 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1989/8-375
K: 1990/55
T: 5.3.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- 6136 SAYILI KANUNA AYKIRI DAVRANIŞ ( Muhtar Olan Babasına Ait Köy Demirbaşına Kayıtlı Silahı Taşımak-OHAL )
- MUHTARA AİT KÖY DEMİRBAŞINA KAYITLI SİLAHI TAŞIMAK ( 387 S. KHK Hükümlerinin Uygulanmaması )
6136/m.13/1
DAVA : 6136 sayılı Yasaya aykırı davranışta bulunmak suçundan sanık Bayram'ın aynı Yasanın 13/1, TCK.nun 55/3, 59; 647 sayılı Yasanın 4 ve 6. maddeleri uyarınca sonuç olarak 65.000 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına, verilen cezanın ertelenmesine, suç konusu tabancanın köy muhtarlığına teslimine ilişkin, ( Bitlis Asliye Ceza Mahkemesi )nden verilen 17.7.1989 gün ve 1988/201, 1989/81 sayılı hüküm sanığın temyizi üzerine 8. Ceza Dairesi'nce incelenerek 28.11.1989 gün ve 9843/9929 sayı ile;
"Babası muhtar Abdurrezak'a ait köy demirbaşına kayıtlı suç konusu tabancayı taşıyan sanık hakkında 387 sayılı Kanun Hükmündeki Kararnamenin uygulanması söz konusu olmadığından tebliğnamede yer alan bozma düşüncesine iştirak olunmamıştır" biçimindeki açıklamalarıyla onanmasına karar verilmiştir.
Bu karara karşı, 21.12.1989 gün ve 76 sayı ile itiraz yoluna başvuran C. Başsavcılığı;
"Hükümden sonra yürürlüğe giren 387 sayılı KHK.den TCK.nun 2. maddesi uyarınca sanığın da yararlanması gerekmektedir. Çünkü, sanığın suçu da ruhsatsız tabanca taşıma suçudur. Kanun koyucunun menşei belirsiz daha yoğun ve ağırlıktaki silahları taşıyanları cezasızlık imkanından yararlandırırken ruhsatlı tabancayı ruhsatsız olarak taşıyanları cezalandırmak amacını taşıdığı söylenemez. Böyle bir uygulama kararnamenin ruhuna ters düşer" görüşüyle Özel Daire onama kararının kaldırılarak Yerel Mahkeme hükmünün bozulması istenmiştir.
Dosya, 1. Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : İncelenen dosyaya göre;
Olağanüstü Hal Bölgesi sınırları içinde ikamet eden sanığın olay günü muhtar olan babası Abdurrezak'a ait köy demirbaşına kayıtlı tabancayı taşırken yakalandığı anlaşılmaktadır.
6.11.1989 tarihinde yürürlüğe giren ve 3601 sayılı Yasa ile aynen kabul edilen 387 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin geçici 1. maddesinde;
"Olağanüstü Hal Bölge Valisi, bu Kanun Hükmünde Kararnamenin yayım tarihinden başlayarak bir ay içinde mücavir iller dahil olağanüstü hal bölgesinde ikamet edenlerin müracaatları üzerine ellerinde bulunan ruhsatsız ateşli silahların menşelerine bakılmaksızın taşıma veya bulundurma ruhsatı verebilir.
Bu madde hükmünden yararlananlar hakkında belirtilen süre içinde 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun ile 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ilgili hükümleri uygulanmaz" hükmü yer almaktadır.
Görüldüğü gibi 387 sayılı K.H. Kararname bir af niteliği taşımamaktadır.
Bölgede hüküm süren kış şartları ve başvurma süresinin azlığı gibi nedenlerle 299 sayılı K.H. Kararnameden yararlanmayanlara yeni bir olanak tanımak için çıkartılmıştır. Amacı, kapsadığı illerde yaşayan kişilerin ruhsata bağlı bulunmayan silahlarına ruhsat verilebilmesini sağlamaktır. Kararname uyarınca bölgede yaşayan kişiler gizli silahlarına ruhsat almak üzere Olağanüstü Hal Bölge Valisi'ne veya yetki verdiği İl Valiliğine başvuru hakkını elde etmiş bulunmaktadır. İdare, yapılan başvuruları değerlendirdikten sonra yönetmelikte öngörülen koşulları taşıyanların silahlarına ruhsat verecek taşımayanların silahlarına ise vermeyecektir. Ancak başvuruda bulunanlara ruhsat verilsin verilmesin bu dönemde hakkında 6136 sayılı Yasa ile TCK.nun ilgili hükümleri uygulanmayacaktır.
İncelenen olayda, sanıkta yakalanan suç konusu tabanca köy demirbaşına kayıtlı olup bu tabancaya sanık adına bulundurma veya taşıma ruhsatı verilmesi mümkün değildir. Olağanüstü Hal Bölge Valiliği'ne veya yetki verdiği İl Valiliğine yapacağı başvuru hukuken yok hükmündedir. Çıkarılış amacı bu tür ruhsatlı silahları taşıyanları korumak olmayan kararnamenin ruhsat verilmeyeceği önceden belli olan silah hakkında uygulanması amacına ters düşer.
Bu nedenle, babasına ait köy demirbaşına kayıtlı silahı taşıyan sanık hakkında 387 sayılı K.H. Kararname hükümlerinin uygulanması mümkün olmadığından C. Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Kurul Başkanı ve Üyeler; "387 sayılı K. H. Kararnamedeki sınırlama sadece yöre ve süre yönündendir. Kararname başkasına ait ruhsatlı silahları taşıyanların yararlanamayacaklarına ilişkin ayrık bir hüküm yoktur.
Başvurunun geçerli olup olmaması, diğer bir ifade ile başvurana ruhsat verilip verilmemesi ayrı şey; başvuranlara ruhsat verilebilsin veya verilmesin cezalandırılmamaları ayrı şeydir. Olay bu açıdan değerlendirilmelidir.
Kaldı ki,
Kararnamede yer alan menşeine bakılmaksızın ibaresi menşei ne olursa olsun bu kararnamenin başvuru hakkı yönünden her türlü silah için uygulanacağını, silah başkasına ait de olsa, bulundurma ruhsatlı dahi bulunsa başvurmayı engelleyen bir durum olmadığını göstermektedir.
Kendisine ruhsat verilip verilmeyeceği henüz belli olmayan kalaşinkof ve benzeri vahim nitelikli silahları taşıyanlara uygulanacak bir kararnamenin babasına ait köy demirbaşına kayıtlı silahı taşıyanlara uygulanamayacağını kabul kararnamenin çıkarılış amacına ve genel hukuk ilkelerine ters düşer" görüşü ile itirazın kabulü yönünde oy kullanmışlardır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle C. Başsavcılığı itirazının (REDDİNE), 12.2.1990 günlü birinci müzakerede yasal çoğunluk sağlanamadığından 5.3.1990 günlü ikinci müzakerede çoğunlukla karar verildi.