 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1989/69
K: 1989/130
T: 03.04.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Sanık Erol'un TCY. nın 448, 65/3, 55/3, 59. maddeleri gereğince 6 sene 8 ay ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına, fer'i ceza tayinine ilişkin, (Amasya Ağır Ceza Mahkemesi)nce verilen 28.6.1988 gün, 153/139 sayılı hükmün, sanık vekili ile Cumhuriyet Savcısı tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesi,. 1.2.1989 gün 4253/135 sayı ile;
"....Sanık Erol ve Lütfü'nün topluluğa ateş ettikleri, Lütfü'nün ateşinin maktüle isabet ederek ölümüne neden olduğu, Erol'un atışlarında isabetin vaki olmadığı dosya kapsamından anlaşıldığından, öldürme hususunda sanık Lütfü ile irade birliği içinde bulunmayan sanık Erolun fiilinin öldürmeye eksik teşebbüs kabulü ile TCK.nun 448, 61, 55/3 ve 59. maddeleri ile ceza verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi" isabetsizliğinden bozmuştur.
Yargıtay C. Başsavcılığı, 3.3.1989 gün 18 sayı ile;
Sanık ile Lütfü, daha önceden maktülü öldürmek için anlaşmamışlardır. Olay anında Erol'un sanık Lütfü'yü adam öldürmek için herhangi bir teşvik, tahrik, muavenet ve müzahareti hakkında dosyada delil yoktur.
Lütfü'nün atışı sonucu ölen Reşat'ı hedef alarak, Erol'un ateş ettiğine dair delil olmadığı mahkemece de kabul edilmiştir. TCK.nun 61. maddesinin uygulanabilmesi için, sanık Erol'un maktülü hedef aldığının kabulü gerekir.
Sanığın toplulukta muayyen bir kişiyi hedef almadığı açıktır. Herhangi bir kişiyi hedef alması için ise, bunun delillendirilmesi gerekir. Böyle bir delil olmadığı gibi hiç bir kişinin yaralanmamış olması karşısında sanığın vurmak için atmadığını söylemek daha olasıdır. Olayda yaralama olmadığına ve hedeflenen muayyen bir kişi de bulunmadığına göre öldürmeye teşebbüsten bahsetmeye imkan yoktur.
Sanık Erol sadece, kavgada karşı tarafa silah atmıştır. TCK.nun 466/2, 464/3. maddelerinin uygulanması gerekir.
Gerekçesiyle itiraz ederek daire kararının kaldırılıp değişik gerekçeyle yerel mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
Dosya 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulu'nca okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Olay günü yol boyunca gezintiye çıkan ve aralarında görüş ayrılığı bulunan iki grup karşılaştıklarında kavga etmişlerdir. Sanık Erol ele geçen tabancası ile 7 el ateş etmiştir. Hakkında adam öldürme suçundan mahkumiyet hükmü kurulup Özel Dairece onanan ve itiraz kapsamı dışında kalan sanık Lütfü de tabancası ile dokuz el ateş etmiş ve Reşat'ı öldürmüştür.
Olay yerinde bulunan dört adet boş kovanın sanık Erol'un tabancasından atıldığı, öldürülenin vücudundan çıkartılan mermi çekirdeğini ise sanık Erol'un tabancasıyla uygunluk veya benzerliğinin bulunmadığı Adli Tıp Kurumu Fizik İncelemeler ihtisas Dairesince saptanmıştır. Ölümü meydana getiren sanık Lütfü'nün atışıdır.
Yerel mahkeme; sanığın, asli fail olan Lütfü ile fikren birlik ve beraberlik içinde hareket ederek, asli faile cesaret vermek arka çıkıp yardımcı olmak suretiyle olaya fer'an katıldığını Özel Daire ise; yukarıda yazılı gerekçeyle eylemin öldürmeye eksik kalkışma suçunu oluşturduğu kabul etmiştir.
Özel daire ile Yargıtay C. Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlık ise sanık hakkında TCK.nun 448, 61. maddelerinin mi, yoksa 466/2, 464/3. maddelerinin mi uygulanması gerektiğine ilişkindir.
Öncelikle kabul ve itirazda bahsi geçen kurumların kısaca açıklanmasında yarar bulunmaktadır.
