Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1989/55
K: 1989/113
T: 20.03.1989

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
DAVA : Kasten iki kişiyi öldürmek suçundan sanık Osman'ın, TCY.nın 450/5, 51/2, 59/2. maddesi uyarınca 20 sene ağır hapis cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin (Isparta Ağır Ceza Mahkemesi)nce 1.11.1988 gün ve 90/142 sayı ile verilen hükmün sanık vekili tarafından temyizi ve kendiliğinden de temyize tabi bulunması üzerine dosyayı inceleyen 1. Ceza Dairesi; 2.2.1989 gün ve 4478/141 sayı ile:
(TCK.nun 462. maddesinin tatbiki için failin zina haliyle aniden karşılaşması gerektiği, olayımızda sanığın bilinçli hareket ettiği, maktülleri zinayı icra halinde ya da henüz zina yaptığından zevahire göre şüphe edilmeyecek bir surette ani sürpriz durumda görmediği, yıllardır dedikodu bulunduğu, esasen ikisi arasındaki ilişki hususunda yoğun bir şüphe taşıdığı, olay günü evden ayrılarak maktülleri özellikle yalnız bıraktığı, bir keseri de tekadirikli olarak gizlediği, olay için hazırlıklı olduğu cinsi münasebetin maddi delilleri bulunmadğı, savunmada bile sadece sevişme sahnesinin ifade edildiği, bu durumda dahi icra için bir süre bekleyip fırsat kolladığı anlaşılmakla, mahkemenin CYUY.nun 254. maddesinin verdiği yetkiye dayanarak delilleri takdir ve sanığın hukuki durumunu tesbitte bir yanılgı görülmediğinden, tebliğnamede bu hususa müteallik ve her ikisinin de sevişmeleri kanısıyla aynı sebep ve saikle aynı yer ve zamanda öldürdüğü kabul edilmekle TCY. nın 450/5. maddesinin tatbiki isabetli olduğundan suç vasfına ilişen düşüncelere iştirak edilmeyerek ve sair temyiz itirazları da yerinde görülmeyerek usul ve yasaya uygun bulunan hükmün onanmasına) karar vermiş,
C. Başsavcılığı ise, 22.2.1989 gün ve 14 sayı ile:
(Sanığın, resmi nikahlı eşi Keziban ile eniştesi Dursun Ali arasında ilişki bulunduğu ve bu hususun sanığa söylendiği, sanığın da eniştesinin evine gelmesini istemediği,
Olay günü eniştesinin yine sanığın evine geldiği, sanığın bu duruma kızarak, neden evine geldiğini eniştesi Dursun Ali'ye sorduğu, ölenlerin birlikte, "Biz birşey yapmıyoruz, iftira ediyorlar, istersen sen dışarda biraz dolaş gel, bizden şüphe etme" şeklindeki sözleri üzerine, sanığın dışarı çıktığı, 15 dakika sonra sessizce evine döndüğünde, her ikisini divanda sevişirlerken gördüğü ve evdeki keserle öldürdüğü kabul edilmektedir.  TCY.nın 462. maddesinin uygulanabilmesi için karı veya koca, kızkardeş veya füruğdan biri yahut bunların müşterek faillerinin zinayı icra halinde, gayri meşru cinsi ilişki yapmak üzere veya bu fiilleri henüz yaptıklarına zevahire göre şüphe edilmeyecek surette bulunmaları halinin söz konusu olması gerekir.
Sanığın, ölenleri divanda cinsel ilişki hazırlığı içerisinde yakaladığı kabul edilmesine rağmen genel TCK. 51/2. madde ile uygulama yapılmıştır. Halbuki TCY. nın 462. maddesinin uygulanması gerekir görüşüyle itiraz etmiştir.
Dosya, 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
 
KARAR : İncelenen dosyaya göre:
Ölenlerden Keziban sanığın resmi nikahlı eşi, Dursun Ali ise eniştesidir. Sanık eniştesi dursun Ali'nin müteahitliğini yaptığı inşaata kalıpçı ustası olarak çalışmakta, ailecek görüşmektedirler. Olayın bir kaç sene öncesinden başlayarak ölenlerin ilişkisi bulunduğuna dair dedikodular yayılmış, hatta sanığın anne, baba ve kardeşleri bu dedikoduları sanığa aktararak enşitesi olan Dursun Ali ile görüş ile görüşmemesini istemişler, ölenlerin ilişkisi bulunduğuna ilişkin dedikodulara inanmayan sanık yakınlarına darılmıştır.Buna karşın, olay gecesi ölen Dursun Ali sanığın evine gelmiş, evin üst katında sanığın ölen eşi ile otururlarken saat 23.00 sıralarında aşağı katta mobilet tamir eden sanığı çağırmışlar ve üst kata çıkan sanığa hitaben maktül:" Karın benim kızım, gelinimdir. Benden şüphe mi ediyorsun" şeklinde sorunca, sanık şüphelenmediğini belirtmiş ve herzamanki gibi göl kıyısında gezmek için dışarı çıkmıştır. 15 dakika sonra kuşkusunun varit olup olmadığını anlamak için döndüğünde, Dursun Ali'nin otosunu ara sokağa gizlediğini farkedince evin açık kapısından girip, sesisizce üst kata çıkarak aralıktan baktığında divan üzerinde ölenleri giysileri sıyrılmış şekilde sevişirlerken görmüş, kaçmalarına fırsat tanımadan keserle kafalarına vurmak suretiyle her ikisinde öldürmüştür.
Oluşta, Özel Daire ile C. Başsavcılığı arasında herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık sanığa TCY. nın 462. maddesinin mi, yoksa 51/2. maddesinin mi uygulanması gerektiğine ilişkindir.
462. maddedeki koşulları taşıyan fail, maddede belirtilen kimselerden birisini başkasıyla zina veya meşru olmayan ilişki halinde veya bu fiillerden birinin işlenmiş yada işlenmek üzere bulunulduğu bir halde görüpte öldürmek veya etkili eylemde bulunmak suçunu işlerse hakkında bu madde uygulanır.
Bu madde uygulanmasının iki koşulu bulunmaktadır:
A) Zaman koşulu: Zaman koşulunu üç alt başlık halinde göstermek gerekir:
a) Ölen veya mağdurenin meşru olmayan ilişki veya zina halinde bulunduğu sırada
b) Bu ilişkide bulunmak üzere iken,
c) Bu ilişkide henüz bulunmuş olduğu sırada,
Öldürme veya etkili eylem fiili işlenmiş ise 462. madde uygulanmalıdır. Bu zaman koşulu gerçekleşmemişse 462. madde uygulanamaz. Bundan güdülen amaç failin fiilin işlendiği sırada kişiliği itibariyle aile onuru bakımından derin ve çok ağır tarzda uğradığı saldırısının iradesi üzerinde yarattığı büyük sarsıntıdır.
B) Kişi koşulu: Maddede yazılı kişiler (fail) tarafından, maddede gösterilen kişilere karşı (mağdur) veya (ölenin) meşru olmayan ilişki veya zinada bulunduğu sırada veya bulunmak üzere iken veya bulunmasından hemen sonra işlenen öldürme veya etkili eylem suçlarında 462. madde uygulanmalıdır.  Kişi koşulunu da iki alt başlık halinde göstermek olanaklıdır:
a- Suçun mağduru; koca, karı, kızkardeş, füruğdan biri veya bunların ortağı,
b - Suçun faili; karı, koca usulden biri, erkek veya kızkardeş olabilir.
İlkeye yönelik bu açıklamalardan sonra olaya baktığımızda, sanık öldürdüğü karısı Keziban ile suç ortağı Dursun Ali'yi yukarıda açıklanan koşullar içinde keserle kafalarına vurarak öldürmüştür.
Her ne kadar ölenler arasında ilişki bulunduğuna dair dedikodu bulunmakta ve hatta sanık; anne, baba ve kardeşleri tarafından uyarılmış ise de ölenler arasında meşru olmayan ilişki bulunduğuna inanmamış ve bunu davranışlarıyla göstermiştir. Sadece içerisinde bir kuşku hali vardır. Kuşkusunu gidermek ve yenmek çabasındadır. Kuşkunun da bilmek şeklinde kabul edilemeyeceği açıktır.   O halde TCK.nun 462. maddesinde düzenlenen Özel daha ağır tahrik hali altında suçu işleyen sanık hakkında TCK. 51/2. madde indirim yapılması isabetli olmayıp bu maddenin uygulanması gerektiğinden C. Başsavcılığı itirazının kabulüne karar verilmelidir.
 
SONUÇ : Yukarıda açıklandığı üzere C. Başsavcılığı itirazının kabulüne Özel Daire onama kararının KALDIRILMASINA Yerel Mahkeme hükmünün belirtilen nedenle BOZULMASINA 20.3.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini