 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1990/270
K: 1990/312
T: 03.12.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Sanık hakkında, 3091 sayılı Yasanın 15. maddesiyle aykırı davranışda bulunmak suçundan açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonunda; TCY.nın 513/1, 522; 647 sayılı Yasanın 4. maddeleri gereğince 7.500 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına ve bu cezasının ertelenmesine ilişkin (Islahiye Sulh Ceza Mahkemesi)nce verilen 27.2.1989 gün 425/92 sayılı hükmün sanık tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 8.
Ceza Dairesi, 31.10.1989 gün 7729/8600 sayı ile;
"Kaymakamlığın vermiş olduğu birinci men kararının infazından sonra sanığın üstün bir hakkı olduğunu kanıtlamaksızın bu yere ikinci kez el atması sonucu 3091 sayılı Yasanın 12. maddesi uyarınca ikinci men kararı alınmaksızın müştekinin doğrudan C. Savcılığına yaptığı şikayet üzerine yukarda değinilen yasaya aykırılıktan açılan dava sonunda mezkur noksan işlemlerin tamamlattırılması yönünden CMUK.nun 353. maddesi gereğince durma kararı verilmesi gerekirken yazılı biçimde hüküm kurulması" isabetsizliğinden bozmuş;
Yerel Mahkeme, 29.1.1990 gün 395/18 sayı ile;
"Tecavüz edilen yer köy orta malıdır. 2. tecavüzde de, birincide olduğu gibi soruşturma yapılmalıdır. Kaymakamlığa başvurulmamıştır. Mahkeme, 3091 sayılı Yasanın 3. maddesinde belirlenen başvuraya yetkili makamlardan değildir. Bu nedenle ikinci tecavüzden dolayı idari makama başvurup ikinci men kararı aldırılarak infazından sonra yargılamaya devam etmek mümkün değildir" gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de, Yargıtay'ca incelenmesi, Üst C. Savcısı tarafından süresinde istenildiğinden dosya Yargıtay C. Başsavcılığı'nın bozma istemli 27.8.1990 tarihli tebliğnamesiyle 8. Ceza Dairesi Başkanlığı'na ve Özel Dairece de 1. Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Sanığın, şikayetçinin taşınmazına vaki tecavüzünün önlenmesine ilişkin İslahiye Kaymakamlığı'nın 3.5.1988 gün 29 sayılı kararı, mahallinde 9.5.1988 tarihinde infaz edilmiştir. Sanığın aynı yere yeniden tecavüz ettiği ileri sürülerek C. Savcılığına şikayette bulunulmuş ve sanık hakkında 3091 sayılı Yasanın 15. maddesine aykırı davrandığından bahisle kamu davası açılmıştır.
Yapılan yargılama sonunda; tecavüz edilen yerin köy boşluğu olduğu saptanarak, sanığın TCY.nın 513/1, 522. maddeleri gereğince cezalandırılmasına karar verilen olayda, Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlığın konusunu, "ikinci tecavüzün Kaymakamlık makamınca tesbiti için CMUY.nın 253. maddesi uyarınca durma kararı verilmesi gerekip gerekmediği" hususu oluşturmaktadır.
3091 sayılı Yasanın 3, 5, 7. maddelerindeki prosedüre uygun olarak idarece taşınmaza vaki tecavüzün önlenmesine karar verildikten sonra, bu taşınmaza aynı mütecaviz tarafından ikinci defa veya onun yararına başkaları tarafından bilerek ilk defa tecavüz veya müdahalede bulunulduğu takdirde; Yasanın 12. ve 31.7.1985 gün, 18828 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan Yönetmeliğin 48 ila 51. maddeleri ile, yürürlükten kaldırılan 5917 sayılı Yasada mevcut olmayan yeni bir düzenleme getirilmiş ve birinci tecavüzde olduğu gibi, idarece bu kerre de soruşturma yapılarak tecavüz veya müdahalenin önlenmesine karar verilmesi ve bu kararın mahallinde infaz edilmesi zorunluluğu getirilmiştir. İnfaz tutanağı dosyasına konulduktan sonra 3091 sayılı Yasanın 15. maddesi gereğince işlem yapılmak üzere dosya, yetkili Cumhuriyet Savcılığına gönderilmelidir.
2. tecavüz için konulan başvuru süresi, yapılacak soruşturmanın ve verilecek kararın niteliği, bu kararı da içerecek şekilde her iki kararla ilgili dosyanın C. Savcılığına tevdii halinde 15. madde uyarınca mütecaviz hakkında karar verileceğine dair düzenlemeler karşısında; 12. maddenin gerekli kıldığı işlemler dava şartı olmayıp, birinci men kararının mütemmim cüzünü oluşturan cezalandırma şartı suç unsuru) dur. İdare makamlarca verilmiş ikinci men kararı ve bunun infazı olmadıkça sanığın, 3091 sayılı Yasanın 15. maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilemez.
Ancak; köy hükmü şahsiyetine ait yer olduğunu veya öteden beri köylünün müşterek yararlanmasına terk edilmiş bulunduğunu bilerek; mer'a, harman yeri, yol ve sulak gibi taşınmazlara bir defa tecavüz edilmesi halinde bile TCY.nın 513/2. maddesi ile uygulama yapılmalıdır.
Maddi olayda; tecavüzü men edilen sanığın aynı yere yeniden tecavüz ettiği ileri sürülerek C. Savcılığına şikayette bulunulduğu ve hakkında dava açıldığı anlaşıldığından, Yerel Mahkemenin, ikinci tecavüzün varlığının saptanması için durma kararı vererek dosyayı idareye göndermesine gerek olmayıp, yargılamaya devamla davanın esası hakkında bir karar verilmelidir. Bu usuli yönüyle direnme kararı yerinde görüldüğünden sair yönlerin incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle Yerel Mahkeme direnme kararı yerinde görüldüğünden hükmün sair yönlerinin incelenmesi için dosyanın 8. Ceza Dairesi'ne gönderilmek üzere Yargıtay C. Başsavcılığı'na tevdiine, 3.12.1990 günü 2/3'ü aşan oyçokluğuyla karar verildi.