 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E:1990/2-88
K:1990/112
T:09.04.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ÖZET : Adresi saptanamadığı için, duruşmada dinlenemeyen şikayetçi, hazırlık soruşturmasında çalıştığı işyerine sanığın telefon ederek "seni ve çocuklarını öldüreceğim başına kötü işler açacağım" dediğini ileri sürmüştür. Müştekinin gösterdiği tarafsız kamu tanıkları da yeminli anlatımlarında müştekinin anlatımlarını doğrulamışlardır. Bu durumda, sanığa yüklenen suç sübuta ermiştir. Mahkumiyet yerinde beraat kararı verilmesi yasaya aykırıdır.
(765 s. TCK. m. 188, 191, 192)
Tehdit suçundan sanık Fevzi'nin beraatine ilişkin, (Van Sulh Ceza Mahkemesi)nce 24.11.1988 gün 1824/1698 sayı ile verilen hükmün, C. Savcısı tarafından temyizi üzerine, dosyayı inceleyen 2. Ceza Dairesi, 24.1.1988 gün ve 6/202 sayı ile;
(1- Şikayetçinin iddiası, tanıklar Sevinç ve Hüsnü'nün iddiaya uygun beyanları ve dosya içeriği ile doğrulandığı halde delil yokluğu nedeniyle beraet karar verilmesi
2- .......... isabetsizliğinden hükmü bozmuş,
Yerel Mahkeme, 2.11.1989 gün 99/548 sayı ile; (2) numaralı usuli bozmaya uyarak gereğini yapmış, (1) numaralı bozmaya ise, karar yerinde yazılı gerekçe ile direnmiştir.
Bu hükmünde, C. Savcısı tarafından süresinde temyiz edilmesi üzerine, dosya, C. Başsavcılığı'nın "Bozma" isteyen 22.3.1990 gün 14348 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
İncelenen dosyaya göre;
Yerel Mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlığın konusunu, suçun sübuta erip ermediği hususu oluşturmaktadır.
Adresi saptanamadığı için duruşmada dinlenemeyen şikayetçi; hazırlık soruşturması sırasındaki anlatımında; "....sanık Fevzi'nin çalıştığım Van Genelevi'ne telefon ederek, (Seni ve çocuklarını öldüreceğim, başına kötü işler açacağını) diyor. Bu olayda tanıklar Sevinç ve bekçi Hüsnü'nün bilgileri var" demektedir.
Şikayetçinin bu anlatımı, tarafsız kamu tanıkları Sevinç ve Hüsnü'nün aşamalardaki yeminli anlatımları ile doğrulanmaktadır.
O halde sanığa yüklenen suç sübuta ermiştir. Yerel Mahkeme direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
Karşı oy kullanan kurul Üyesi D. Tavil; direnme kararının haklı nedenlere dayandığını ileri sürmüştür.
Sonuç : Açıklanan nedenle, C. Savcısının temyiz itirazları ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden direnme hükmünün BOZULMASINA, 9.4.1990 gününde 2/3'ü aşan oyçokluğuyla karar verildi.