Fer'i Fail : asli iştirakte anlaşarak birlikte suç işlendiği halde, fer'i iştirakte suç işleme kararını teşvik etmek, kuvvetlendirmek veya suç işlendikten sonra yardım için söz vermek suretiyle suçun işlenmesine ikinci derecede katılan kişidir.
Eksik Kalkışma: Ceza Yasamıza göre suç işlemeye eksik kalkışmanın cezalandırılabilmesi için aşağıdaki koşulların gerçekleşmesi gerekir.
a) Belirli bir suçu işleme kastının varlığı,
b) Suç işleme kararının icraya başlanılması,
c) Suç işlerken elverişli vasıta kullanılması,
d) Elde olmayan engel nedenlerle icrai hareketlerinin (yapıcı davranışların) bitirilememiş olması,
Açıklandığı üzere, sanığın elverişli vasıta ile amaçladığı suçun yapıcı davranışlarına başlamış olması fakat engelleyici nedenlerle hareketlerini bitirememiş olması halinde eksik kalkışma söz konusu olacaktır.
Kavgaya Katılma: Kavgaya katılma suçunun oluşması için;
a) Birden çok kimse arasında karşılıklı saldırı ve savunma hareketlerinin olması yani bir kavga bulunması;
b) öldürme veya etkili eylem suçlarına değil, sadece kavga eylemine ortak olunması (kavgaya başından veya sonradan katılma arasında fark yoktur. Asıl faille; suçun işlenmesi hususunda arada bir anlaşma olmamalıdır);
c) Kavga sonucu ölüm veya yaralama meydana gelmiş bulunması;
d) Kavga ile, meydana gelen ölüm veya yaralanma arasında uygun nedensellik (illiyet) bağı olması;
e) Suçun manevi öğesi olan suç işleme engel kastının bulunması gerekir.
Bu açıklamaların ışığı altında olayımıza baktığımızda:
Sanık ve Lütfü'nün maktülü öldürmek için daha önceden anlaştıkları veya olay anında sanık Erol'un adam öldürmesi hususunda Lütfü'yü teşvik, tahrik ettiği, yardımda bulunmaya söz verdiği hususunda dosyada herhangi bir kanıt yoktur. Bu nedenle; sanığın fer'i fail olarak kabulü olanaksızdır. Yerel Mahkemenin kabulü isabetsizdir.
Bir kısım tanıklar, kavgadan önce sanığın belindeki tabancayı karşı gruba gösterdiğini, tartışma çıkınca rastgele ateş ettiğini söylemişlerdir. Sanık; karşı grubun taşla saldırması üzerine korkutmak için havaya ateş ettiğini, öldürmek amacı olsaydı, bütün mermilerin kalabalık olan gruba isabet edeceğini savunmuş, bu savunmasının aksi kanıtlanamamıştır.
Sanığın, etkili mesafe içinde öldürüleni hedef alarak ateş ettiği saptanamadığından, kalkışma hükümlerinin uygulanması için gerekli ilk koşul gerçekleşmemiştir. Bu itibarla Özel Daire bozma kararı da yasaya uygun değildir.
Kavgada ölene el uzatmaktan amaç, ölene karşı herhangi bir şekilde fiili saldırıda bulunulmasıdır. Sanığın ölene saldırıda bulunduğuna dair kanıt olmadığından hakkında TCY. nın 464. maddesi de uygulanamaz.
Sanık Kavga sırasında; hakkındaki mahkumiyet hükmü kesinleşen Lütüfü'nün eylemine iştirak etmeden, karşı taraftan olanları korkutmak amacıyla havaya ateş etmiştir. Eylemi TCY.nın 466/2. maddesine uygundur.
Ancak;
Sanığın eylemine uygun olup hakkında uygulanması gereken TCY.nın 466/2. maddesinde yazılı cezanın yukarı sınırına ve suç tarihine göre, anılan Yasanın 102/4. 104/2. maddelerinde öngörülen zamanaşımı süresi dolduğundan davanın ortadan kaldırılmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle; sanık Erol'un eylemi TCY.nın 466/2. maddesine uygun olup, saptanan değişik bu suç vasfına göre anılan Yasanın 102/4, 104/2. maddelerinde belirlenen 7 sene 6 aylık zamanaşımı süresi dolmuş bulunduğundan; sanık hakkındaki kamu davasının ortadan kaldırılmasına, 3.4.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.