 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1989/368
K: 1990/11
T: 05.02.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Gündüzleyin elinde bıçak olduğu halde konut dokunulmazlığını bozmak suçundan sanık Ali'nin TCY.nın 193/2, 55/3, 51/1, 647 sayılı yasanın 4. maddeleri uyarınca 27.000 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin Ovacık (Tunceli) Asliye Ceza Mahkemesince 4.5.1989 güne ve 16/12 sayı ile verilen hükmün sanık tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen 4. Ceza dairesi, 13.11.1989 günie ve 5970/6665 sayı ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün oyçokluğuyla karar vermiştir.
C. Başsavcılığı ise, 14.12.1989 gün ve 73 sayı ile sanığa yüklenen konut dokunulmazlığını bozma suçunun gündüzleyin işlendiği birçok kimseler tarafından toplu olarak veya şahıslar aleyhine şiddet kullanılarak işlenmediği açıktır. Suçun silah ile işlendiği de kabul edilemez. Zira sanık konut dokunulmazlığını bozmak için bıçağın korkutucu sindirici özelliğinden yararlanmamıştır. Bu itibarla sanık hakkında TCY.nın 193/1. maddesiyle uygulama yapılması gerekir görüşü ile itiraz etmiştir.
Dosya 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel kurulunca okundu gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : İncelenen dosyaya göre;
Annesine mağdurun sarkıntılıkta bulunduğunu öğrenen sanık, ona etkili eylemde bulunmak için evinden aldığı bıçakla gündüzleyin hiç bir engelle karşılaşmadan mağdura ait konutun kapısından girerek ikinci kat balkonda bulunan mağduru bıçakla yaralamıştır.
Özel Daire ile C. Başsavcılığ arasındaki uyuşmazlığın konusunu yukarıda açıklanan şekilde işlenen konut dokunulmazlığını bozma suçunda TCY.nın 193. maddesinin 1. fıkrasının mı, yoksa 2. fıkrasının mı uygulanması gerektiği hususu oluşturmaktadır.
Bilindiği üzere TCY.nın 193. maddesinin 1. fıkrası konut dokunulmazlığını bozma suçunun unsurlarını açıklayarak bu suçun gündüz vakti işlenmesi halinde öngörülen yaptırımı belirlemekte 2. fıkrası ise cezayı artırıcı nedenleri göstermektedir. 2. fıkradaki cezayı artırıcı nedenler, suçun "geceleyin" veya "şahıslar aleyhinde şiddet kullanarak" veya "silah ile" veya "birçok kimseler tarafından toplu olarak" işlenmiş olmasıdır.
Olaya bakıldığında suçun gündüzleyin biri kişi tarafından hiçkimseye karşı şiddet kullanılmadan işlendiğinde kuşku bulunmamaktadır. Karar gerekçesinde açıklık olmamakla birlikte yerel mahkemenin sanığın elindeki bıçakla mağdurun evine girmiş olması nedeniyle suçun silahla işlendiğini kabul edip TCY.nın 193. maddesinin 2. fıkrasını uyguladığı anlaşılmaktadır.
TCY.nın 193. maddesinin 2. fıkrasındaki ağırlaştırıcı sebebin varlığını kabul edebilmek için konut dokunulmazlığını bozma suçu işlenirken silahın suçta kullanılmış olması gerekir. Zira kanunumuz suçun "silahlı" olarak işlenmesini değil " silah ile" işlenmesini aramaktadır. Bu kavramların birbirinden farklı olduğunda kuşku yoktur. Bir suçun silahla işlenmesi demek, suç işlenirken silahın korkutucu, tahrip edici, yaralayıcı bereleyici, yakıcı aşındırıcı niteliğinden yararlanılması demektir.
Failin üzerinde mevcut ve görünen bir silaha rağmen konuta girmek için kullanılmadıkça bu ağırlaştırıcı sebep uygulanamaz. Öğreti ve yerleşmiş Yargıtay uygulamaları da bu yöndedir. (Örneğin; Dr. Ayhan Önder, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, 2. Bası, Sh: 73 ve YCGK, 27.12.1954 gün, 73- 373, 4. CD. 31.1.1952 gün, 1023-1023; 5. CD, 27.12.1978 gün, 3481-3875 sayılı kararlar)
Fail silah kullanmaksızın konut dokunulmazlığını bozduktan sonra konut içinde silahla başka bir suç (olayımızda bıçakla yaralama) işlerse konut dokunulmazlığı suçunda ağırlaştırıcı sebep uygulanmaz. Silahın mutlaka konut dokunulmazlığı suçunun işlenmesi sırasında ve bu suçu gerçekleştirmek için kullanılması gerekir.
İnceleme konusu yapılan olayda sanık gündüzleyin konut dokunulmazlığını bozma suçunu işlemek için elindeki bıçağı kullanmadığından bu suç silahla işlenmiş sayılamaz.
Bu itibarla C. Başsavcılığı itirazınını kabulüne karar verilmelidir.
SONUÇ - Yukarıda açıklandığı üzere C. Başsavcılığının itirazının kabulüne yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenle BOZULMASINA 5.2.1990 gününde oybirliğiyle karar verildi.