Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1989/322
K: 1989/382
T: 04.12.1989

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
DAVA : Sanık Halil'in, maktüle Fatma'yı öldürmekten TCY.nın 448, 59. maddeleri gereğince 20 yıl ağır hapsine, mağdure Dönüş'ü öldürmeye kalkışmaktan TCY.nın 448, 62, 59. maddeleriyle 13 yıl 4 ay ağır hapsine, mağdur Yaşar'ı yaralamaktan TCY.nın 456/4, 59. maddeleriyle 1 ay 20 gün hapsine,mağdure Dönüş'ün altınlarını çalmaktan TCY.nın 492/3, 522, 59. maddelerle 10 ay hapsine, konut dokunulmazlığını bozmaktan TCY.nın 193/2, 59. maddelerle 5 ay hapsine, TCY.nın 71. maddesi uyarınca cezalar içtimaıettirilerek 33 yıl 4 ay ağır hapis 16 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, fer'i ceza tayinine, aynı yasanın 77. maddesi nazara alınarak hapis cezasının çektirilmemesine ilişkin (Keskin Ağır Ceza Mahkemesi)nce verilen 14.3.1989 gün 79/35 sayılı hükmün saık ve müdahil vekili tarafından teyizi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesi, 29.6.1989 gün 1532/2154 sayı ile;
"Dönüş'e karşı işlenen öldürmeye teşebbüs ve altınların alınması ile ilgili suçlara yönelik müdahil Dursun'un temyiz itirazlarının; yetki ve sıfatı bulumadığından reddine ve sanığın eyleminin TCY.nın 450/7, 62, 497/1. maddesine uyduğu halde yazılı şekilde uygulama yapılması usulüne uygun biçimde temyiz olmadığından bozma nedeni sayılmamış, maktülenin öldürülmesi ile ilgili hüküm ise;
Olay gecesi sanığın, mağdure Dönüş'ün altınlarını gasbetmek maksadıyla geceleyin eve girdiği, maktüle Fatma'nın müdahale etmesi üzerine bu defa av tüfeği ile kafasına vurarak öldürdüğü ve mağdurenin boynundaki altınları alıp kaçtığı tüm dosya kapsamı ve mevcut delillerle anlaşılmış olmasına göre, sanığın maktüleye karşı vaki eylemi gasba mani olmak isteyen maktülenin müdahalesini bertaraf maksadıyla ve gasp suçunu işlemek için maktüleyi öldürmek şeklinde TCK.nun 450/7. maddesine mümas vasıflı öldürme suçunu oluşturduğu halde 448 maddeyle tecziyesi cihetine gidilmesi"
İsabetsizliğniden bozmuş,
Yerel Mahkeme, 12.9.1989 gün 66/89 sayı ile;
"Sanık evin etrafında dolaşırken, su ısıtmaya çıplak olarak gelen mağdureyi görüp içeri girmiştir. Konut dokunulmazlığını bozmuştur. Sanık silahlı gasp veya başka bir suç işleme kastının mevcudiyetini gösterir herhangi bir fiil veya harekette bulunmamıştır. Gasp suçunu işlemek için eve girdiği tesbit edilememiştir. Sese gelen mağdurlar ve ölenle kavga etmiştir" gerekçesiyle ve "sanık hırsızlık, ırza geçmek, gasp amacıyla eve girmiş olsa bile, yakalanınca amacını gerçekleştirememekten duyduğu infialle maktuleyi öldürdüğüne göre, eylemi vasıflı öldürmedir" karşı oyu ile çoğunlukla önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de, Yargıtay'ca incelenmesi sanık ve müdahil vekili tarafından süresinde istenildiğinden dosya, Yargıtay C. Başsavcılığı'nın bozma istemli 8.11.1989 günlü tebilğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
 
KARAR : Ankara'da yakınlarının yanında kalmakta olan sanık, soğuk havalarda araç motorlarının ısıtılmasında kullanılan eterden bir kutu yanına alarak olay günü akşamı Kırıkkale'ye gidip gezmiş kimseye görünmeden saat 21.00 sıralarında tarla komşusu olan maktülenin evi civarına gelmiş, gözetlemeye başlamıştır. Köy halkı, teravih namazında olup köy, ıssız ve sessizdir. Mağdure Dönüş'ün mutfağa gelip geriye odasına gitiğini görmüş, ışıklar sönünce mutfak penceresinden elinde eterle içeri girmiş, yüzünü çarşafla örtmüş, tıkırtıyı duyarak gelen mağdur Yaşar'la karşılaşmıştır. Yaşar'a eteri sıkmış mağdur, içi boş olan tüfeğini alarak sanıkla boğuşmaya başlamıştır. İtişme sonucu, salona ve yatak odasına geçilmiş sanık elinden aldığı tüfekle mağdureyi vurmuştur. Eşi Dönüş gelmiş, seslenerek kayınvaldesi maktüleyi çağırmıştır. Maktüle gelince sanığa bağırmış, Yaşar yardım istemek için evden kaçmıştır. Sanık tüfekle maktülenin başına vurarak onu öldürmüş, Dönüş'e vurarak bayılmasına neden olmuştur. Tüfek üç parçaya bölünmüş, demir aksamı eğilmiştir. Sanık Dönüş'ün boynunda ipte takılı bulunan 7 adet altından 5 tanesini alarak kaçmıştır. Issız bahçe ve tarlalardan koşarak yolan inen sanık, Ankara'ya kaldığı eve gelmiş ve mağdurların beyanı üzerine sabah saat 05.00'de kaldığı evde yakalanmıştır. Yolda, bindirildiği taksinin paspasları altına, mağdurenin boynundan aldığı, altınları saklamış otomobil yıkanırken altınlar bulunmuştur.
