 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1990/180
K: 1990/209
T: 01.10.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : 3091 Sayılı Yasaya aykırı davranışta bulunmak suçundan sanıklar Mustafa, Hasan Ali, Halil İbrahim Doğan ve Ömer Demircan'ın aynı yasanın 15/a-b-c maddesi ve 647 sayılı Yasanın 4. maddesi uyarınca yetmiş ikişer bin lira ağır para cezasıyla cezalandırılmalarına ilişkin Eğirdir Sulh Ceza Mahkemesince 13.6.1989 gün ve 376/129 sayı ile verilen hükmün katılan ve sanıklar vekili tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen 8. Ceza Dairesi 7.11.1989 gün ve 8389/9026 sayı ile;
(Suça konu edilen ve 18.5.1989 günlü bilirkişinin krokisinde gösterilen A,B,C,D harfleri ile işaretli taşınmazların sanıklarca tasarruf şekli araştırılarak her bir sanığın birer parça yere mi, yoksa tüm sanıkların her bir parça üzerine birlikte mi el attıkları yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde cezanın artırılarak hüküm kurulması) isabetsizliğinden hükmü bozmuş,
Yerel Mahkeme ise 23.1.1990 gün 255/3 sayı ile; bozma konusundaki görüşe açıklık getirecek bilgi ve belgenin dosyada bulunduğu ve bu konuda araştırma yapılmasına gerek olmadığı, sanıkların birlikte dayanışmalı ve toplu olarak taşınmaza el atmada bulundukları görüşüyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmünde sanıklar vekili ve C.Savcısı tarafından süresinde temyizi üzerine dosya C.Başsavcılığının "Onama" istekli 5.6.1990 gün ve 8/1591 sayılı tebliğnamesiyle, 1. Başkanlığa gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü,
KARAR : İncelenen dosyaya göre;
Katılan Mustafa Uzun ve arkadaşlarına ait 370.000 metrekare yüzölçümündeki taşınmaza sanıklar ve on sekiz arkadaşlarının elatmasının önlenmesine Eğirdir Kaymakamlığınca 17.12.1987 gün ve 38 sayı ile karar verildiği ve bu kararın 22.12.1987 gün ve 38 sayı ile karar verildiği ve bu kararın 22.12.1987 tarihinde yerine getirildiği,
Bilahare sanıkların yeniden elatmada bulundukları kabul edilerek kaymakamlıkça 26.5.1988 gün ve 5 sayı ile aynı taşınmazda dört parça halinle 25.100 metrekare yüzölçümündeki kısma yönelen ikinci elatmanın önlenmesine karar verilerek, 1.6.1988 tarihinde bu kararın yerine getirildiği,
Yerel Mahkemece keşif, dosya içeriği ve Eğirdir Asliye Hukuk Mahkemesinin 1987/232 sayılı dosyasına göre, sanıkların bu taşınmazı paylaşıp mülk edinmek için birlikte dayanışmalı ve toplu olarak ikinci kez elatmada bulundukları kabul edilerek 3091 sayılı Yasanın 15/a-b-c maddeleri uyarınca mahkumiyet hükmü kurulduğu ve bu hükmün yukarıda açıklanan biçimde Özel Dairece bozulduğu anlaşılmaktadır.
Suçun subutu hususunda Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında bir uyuşmazlık bulunmayıp, uyuşmazlık konusunu taşınmazın dört parça halindeki bölümlerine sanıklar tarafından vaki elatmanın her bir parça bakımından, bu parçaları aralarında paylaşmak veya ortaklaşa kullanmak amacıyla mı yoksa hir bir sanığın değişik parçalara elatması biçiminde mi? olduğunun araştırılmasına gerek bulunup bulunmadığı hususu oluşmaktadır.
Yerel mahkeme tarafından yapılan keşif, dinlenen tanıkların anlatımları ve tüm dosya kapsamından taşınmazın dört ayrı parça halindeki bölümlerine sanıklarca vaki elatmanın, malı aralarında paylaşmak veya ortaklaşa kullanmak amacıyla yapılıp yapılmadığını saptamak olanaklı değildir.
3091 Sayılı Yasasının 15/c maddesinde, "Tecavüz veya müdahele taşınmaz malı aralarında paylaşmak veya ortaklaşa kullanmak amacıyla iki veya daha çok kişinin birleşmesiyle işlenirse..." denilmek suretiyle, bu hususa açıklık getirilmekte ve toplu elatma hallerinde, elatmada bulunanların amacı araştırılarak, a-taşınmaz malı aralarında paylaşmak, b-ortaklaşa kullanmak amaçlarından biriyle suçun işlenmesi halinde artırıcı nedenin uygulanacağı hükme bağlanmaktadır.
Yukarıda açıklandığı gibi, Yerel Mahkemece yapılan soruşturma, 15/c baddesinin uygulanma yeri bulunup bulunmadığını saptamaya yeterli olmayıp, Yerel Mahkemece eksik soruşturma sonucunda gerekli araştırma yapılmadan cezadan yazılı madde ile artırım yapılmıştır.
Bu itibarla olay tanıkları ve şikayetçiden bu hususlar yeniden sorularak etraflıca araştırılmalı ve durum açıklığa kavuşturulduktan sonra sanıkların hukuki durumları takdir ve tayin edilmelidir.
O halde yukarıda açıklanan araştırmaların yapılması bakımından direnme hükmünün Özel Daire görüşü doğrultusunda bozulmasna karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklandığı üzere sanıklar vekili ve C.Savcısının temyiz itirazları yerinde görüldüğünden isteme aykırı olarak direnme hükmünün bozulmasına 1.10.1990 gününde oybirliğiyle karar verildi.