 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1989/3-330
K: 1989/386
T: 4.12.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
765/m.54
1412/m.74
2253/m.12
DAVA : Orman Yasasına aykırı davranmak suçundan sanık Nihat'ın işlediği suçun farik ve mümeyyiz olmadığı saptandığından, 2253 sayılı Yasanın 12. maddesi uyarınca sanığa ceza verilemeyeceğinden beraatine, aynı Yasanın 10. maddesi uyarınca veli veya vasisine teslimine ilişkin, ( Samsun 3. Sulh Ceza Mahkemesi )nce verilen 21.10.1987 gün 1987/953 sayılı hükmün müdahil vekili tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 31.1.1989 gün 7240/487 sayı ile;
"1- Suç tutanağı içeriği ile bunu doğrulayan tanık beyanlarına göre naklettiği kaçak odunları devlet ormanından kesmek eylemi sabit olan sanığın suç tarihinde 11 yaşını bitirip 15 yaşını doldurmamış bulunmasına suçun anlam ve sonuçlarını bilerek hareket etmediğinin uzman hekim raporu ile belirlenmesine nazaran 2253 sayılı Yasanın 12, TCY.nın 54. maddeleri uyarınca hakkında ceza tertibine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Sanık hakkında beraet kararı verildiği halde, suçun sabit bulunması halinde uygulanması gereken 2253 sayılı Yasanın 10/1. maddesi uyarınca veli veya vasiye teslimine denilmek suretiyle çelişkiye düşülmesi,
3- Suçta ve nakilde kullanılan balta ile merkebin zoralımı yerine iadesine karar verilmesi",
İsabetsizliğinden bozmuş;
Yerel Mahkeme, 17.4.1989 gün 157/332 sayı ile;
"CMUY.nın 253. maddesinde "ceza tertibine yer olmadığından" bahsedilmemiştir. Sanığın suçu sabittir. Yaşı nedeniyle ceza verilemeyeceğinden beraet ettirilmiştir.
Veli veya vasiye teslim ceza olmayıp tedbirdir ve takdire bağlıdır. Mahkeme takdir hakkını kullanmıştır.
Balta ile merkep bizatihi müsadereye tabi olmayıp, sanık da mahkum olmadığından iade edilmiştir", gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de, Yargıtay'ca incelenmesi C. Savcısı tarafından süresinde istenildiğinden dosya, Yargıtay C. Başsavcılığı'nın bozma istemli 8.11.1989 günlü tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 12.4.1975 doğumlu olup, olay tarihinde 12 yaşında bulunan sanığın, işlediği ormandan ağaç kesmek suçunun farik ve mümeyyizi olmaması nedeniyle beraetine mi, yoksa ceza tertibine yer olmadığına mı karar verileceği, veli veya vasiye teslimi gerekip gerekmediği ve suç eşyası ile nakil vasıtasının müsadere edilip edilemeyeceği Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlığın konusunu teşkil etmektedir.
1- 2253 sayılı Yasanın 12. maddesinde, "fiili işlediği zaman 11 yaşını bitirmiş olup da 15 yaşını doldurmamış olan küçükler hakkında 20. maddeye göre yapılan inceleme, Ceza Tertibin Gerektirmiyorsa mahkemece 10. maddede yazılı tedbirlerden biri uygulanabilir...." hükmü yer almaktadır.
Genel Yasa olan Türk Ceza Yasasının, 2787 sayılı Yasa ile değişik 54. maddesi de, "fiili işlediği zaman 11 yaşını bitirmiş olup ta 15 yaşını doldurmamış olanlar, farik ve mümeyyiz olmadıkları surette haklarında hiçbir Ceza Tertip ( olunamaz ). Ancak işlemleri fiil bir seneden fazla hapis veya daha ağır bir cezayı müstelzim cürümlerden ise bundan evvelki madde ahkamı tatbik olunur...." hükmünü getirmiştir.
Bu hükümlere göre, suç tarihinde 11 yaşını bitirip 15 yaşını doldurmamış bulunan sanıklar hakkında yapılan soruşturmada, üzerlerine atılı suç sabit değilse veya eylem suç teşkil etmiyorsa beraetlerine, suçlarının sabit olması ve işledikleri suçun anlam ve sonuçlarını kavrayabilecek durumda olmamaları halinde ise, "haklarında ceza tertibine yer olmadığına" karar verilecektir. Ceza tertip etmemek başka; suçsuzluğu öngören beraat ise daha başka, hukuki yapıları ve sonuçları ayrı iki farklı karar türüdür. Bu itibarla CMUY.nın 253. maddesinden bahisle ve ceza verilemeyeceğinden sözedilerek beraet kararı verilemez. Bir numaralı bozmayla ilgili direnme hükmü bu nedenle bozulmalıdır.
2- 11 yaşını bitirip 15 yaşını doldurmamış küçüğün veli veya vasiye teslimi, bir seneden fazla hapis cezasını gerektiren suçunun sabit olması fakat yaş küçüklüğü nedeniyle ceza tertibine yer olmadığına karar verilmesi durumunda mümkündür.
Yerel Mahkeme; sanığın beraetine ve ayrıca küçüğün veli veya vasiye teslimine karar vermekle çelişkiye düşmüştür. İki nolu bozma sebebine vaki direnme kararı da yasaya aykırıdır.
3- Müsadere ( zoralım ) bir ceza değil, fakat cezai mesuliyetin neticesi bulunan bir tedbirdir. Cezaları belirleyen TCY.nın 11. maddesinde, zoralımdan sözedilmemiştir. Suç failine ait olmayan eşyanın da zoralımı ( O.Y.nın 108. maddesi ) hükümlünün ölümüne rağmen zoralım kararının yerine getirilmesi ( TCY. 96/2 ) de, müsaderenin bir ceza olmadığını göstermektedir.
2253 sayılı Yasanın 12., TCY.nın 54. maddeleri gsuç işlediği sabit olan küçükler hakkında uygulanır. Şayet küçük; bedeni, akli ve ruhi durumu yönünden işlediği suçun anlam ve sonuçlarını kavrayabiliyorsa ceza verilecek, aksi halde suçu sabit olduğu halde ceza tertip edilemeyecektir. Hal böyle olunca ceza verilememesi, sabit olan suçta kullanılan balta ile nakil aracı merkebin zoralımına karar verilmesine mani olamaz.
Bu itibarla Özel Daire bozma kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle Yerel Mahkeme direnme hükmünün tebliğnamedeki istem gibiBOZULMASINA, 4.12.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.