmesine yardım etmemiştir. İkrar, TCK'nun 404/son maddesinin uygulanmasını gerektirmez. Esrar sahipsiz değildir. Sanığın ikrarı olmasaydı esrarın bulunduğu evin sahibi Fatih cezalandırılacaktır. Sanık, sahibi belli olmayan esrarın kendisine ait olduğu söyleyerek cürmün meydana çıkmasına hizmet etmemiştir." gerekçesiyle direnmiştir.
Bu hükmün de Yargıtay'ca incelenmesi sanık vekili tarafından süresinde istenildiğinden dosya, Yargıtay C. Başsavcılığı'nın bozma istemli 22.11.1990 tarihli tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
 
KARAR : Sanığın, içmek maksadıyla esrar bulundurmak suçundan TCY.nın404/2., maddesi uyarınca cezalandırıldığı olayda, Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlığın konusunu, "sanığın suçunu ikrar ederek cürmün ortaya çıkmasına yardım edip etmediği ve hakkında Ceza Yasasının 404/son maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı" hususu oluşturmaktadır.
Sanığın aynı evde birlikte oturduğu akrabası Fatih Mehmet'in tarihi eser kaçakçılığı yaptığının ihbarı üzerine, sanığın yokluğunda, Fatih Mehmet ile konuları Cevdet ve Güven'in bulunduğu bir sırada evde yapılan aramada iki gram esrar bulunmuştur. Arama sırasında evde bulunan ve adı geçen şahıslar, esrarla ilgileri bulunmadığını, kimin olduğunu bilmediklerini söylemişler, işyerinde yakalanan sanık suçu kabulle, uyuşturucu maddeyi tanımadığı Lübnan uyruklu bir şahıstan aldığı beyan etmiştir.
TCY.nın 404/son maddesinde "Bu cürümler haber alındıktan sonra, cürmün meydana çıkmasına veya şeriklerinin yakalanmasına hizmet ve yardım eden kimseler hakkında..." denilmek suretiyle "cezadan özel indirim" hali düzenlenmiştir.
Bu hükmün uygulanabilmesi için, failin uyuşturucu maddeyi satın aldığı kişiyi bildirmesi onun yakalanmasını sağlaması şart değildir. Failin kendi cürmünü meydana çıkarması, suça konu maddenin ele geçirilmesini sağlaması halinde de özel indirimden yararlanacaktır. İhbar üzerine yapılan aramada, bulunması mümkün olmayan uyuşturucu maddenin fail tarafından gizlendiği yerden çıkarılıp teslimi, kime ait olduğu saptanamayan uyuşturucu maddenin kendisine ait olduğu söyleyerek suçunu ortaya çıkarması gibi hallerde de TCY.nın 404/son maddesi tatbik edilmelidir.
Maddi olayda, sanığın suçunu inkar etmesi halinde esrarın kime ait olduğunun saptanması olanaksızdır. Evde iki kişi oturmakta ve arama sırasında ayrıca iki kişi daha evde bulunmaktadır. Esrarın evde bulunanlardan kime ait olduğunun tesbit edilmemesi halinde, tümü hakkında beraat kararı verilmesi muhtemeldir. Kaldı ki, arama sırasında evde bile olmayan sanığın sorumlu tutulması en uzak ihtimaldir. Sanık, esrarın kendisine ait olduğunu söylemekle cürmün meydana çıkmasına yardımcı olmuştur. Bu itibarla hakkında TCY.nın 404/son maddesinin uygulanması gerektiğinden, direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
 
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, Yerel Mahkeme direnme hükmünün istem gibi BOZULMASINA, 24.12.1990 günü oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini