 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1989/7
K: 1989/58
T: 20.02.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : 2521 Sayılı Yasaya aykırı davranışta bulunmak suçundan sanık ÖMER BAL'ın 2521 sayılı yasanın 13. maddesi yollamasıyla TCK.nun 549, 647 sayılı yasanın 4. maddeleri gereğince 2250 lara hafif para cezasıyla cezalandırılmasına, suç konusu ava tüfeği ve fişeklerinin müsaderesine dair ERBAA Sulh Ceza Mahkemesince 28.9.1988 gün ve 624/888 sayı ile verilen hükmün, sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine inceleyen 2.Ceza Dairesi, 16.12.1988 gün 6696/6933 sayı ile;
(Tüfeğin değeri itibariyle yapılan incelemede:
2521 Sayılı Kanunun 1. maddesinde ve genel gerekçesinde "Bu Kanunun amacı, uzun süreden beri denetimsiz kalan yivsiz av tüfekleri, spor ve nişan tüfek ve tabancalar ve av bıçaklarının yapımı, satımı, taşınması ve bulundurulmasıyla ilgili görülen mevzuat boşluğunu doldurmak, etkin bir denetim sağlamak ve gerekli tedbirleri almak" şeklindeki ifade edilmektedir.
Kanunun 13. maddesinde "ava tezkeresi veya yivsiz tüfek sahipliği belgesi olmadan yivsiz av tüfeği bulunduran ve taşıyanlar hakkında TCK.nun 549. maddesindeki ceza hükümlerinin uygulanacağı" belirtilmiş, 15. maddede ise "Kanun uygulanmasına ilişkin bir yönetmelik çıkarılması" öngörülmüş, hukuki dayanağını 2521 sayılı kanundan alan bu yönetmelik 10 Mart 1982 tarih ve 17629 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.
Sözü edilen yönetmeliğinin 10. maddesinin C bendindeki açıklığa göre; yivsiz tüfek sahipliği belgesi, belgede yazılı tüfeği ancak meskun mahaller dışında, kırsal alanda taşıma yetkisi vermekte, köy kasaba ve şehir içinde "boş olarak" torba veya kılıf içinde veya "araçların bagajında" taşınması zorunlu kılınmak suretiyle belgenin, kapsamı ve taşıma hakkına ilişkin kurallar belirlenmektedir. Bu tesbitin amacı ise, tehlike halini ve ani kullanmak imkanını bertaraf etmektedir. Bu itibarla, belgenin sağladığı belge kapsamı dışında, yani belgesiz olarak taşınmadığının kabulü gerekmekte olup, aksine bir uygulama şekli yönetmelikte belirtilen taşınmanın kurallar dışında kalan halini müeyyidesiz bırakacaktır.
Bu itibarla, "Suçun unsurları bulunmadığına" ilişkin tebliğnamesinin 1. bendindeki görüşü iştirak edilmemiştir.
1-TCY.nun 119. maddesinin 3506 sayılı kanunla değişik şekline göre ve TCK.nun 2. maddesi uyarınca sanığa ön ödemede bulunma imkanının tanınması lüzumu,
2- Suçta kullanılmayan ve bulundurulması bizatihi suç teşkil etmeyen fişeklerin zoralımına karar verilmesi) isabetsizliğinden bozmuştur.
Bu karara karşı, 9.1.1989 gün ve 4 sayı ile itiraz yoluna başvuran C.Başsavcılığınca:
(Dosya münderecatına göre sanık Ömer Bal'ın eylemi, yivsiz tüfek sahipliği belgesine istinaden sahip olduğu 46842 numaralı ruhsatlı av tüfeğini 2521 sayılı kanunun 14. maddesine istinaden yayınlanan ve 10.3.1982 tarihinde yürürlüğe giren yönetmeliğin 10/c maddesine aykırı, boş olarak ve rabanın bagajına nakletmesinden ibarettir.
2521 sayılı kanunun 11.12,13. maddeleri eylemin hangi hallerde suç teşkil edeceğini belgelemiş ve müeyyidelerini göstermiştir.
Kanunun 13. maddesi, av tezkeresi ve yivsiz tüfek sahipliği belgesi olmadan yivsiz av tüfeği bulunduran ve taşıyanlar hakkında TCK.nun 549. maddesinin uygulanmayacağını belirtmiş, tüfeklerin usulüne uygun taşınmasına halini bir müeyyide altına almamıştır.
Bu durum karşısında, sanığın eyleminde 2521 sayılı kanunun 13. maddesinde yazılı suçun unsurları mevcut değildir. Çünkü;
a- Sanık yivsiz tüfek sahipliği belgesine sahiptir.
b- Kanunun 13. maddesi yivsiz tüfek belgesine sahip olan kişilerin bu silahları kasaba ve şehir içinde taşınmasını yasaklayan bir hükmü ihtiva etmemektedir.
c- 2521 sayılı kanunun hiçbir yerinde bu kanuna istinaden çıkarılan yönetmeliğe aykırı hareket edenler hakkında yasal işlem yapılacağına dair amir bir hüküm de yoktur.
