Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1990/257
K: 1990/335
T: 10.12.1990

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
  DAVA : Hırsızlık suçundan sanık Dursun'un TCY.nın 491/2, 522, 523 ve 2253 sayılı Yasanın 12; 647 sayılı Yasanın 4. maddesi uyarınca altıbin lira para cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin, (Şebinkarahisar Sulh Ceza Mahkemesi)nce 3.5.1989 gün ve 4-43 sayı ile verilen hükmün, sanık müdafii tarafından temyizi üzerine, dosyayı inceleyen, Yargıtay 6. Ceza Dairesi, 14.11.1989 gün ve 7675-8881 sayılı kararı:
  (Sanığın mahkumiyetine yeter kesin ve inandırıcı delil bulunmadığıgözetilmeden hükümlülük kararı verilmesi) isabetsizliğinden hükmü bozmuş,
  Yerel Mahkeme ise, 5.3.1990 gün ve 5-11 sayı ile; sanığın Savcılıktaki ikrarı ile suçun sübuta erdiği gerekçesi ile önceki hükümde direnmiştir.
  Bu hükmün de sanık müdafii tarafından süresinde temyizi üzerine, dosya C. Başsavcılığı'nın "bozma" istekli 1.10.1990 gün ve 4717 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
 
  KARAR : İncelenen dosyaya göre;
  Yerel Mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık, sanığa yüklenen suçun sübuta erip ermediği hususundadır.
  Olayda görgü tanığı bulunmamaktadır. Suç tarihinden 10 gün sonra, aynı ilçe merkezinde, bir başka kişiye ait traktörü çalmak suçundan yakalanan ve bu suretle kolluk ve C. Savcısı tarafından ifadesi alınan sanık bu ifadelerinde, "otel önündeki traktörü yağ çubuğu ile çalıştırarak, yarım saat kadar gezdikten sonra, terminal karşısında terkettiğini" söylerken,duruşmada, hakim önündeki sorgusunda, "...Polisten korktuğu için suçu işlediğini..." kabul etmek zorunda kaldığını beyan etmiştir.
  Usul Yasamıza göre, sanığı hakim sorguya çekebilir. Meşnut suçlarda ve gecikmede tehlike olan hallerde bile, savcı veya kolluk sanığı sorguya çekemez. Hazıklık soruşturması sırasında henüz sanık sıfatını alamamışken, kuşkulunun dinlenmesi "sorgu" olmayıp "ifade alma" dır. Sorgu gerekiyorsa, C. Savcısı Sulh hakimine başvurur ve sanık isnadı bu sorgu sırasında öğrenir (CYUY.nın 135/1. maddesi).
  Sorgu savunma vasıtası olup, kanıt elde edilmek üzere kabul edilmiş bir kurum değildir. Ancak maddi gerçeğin hakim tarafından öğrenilmesinde değerlendirilebilir. Bunun için beyanın kendiliğinden olması, yani cebir veya tazyik altında yapılmaması koşuldur. CYUY.nın 247. maddesine göre, duruşma dışındaki ikrarı içeren tutanağın kanıt olabilmesi için ikrarın hakim önünde yapılması zorunludur. Savcılık veya kolluktaki ikrarı içeren tutanaklar duruşmada kanıt olarak okunamaz. Dolayısıyla kanıt olarak hükme esas alınamazlar.
  Kaldı ki duruşma sırasındaki ikrarın bile tek başına kesin kanıt olduğu kabul edilemez. Zira bir insanın kendisini suçlu kabul etmesi veya bir başkasının suçunu kabullenmesi olanaklıdır. Bu itibarla duruşmadaki ikrarın da başkaca yan kanıtlarla desteklenmesi gerekir.
  İkrar hakkındaki bu açıklamalardan sonra, uyuşmazlık konusu olaya bakıldığında, duruşma sırasında sanığın ikrarının bulunmadığı, hazırlık soruşturması sırasında alınan ifadesinde, suçu işlediğine yönelik beyanının da, on beş yaşından küçük olan sanığın polis korkusuna dayalı olduğu ve esasen ikrar niteliğinde de bulunmadığı, suçu işlediğine dair başkaca herhangi bir kanıt da olmadığı ve şikayetçinin olaydan hemen sonra kolluğa başvurması nedeniyle, kolluğun dava konusu olaydan sanık yakalanmadan önceki dönemde bilgi sahibi olduğu anlaşılmaktadır. O halde sanığın suçu işlediğine yeterli kanıt bulunmadığından, yüklenen suçun sübuta ermediği kabul edilmelidir.
  Bu itibarla direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
  Karşı oy kullanan Kurul Üyeleri; direnme hükmünün haklı nedenlere dayandığını ileri sürmüşlerdir.
 
  SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, sanık müdafiinin temyiz itirazları ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden direnme hükmünün yapılan ikinci müzakere sonucunda 10.12.1990 gününde oyçokluğuyla BOZULMASINA karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini