 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1989/233
K: 1989/300
T: 23.10.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Kaçakçılık suçundan sanıklar İlhan, Selahattin, Zübeyir, Hamit ve Hıdır'ın 1918 sayılı Yasanın 27/3 ve 33/son maddeleri uyarınca 80.918 er lira ağır para cezalariyle cezalandırılmalarına nakil aracı kamyonun ve kaçak eşyaların zoralımına, yerli malı oldukları anlaşılan fıstıkları ile otomobilin iadesine ilişkin (Van Ağır Ceza Mahkemesi)nden verilen 24.3.1988 gün ve 1987/87-1988/69 Sayılı hükmün sanıklar ve katılan idare vekilinin temyizi üzerine 7. Ceza Dairesince incelenerek 2.4.1989 gün ve 1323/2119 sayı ile onanmasına karar verilmiştir.
Bu karara karşı 18.7.1989 gün ve 57 sayı ile itiraz yoluna başvuran C. Başsavcılığı ..." 4353 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca Hazine vekili ilgili gümrük idaresi adına davayı kavuşturma yetkisini 1918 sayılı Yasanın 57.maddesi gereğince kullanmıştır. Yasadan doğan katılma söz konusu olduğuna göre yüksek Dairenin temyiz inceleme isteğinin reddine karar vermesi kanuna aykırıdır.." görüşüyle onama kararının kaldırılarak dosyanın incelenmek üzere Özel Daireye gönderilmesine karar verilmesini istemiştir.
Dosya 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Dosya içeriğine göre;
Sanıklar hakkındaki kamu davası kaçakçılık suçundan açılmıştır. Özel Daire ile C. Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlık "bu davada Gümrük İdaresinin yasadan doğan müdahilik sıfatının bulunup bulunmadığına"ilişkindir.
1918 sayılı Yasanın 57 nci maddesi "56. maddede yazılı suçlar hakkında ait olduğu idarenin memurları tarafından tanzim edilecek zabıt varakaları ve tahkikat evrakı iktiza eden takiplerin yapılması için bir mezekkere ile Cumhuriyet müedi umumiliğine verilir. Bu idare memurları iş bu müzekkerelerle şahsi hak davacısı ve müdahaleci sıfatını alırlar ve Ceza Muhakemeleri Kanununun bunlara verdiği hakları kullanabilirler.
Kaçakçılık davalarına alakalı idarenin müdahale etmemiş olması mahkemelerce kaçak eşyanın müsaderesine mani olmayıp bu cezalar Asli Ceza ile birlikte re'sen karar altına alınır.." hükmünü içermektedir.
Madde metninden anlaşılacağı üzere idare memurları düzenledikleri tutanakları ve kendi bünyelerinde yapacakları soruşturma evrakını gerekli takiplerin yapılması için C. Savcılığına gönderdikleri takdirde müdahil sıfatını kazanmış olurlar. Ayrıca müdahalenin kabulüne karar verilmesi gerekmektedir. C. Savcılığına böyle bir müzekkere vermemiş olan idare kendiliğinden müdahil sıfatını kazanamaz. Ancak, genel hükümlere göre davanın her hal ve derecesinde suçtan zarar gören sıfatıyla müdahale talebinde bulunabilir. Bu halde müdahale talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.
Bu açıklamalar ışığıda olayımıza bakıldığında dosyada, idare memurları tarafından C. Başsavcılığına intikal ettirilmiş bir müzekkere bulunmadığı gibi, Hazine vekili de, duruşma davetiyesi tebliğ edildiği halde usulen başvurup davaya katılmadığından Özel Dairece temyiz isteğinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. C. Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle C. Başsavcılığı itirazının REDDİNE 23.10.1989 gününde oybirliği ile karar verildi.