 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1990/211
K: 1990/220
T: 08.10.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Sahtecilik suçlarından sanık S.T.'nin TCK.'nun 345/1. maddesi uyarınca her eylemi için 1 sene hapis olmak üzere 3 sene hapis cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin ... Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 15.6.1989 gün ve 1987/250 - 1989/208 sayılı hüküm sanık vekilinin temyizi üzerine 6. Ceza Dairesince incelenerek 14.12.1989 gün ve 8755/9963 sayı ile;
"1 - Sanığın düzenlediği belgelerde yalnızca temel terimi kullanıldığından Belediyece yeterli görülmemesi karşısında belgenin aldatma gücü olup olmadığının varsa hukuksal sonuç doğurup doğurmayacağının araştırılması,
2 - Kabule göre sanık hakkında TCK.'nun 80. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışması" isabetsizliğinden bozulmuştur.
Yerel Mahkeme ise 1.3.1990 gün ve 34/50 sayı ile;
"Sanık tarafından düzenlenen belgeler usulüne uygun düzenlenmiş olup hukuki sonuç doğurucu niteliktedir. Bu belgelerin aldatma gücüne sahip olduğu açıkça belli olduğundan ayrıca bilirkişiye incelettirilmesine gerek yoktur. Öte yandan değişik kişiler için belge düzenleyen sanığın suç işleme kararı her belgede yenilendiğinden olayda 80. maddenin uygulanma koşulları da bulunmamaktadır" biçimindeki açıklamalarla önceki hükümde direnmiştir.
Bu hüküm de C. Savcısı ve sanık vekili tarafından süresinde temyiz edildiğinden dosya C. Başsavcılığının bozma isteyen 26.6.1990 gün ve 3830 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : İncelenen dosyaya göre,
2981 sayılı Yasaya göre kurulmuş yeminli Özel Teknik Büro sahibi olan sanığın müracaatçılar V. E., A. E., M. E. adlarına düzenlediği belgelerde sahtecilik yaptığı iddiasıyla hakkında kamu davası açılmıştır.
Sanık tarafından düzenlendiği saptanan suça konu belgeler ilgilisince, belediye başkanlığına verildiğinde, inceleme ve saptama yapılmadan ruhsat işlemine esas teşkil etmemekte, belediyece Asliye Hukuk Mahkemesine başvurularak "... 3290 sayılı Kanunla bazı maddeleri değiştirilen ve bazı maddeler eklenen 2981 sayılı Kanunun uygulanmasına dair yönetmeliğin 4. maddesinin 12. bendinde muhafaza edilecek ve atfan yararlanacak yapılar Tecavüz ve tehlike durumları bulunmayan veya kullanılmaya hazır hale gelmiş yapılar ile temel inşaatı tamamlanmış veya özel sömel betonları veya kat betonları dökülmüş yapılar ..." olarak tanımlanmaktadır.
Kanunun ve yönetmeliğin bu hükmü karşısında yeminli büro evrakında ve krokisinde gösterilen anılan yapının kanun ve yönetmelik tarifinde gösterilen vasıfta olup olmadığının tesbiti istenerek yapıların niteliklerinin belirlenmesi yoluna gidilmektedir.
Görüldüğü gibi belediye sanık tarafından düzenlenen bselgeleri yeterli görüp, doğrudan işleme koymamış içerdikleri bilgilerin doğru olup olmadığını araştırmıştır.
Özel belgede sahtecilik suçunun oluşması için o belgenin doğrudan hukuki sonuç doğurucu nitelikte olması gerekir. Belediyenin yeterli görüp işleme koymadığı ve içeriğinin gerçeğe uygunluğunu araştırdığı belgenin belediyeye verilmesi ile hemen hukuki sonuç doğurmadığı açıktır.
Saptanan bu uygulamaya göre tanzim ve tevdii ile hukuki sonuç doğurmaları olanaksız olan bu belgelere dayanılarak sanığın yazılı madde ile mahkumiyetine karar verilmesinde isabet yoktur. Yerel Mahkeme direnme hükmünün bu nedenle bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ :Yukarıda açıklanan sebeple isabet görülmeyen Yerel Mahkeme direnme
hükmünün bozulmasına istem gibi 8.10.1990 gününde oybirliğiyle karar verildi.