 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1990/25
K: 1990/44
T: 26.02.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : 3091 sayılı Yasaya aykırı davranışta bulunmak suçundan sanık Mevlüt'ün aynı Yasanın 15/a maddesi uyarınca 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin, (Yunak Sulh Ceza Mahkemesi)nce 19.12.1988 gün ve 204-493 sayı ile verilen hükmün, sanık tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen 8. Ceza Dairesi, 15.6.1989 gün ve 4742-5220 sayı ile;
(Hakkında men kararı bulunan yere, sanığın tekrar tecavüzü halinde, idarece 1. tecavüzde olduğu gibi 2. tecavüzde de soruşturma yapılıp karara bağlandıktan ve dosya tamamlandıktan sonra, ceza yargılaması, için dosyanın idarece adli mercilere gönderilmesi 3091 sayılı Yasanın 12. maddesinin açık hükmü olduğuna göre bu eksikliğin giderilmesi için CYUY. nın 253. maddesi uyarınca yargılamanın durmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden duruşmaya devamlı yazılı şekilde hüküm kurulması) isabetsizliğinden bozmuş,
Yerel mahkeme ise; sanığın daha öncede aynı taşınmaza 2. tecavüzde bulunduğu için cezalandırıldığını, suça konu tecavüzünün 3. tecavüz olduğunu C. Savcılığının bu itibarla kendiliğinden kovuşturma yapması gerektiğini, 2. tecavüzün tespiti için dosyanın idareye gönderilmesine gerek bulunmadığına gerekçe göstererek önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de sanık, üst ve yerel C. Savcıları tarafından süresinde temyizi üzerine, dosya C. Başsavcılığı'nın "bozma" isteyen 18.1.1990 gün ve 5308 sayılı tebliğnamesiyle, Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
İncelenen dosyaya göre;
KARAR : Sanık hakkında; Yunak Kaymakamlığı'nca 10.9.1980 gün, 62 sayılı kararla 5917 sayılı Yasa uyarınca köy tüzel kişiliğine ait umuma açık yola taş dökmek suretiyle vaki tecavüzünün men'ine karar verildiği, ancak 2. tecavüzde bulunduğu saptanarak Yunak Sulh Ceza Mahkemesi'nce 1984/273 E. 1986/321 K. sayılı ile 5917 sayılı Yasanın 7/1. maddesi uyarınca cezalandırıldığı, buna rağmen yine tecavüzde bulunduğu ileri sürülerek C. Savcılığına şikayet edildiği ve C. Savcılığının açtığı bu dava sonucunda yerel mahkemece yargılamaya devam edilerek yazılı şekilde cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu aşamalardan geçen davada temyiz incelemesi yapan Özel Daire, 3091 sayılı Yasanın 12. maddesi uyarınca, bu son tecavüzün 3091 sayılı Yasanın 3,5,7. maddeleri uyarınca idare tarafından tespitinin yapılmadığı görüşle hükmü bozmuştur.
Uyuşmazlığın konusunu; 2. tecavüzün gerek C. Savcılığı, gerek mahkemece saptanması halinde, Yerel Mahkemenin CYUY.nın 253. maddesi uyarınca durma kararı vererek idareye göndermesi gerekip gerekmediği hususu oluşturmaktadır. 3091 sayılı Yasanın 3,5,7. maddelerindeki prosedüre uygun olarak idarece taşınmaza vaki tecavüzün önlenmesine karar verildikten sonra bu taşınmaza aynı mütecaviz tarafından 2. defa veya onun yararına başkaları tarafından bilerek ilk defa tecavüz veya müdahalede bulunulduğu ve C. Savcılığı kendiliğinden duruma el koyarak dava açtığı takdirde, görevli Sulh Ceza Mahkemesi'nin 2. tecavüzün saptanması bakımından durma kararı vererek dosyayı idari mercilere göndermesi gerekmez. Zira; kamu adına mahkemeler tarafından yürütülmesi gereken yargılama görevi başlamış ve sürmektedir. Ulaşılan bu yargılama aşamasından geriye dönülerek idarenin takdir hakının da söz konusu olduğu bir işleme, kamu davasının akibeti artık bağlanamaz. Görevli mahkeme işin esasına girerek soruşturmayı yürütüp davayı esastan sonuçlandırmak durumundadır.
Bu açıklamalara göre, dosyaya bakıldığında, sanığın köy tüzel kişiliğine ait umuma açık yola vaki tecavüzü idarece 10.9.1980 gün ve 62 sayılı ile men edilmiş, buna rağmen sanığın yeniden tecavüzde bulunduğu ileri sürülerek C. Savcılığına durum bildirilmiş ve hakkında dava açılmıştır. O halde Yerel Mahkeme'nin 2. tecavüzün varlığının saptanması için durma kararı vererek dosyayı idareye göndermesine gerek yoktur. Mahkemece soruşturmaya devamla işin esası hakkında karar verilmelidir.
Direnme kararı bu itibarla yerinde görüldüğünden, sair yönlerin incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
Karşı oy kullanan kurul üyeleri; Özel Daire bozmasının haklı nedenlere dayandığını ileri sürmüşlerdir.
SONUÇ : Direnme kararı açıklanan bu nedenle isabetli görüldüğünden hükmün sair yönleri bakımından temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın 8. Ceza Dairesi'ne gönderilmek üzere C. Başsavcılığına verilmesine, 26.2.1990 gününde 2/3'ü aşan oy çoğluğuyla karar verildi.