Açıklanan olayda matülenin öldürülmesi nedeniyle sanık hakkında TCY.nın 448. maddesinin mi, yoksa 450/7. maddesinin mi uygulanacağı Özel Daire ile Yerel Makeme arasındaki uyuşmazlığın konusunu oluşturmaktadır.
Olaydan hemen sonra mahallinde C. Savcısı tarafından "olay yeri keşif tutanağı" düzenlenmiştir. Mutfak panceresinin yerden 1.20 m. yükseklikte olduğu, 70x70 cm. ebadında bulunduğu, önünde dama kadar uzanan tahta merviden görüldüğü, merdiven gerekmeden hafif bir sıçrama ile kolaylıkla içeri girilebileceği saptanmıştır.
Evin giriş merdivenlerinden itibaren salonda ve mağdurların yattığı odada bol miktarka kan izleri bulunmuştur. Yaşar ve Dönüş'ün yatak odasında şiddetli bir boğuşmanın olduğu anlaşılmış, kapının altında "fileter" yazılı dolu bir sprey, yerde yatağın civarında iki adet altın ve kırık av tüfeği bulunmuştur.
Maktüle kafasındaki travma sonucu beyin kanaması ve kan kaybından ölmüştür.
Olay yerinde bulunan tüfek üç parça halindedir, 20-25 cm. uzunluğunda saç telleri yapışmış, demir aksamı eğilmiştir. Boş olan tüfekle son bir hafta içinde ateş edilmemiştir.
Yakalandığında, sanıkta kanamalı bir yara olmaması ve suçun diğer kanıtlarla sabit olması nedeniyle, olay yerinde alınan kan örneklerinin inceleme yapılmadan imhasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır.
Olaydan hemen sonra mahalline gelen C. Savcısının düzenlediği ayrıntılı olay yeri keşif tutanağı ve çektirdiği fotoğraflarla, mahallinde dinlenen tanık beyanları ile tüm dosya kapsamına göre son soruşturma aşamasında keşif yapılması davaya bir yenilik getirmeyeceğinden, keşif yapılmamasında bir isabetsizlik yoktur.
Sanık ifadelerinde; maktülenin evine girdiğini, Yaşar'la boğuştuğunu kabul etmektedir. C. Savcılığında; gezmek için köye gittiğini, eve ne amaçla girdiğini bilmediğini, Dönüş'ü görünce şeytana uyup eve girdiğini,
Sulh Ceza Hakimliği'nde; gasp için gitmediğini, Dönüş'e olan ilgisi nedeniyle bu suçu işlediğini,
Ağır Ceza Mahkemesi'nde ise; ilişkisi bulunduğu mağdureyi görmek için gittiğini, eve girdiğini, sarılınca Dönüş'ün bağırdığını ve kocasının geldiğini söylemiş,
15.3.1988 havale tarihli dilekçede ise, Dönüş'ün daveti üzerine eve girdiği ileri sürülmüştür.
Sanık, hazırlıkta alınan beyanlarında mağdureyi çırılçıplak gördüğünü, eve girdiğini söylemişse de, mağdure çıplak olmayıp üzerinde, fanila ve uzun kilotu vardır. Olaydan sonra eve gelen tanıklar tarafından sadece elbisesi giydirilmiştir.