Sanığın eylemi, 2521 sayılı kanunun 15. maddesine istinaden çıkarılan yönetmeliğe aykırılıktan ibarettir.
Eylemde, TCK.nun 526. maddesinde yazılı suçun unsurlarıda mevcut değildir. Çünkü, 2521 sayılı kanun sanığın eylemini suç saymamıştır. Kanunun suç saymadığı bir hususun, kanun nasıl uygulanacağını gösterir yönetmelikte suç haline dönüştürülmesi ve yeni bir suç ihdas edilmesi düşünülemez.
Özel Daire kararında "tüfeğin, belgenin sağladığı haklar dışında taşınması, onun belgesiz taşındığının kabulünü gerektireceği, aksi halde eylemin müeyyidesiz kalacağını" belirtmek, C.Başsavcılığının itirazına iştirak edilmemiştir.
Yönetmeliğin 14 ve 15. maddesi hangi hallerde izinlerin iptal edileceğini açıkca belirtmiştir. Bu haller arasında 10/c maddesi sayılmamıştır. Bu nedenle usulüne uygun taşımadığından bahisle sanığın tüfek sahipliği belgesinin iptali sözkonusu olmadığı gibi, bunun doğal sonucu olarak da, tüfeğin belgesiz taşındığını kabul etmek mümkün değildir.
Açıklanan bu nedenlerle sanığın ruhsatlı tüfeğini yönetmeliğe aykırı biçimde tanımaktan ibaret eylemi müeyyide altına alınmamıştır. Kanun vazıı buna lüzüm görmemiştir.
Nitekim 2429 Sayılı Ulusal Bayram ve Tatil Günleri Hakkındaki Kanunun son maddesi, 29 Ekim günleri özel işyerlerinin kapanmasını zorunlu kaldığı halde işyerini kapatmayanlar hakkında herhangi bir müeyyide getirmemiştir. Mahalli Mahkemelerin bu suçla ilgili olarak TCK.nun 526. maddesi gereğince verdikleri mahkumiyet hükümleri, 2. Ceza Dairesince kanunda müeyyide bulunmadığından bahisle bozulmuşlardır.
Sanığın eyleminin suç teşkil ettiği düşünülüyorsa hakiketen Kanunda bir boşluk mevcuttur boşluğun içtihad yolu ile değil, yasal yolla doldurulmasının mümkün olabileceği, aksinin kabulünün "kanunsuz suç olmaz" kaidesine ve TCY.nun 2. maddesine ayrılık teşkil edeceğinden, Yerel Mahkeme kararının bu nedenle de bozulmasına karar verilmesi) talep olunmuştur.
KARAR : Dosya içeriğine göre:
Sanık, 46842 numaralı yivsiz av tüfeği için düzenlenmiş, 25.5.1987 tarihli Yivsiz Tüfek Sahipliği Belgesi" sahibidir.
Olay günü, Erbaa İlçesi girişinde Renault Marka arabasında polis görevlilerince yapılan aramada, sanığın tüfeğini arka koltukta dolu olarak bulundurduğu saptanmıştır.
2551 sayılı yasanın 13. maddesinde "av tezkeresi veya yivsiz tüfek sahipliği belgesi olmadan, yivsiz av tüfeği bulunduran ve taşıyanlar hakkında TCK.nun 549. maddesindeki ceza hükümlerinin uygulanacağı" hükmüne yer verilmemişsede; suç konusu tüfeği için "Yivsiz Tüfek Sahipliği Belgesi" olan sanığın, maddeye aykırı davranışta bulunduğu kabul edilemez.
2521 sayılı yasaya dayanılarak çıkarılan ve 10.3.1982 gün ve 17629 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Yönetmeliğin 10/c maddesinde "Yivsiz tüfek sahipliği belgesi, sahibine belgede kayıtlı silahın ancak meskun mahaller dışında, kırsal alanda taşınma yetkisi sağlar. Söz konusu silahları, köy, kasaba ve şehir içinde boş olarak torba veya kılıf içinde, ya da araçların bagajında taşınıp nakledilmesi zorunludur" denilmekte ise de; bu maddeye aykırı davranışta bulunmak, özel bir düzenleme getiren 2521 sayılı yasada müeyyideye bağlanamadığı ve olayda başka bir yasa maddesinin ihlalinin de sözkonusu olmadığı gözönünde tutulduğunda, sanığın beraatine karar verilmesinde sorumluluk bulunduğundan, C.Başsavcılığı itirazının kabulüne karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan üyeler: (Özel Daire kararı haklı nedenlere dayandığından, C.Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek, bu yolda oy kullanmışlardır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, C.Başsavcılığı itirazının kabulü ile, 2.Ceza Dairesinin 16.12.1988 gün ve 6606/6933 sayılı kararının KALDIRILMASINA, Yerel Mahkeme Hükmünün açıklanan bu gerekçe ile BOZULMASINA, 20.2.1989 gününde ve üçte ikiyi geçen çoğunlukla karar verildi.