 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E:1990/1-73
K:1990/94
T:26.03.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ÖZET: İddianamede; mal aleyhine yönelik bir eylemden söz edilmemiştir. Sadece öldürme suçunun amacı açıklanırken sanıkların maktule ait otomobili alıp götürmek istedikleri, ancak otomobilin çalışmaması nedeniyle götüremedikleri belirtilmiştir. Bir olayın açıklanması sırasında başka bir olaydan söz edilmesi, o olay hakkında da dava açıldığını göstermez. Dava konusu yapılacak eylemin bağımsız olarak açıklanması gerekir.
(765 s. TCK. m. 193)
Başka bir suçu işlemek için taammüden adam öldürmek, gaspa tam teşebbüs ve 6136 sayılı Yasaya aykırı davranışta bulunmak suçlarından sanık Hasan'ın TCK.nun 450/4-7, 59, 497/1, 62, 59; 6136 sayılı Yasanın 15/ 1; TCK.nun 59 ve 73. maddeleri uyarınca 1 yıl geceli gündüzlü bir hücrede tecrit edilmek suretiyle müebbet ağır hapis, sanık Tunay'ın aynı Yasanın 450/4-7, 55/3, 59, 497/1, 62, 55/3, 59; 6136 sayılı Yasanın 15/1, 55/3, 59; 647 sayılı Yasanın 4; TCK.nun 71 ve 72. maddeleri uyarınca 21 sene 14 ay 20 gün ağır hapis ve 35.000 lira ağır para cezalarıyla cezalandırılmalarına ilişkin, (Yenimahalle Ağır Ceza Mahkemesi)nden verilen 31.11.1988 gün ve 99/195 sayılı hükmün sanıklar vekilinin temyizi üzerine 1. Ceza Dairesi'nce incelenerek, 29.5.1989 gün ve 1094/1645 sayı ile;
Yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine. Ancak;
a) Sanıkların kuyumcu soymak için anlaştıkları, lazım olan arabayı temin için sanık Tunay'ın arkadaşı olan maktulün kullandığı arabaya bindikleri, yolda sanıkların maktule karşı cebir ve şiddet kullanarak arabayı teslim etmesi için maktule karşı bir eylemlerinin bulunmadığı gasp suçunun icrai hareketlerine başlamadan maktulü öldürdükleri sanıkların öldürme eylemlerinin TCK.nun 450/4-7 madde ve fıkralarına uyar nitelikte olduğu, adam öldürme fiilinden sonra ölenin terekesini oluşturan arabayı çalıştırarak götürmek istemeleri eylemlerinin gasp suçunu oluşturmayacağı TCK.nun 491/ilk maddesinin uygulanmasını gerektirir hırsızlık suçunu oluşturacağının kabulü gerekeceği halde yazılı şekilde suç vasfının tayininde hata yapılması,
b) Sanık Hasan hakkında müebbet ağır hapis cezası ile hürriyeti bağlayıcı cezalar içtima ettirilirken TCK.nun 73. maddesine göre her bir hürriyeti bağlayıcı ceza için ayrı ayrı hücre hapisi verilmesi gerekirken hürriyeti bağlayıcı cezalar için tek hücre hapsi verilmesi" isabetsizliğinden, Üye M. Kaya'nın "oluşa ve dosya münderecatına nazaran öldürme olayına ilaveten ayrıca gasp suçunun da kast ve kanuni unsurları teşekkül ettiği kanaatine vardığını cihetle sayın çoğunluğun (a) bendindeki bozma görüşüne muhalifim" biçimindeki karşı oyu ile bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel mahkeme ise, 21.12.1989 gün ve 119/214 sayı ile; (b) bendindeki bozma nedenine uyup gereğini yerine getirdikten sonra (a) bendindeki bozma nedenine karşı "sanıklar maktulü öldürmeden arabasını aldıklarından eylemleri gasp suçunu oluşturur" biçimindeki açıklamalarla direnmiştir.
Bu hüküm de sanıklardan Tunay vekili tarafından süresinde temyiz edildiğinden dosya C. Başsavcılığı'nın onama isteyen 7.3.1990 gün ve 551 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu gereği konuşulup düşünüldü:
İncelenen dosyaya göre;
Yenimahalle C. Savcılığı 26.5.1988 gün ve 1988/1656-66 sayılı iddianamesiyle sanıklar hakkında taammüden adam öldürmek ve 6136 sayılı Yasaya aykırı davranışta bulunmak suçlarından kamu davası açmış ve TCK.nun 450/4-7 ve 6136 sayılı Yasanın 15/1. maddeleri uyarınca cezalandırılmalarını istemiştir.
Yerel mahkeme gasp suçuna yönelik sevki içermeyen bu iddianamedeki nitelemeye dayanarak sanıklara ek savunma verdikten sonra TCK.nun 450/4-7 ve 6136 sayılı Yasanın 15/1. maddeleri uyarınca cezalandırılmalarını istemiştir.
Yerel mahkeme gasp suçuna yönelik sevki içermeyen bu iddianamedeki nitelemeye dayanarak sanıklara ek savunma verdikten sonra TCK.nun 450/4-7, 59, 497/1, 62, 59 ve 6136 sayılı Yasanın 15/1. maddeleri uyarınca mahkumiyetlerine karar verilmiştir.
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık sanıkların eylemlerinin gasp suçunu mu yoksa hırsızlık suçunu mu oluşturacağına ilişkindir.
TCK.nun 257. maddesinde;
"Hükmün mevzuu duruşmanın neticesine göre iddianamede gösterilen fiilden ibarettir. Fiili takdirde mahkeme son tahkikatın açılması hakkındaki karar ve iddia ve müdafaalarla bağlı değildir" hükmü yer almaktadır.
Bu hükümden anlaşılacağı üzere hükmün konusu iddianamede gösterilen eylemdir. Ancak hakim eylemin niteliğini tayin ve takdirde iddianameyle bağlı bulunmamaktadır.
İncelenen dosyadaki iddianamede mal aleyhine yönelik bir eylemden söz edilmemiştir. Sadece öldürme suçunun amacı açıklanırken sanıkların maktule ait otomobili alıp götürmek istedikleri, ancak otomobilin çalışmaması nedeniyle götüremedikleri belirtilmiştir.
Bir olayın açıklanması sırasında başka bir olaydan söz edilmesi o olay hakkında da dava açıldığını göstermez. Dava konusu yapılacak eylemin bağımsız olarak açıklanması gerekir.
İddianamede mal aleyhine yönelik herhangi bir eylemden söz edilmediğine göre, başka bir olayın anlatılması sırasında yapılan açıklamalara dayanılarak sanıklar hakkında hırsızlık veya gasp suçundan da kamu davası açıldığının kabulüne olanak yoktur.
Bu nedenle Yerel Mahkeme direnme hükmünün açıklanan bu değişik gerekçeyle bozulmasına karar verilmelidir.
Sonuç : Yukarıda açıklanan nedenlerle Yerel Mahkeme direnme hükmünün açıklanan bu değişik gerekçeyle BOZULMASINA, 26.3.1990 gününde isteme aykırı olarak oybirliğiyle karar verildi.