Mağdure Dönüş'ün, sanıkla hissi ilişkisi bulunduğu, olay gecesi çağırıp eve aldığı hususunda da, savunmayı doğrulayan inandırıcı kanıt yoktur. Köpeğin bağlı olması, savunmayı teyit eden yeterli, kesin ve inandırıcı bir kanıt değildir.
Açıklanan belgelere, iddia, savunma ile tanık beyanlarına ve dosyaya göre; sanık olay gecesi mutfak penceresinden maktülenin evine girmiştir. Tıkırtıyı duyan mağdur Yaşar, mutfağa geldiğinde sanıkla karşılaşmıştır. Boş av tüfeğini alarak elinde tutan mağdur, heyacanlanarak konuşamamış, sanık mağdurun elinden tüfeği olarak ona vurmaya başlamıştır. Yaşar'ın eşi Dönüş ve seslenmesi üzerine annesi Fatma gelmiş, sanık tüfekle onlara da vurmaya başlamıştır. Yaşar, yardım istemek için evden çıktığında, sanık tüfekle başına vurarak Fatma'yı öldürmüş, Dönüş'ü yaraladıktan sonra boynunda takılı bulunan altınları alarak kaçmıştır. Hayati tehlike geçiren Dönüş 45 gün, Yaşar ise 7 gün iş ve gücünden kalacak şekilde yaralanmıştır. Sanığın üzerine atılı suçları işlediği sabittir.
Suçun vasfına gelince;
Sanık, mağdurların oturduğu köyden 10 yıl önce bir başka köye taşınarak yerleşmiştir. Olay zamanı, Ankara'da yakınlarının yanında kalmaktadır. Tarla komşusu olup tarla sularken gördüğü mağdure Dönüş'ün altınlarını almayıp planlayarak, Ankara'dan haraket etmiş ve yanına eter almıştır. Yakınlarına Delice'ye gideceğini, otobüste tesadüfen gördüğü Abdullah'a kaynının vergi işi için Kırıkkale'ye gittiğini söylemiş ve saat 18.30 sularında, yani resmi dairelerin kapanmasından sonra Kırıkkale'ye gelmiştir. Kimseye görünmeden tehna yollardan saat 21.00 sıralarında Fadıl Obası Köyü'ne gelmiş ve maktülenin evi önünde bir süre oyalandıktan sonra içeri girmiştir. Olaydan sonra yine bahçeler arasından koşarak asfalta inmiş yoldan geçen bir otobüsü durdurarak Ankara'ya dönmüştür. Kaldığı ev halkı uyanınca, bindiği otobüsün Elmadağ'da bozulduğunu, geri döndüğünü söyleyerek yatmıştır.
Görüldüğü gibi, sanık ev halkına, yolda gördüğü tanığa yalan söylemiş önceden bayıltmada kullanmak üzre eteri hazırlamıştır. Hazırlık savunmasında belirttiği gibi eski köyüne gezmek için gitmemiştir. Yasal olmayan bir eylemi gerçekleştirmek için gerekli hazırlık hareketlerine başlamıştır. Niyetinin önceden tandığı mağdurenin altınlarını almak olduğu, altınların suç sonrası kendisinde bulunması ile zahire çıkmıştır. Mağdureyi görünce şehvet amacıyla içeri girdiği savunması da tutarsızdır. Çünkü, mağdure ile kocası odasına çekilmiş, ışıkları sönmüş yani yatmışlardır. Bu aşamadan sonra sanık içeri girmiştir. Kocası ile yatmakta bulunan bir kadın için eve girilmesi hayatın olağan akışına ters düşmektedir.
Sanık yağma suçuna engel olmak isteyen maktülenin müdahalesini önlemek ve gasp suçunu işlemek için maktüleyi öldürmüş olup eylemi, TCY.nın 450/7. maddesine uygun bulunmaktadır.
Kaldı ki sanık, amacı ne olursa olsun eve girerek konut dokunulmazlığını bozmuştur. İşlediği bu suçu gizlemek, kanıtlarını yoketmek için adam öldürmüştür. Sanığın yağma suçunu işlemek için adam öldürdüğü saptanmasaydı eylemi TCY.nın 450/9. maddeside düzenlenen mevsuf adam öldürmek suçunu teşkil edecekti. Bu itibarla direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
 
SONUÇ : Açıklanan nedenle Yerel Mahkeme direnme hükmüzün tebilğnamedeki istem gibi BOZULMASINA, 4.12.1989 günüde oyçokluğuyla karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini