 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1989/204
K: 1989/254
T: 25.09.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Karşılıksız çek keşide etmek suçundan sanık Adurrahman Gedik'in beraatine ilişkin Kütahya Asliye Ceza Mahkemesince 17.11.1987 gün ve 376/846 sayı ile verilen hükmün katılan vekili tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen 7. Ceza 28.10.1988 gün ve 2183/10291 sayı ile;
3167 Sayılı Yasanın 16/2. maddesi uyarınca fiili işleyenin 8. maddeye göre düzeltme hakkını kullanmak suretiyle hamilin zararını karşılamış olması vye düzeltme hakkı yoksa maddede öngörülen gerekli karşılığı muhatap bankaya yatırmış bulunması halinde şikayet hakkı doğmayacağı, dikkate alınarak 24.6.1987 günlü ve 42991 nolu çekte birinci imza sahibi sanık Abdurrahman Gedik'e 7. madde uyarınca ihtarat yapılıp yapılmadığı ve keşidecinin düzeltme hakkını kullanıp kullanmadığının araştırılması, bankanın anılan maddeye göre zorunlu olduğu ihtiratı yapmadığı veya eksik yaptığı anlaşıldığında,
Mevzuubahis bu kuralın keşidecinin iyiniyetini göstermek imkanını sağlamak amacına yönelik olduğuda gözönüne alınarak çekin mahkemece bankaya tevdii edilip 7. maddeye göre ihtarat yapılmasının sağlanması ve bu ihtarat üzerine yasadaki yazılı 7 işgünü içinde düzeltme hakkını kullanıp kullanmadığının araştırılıp belgeleride eklenerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken eksik soruşturma ile beraat kararı verilmesi) isabetsizliğinden bozmuştur.
Yerel Mahkeme ise, 10.1.1989 gün ve 738/20 sayı ile; (Muhatap Banka karşılıksız çıkan dava konusu çek için keşideciye tebligat yapmamıştır. Yasa muhatap bankaya birtakım yükümlülükler getirmiş, aykırı davranışıda yaptırma bağlamıştır. Muhatap banka karşılıksız çek nedeniyle keşideciye 7. madde uyarınca tebligat yapmadığından suçun yasal unsurları oluşmamıştır.)
gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükümde katılan vekili tarafından süresinde temyizi üzerine dosya, C.Başsavcılığının Daire kararı doğrultusunda "bozma" isteyen 12.6.1989 gün ve 4971 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunda okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
İncelenen dosyaya göre;
Sanığın keşide ettiği 24.4.1987 tarihli çek hamili tarafından muhatap bankaya ibraz edildiğinde, karşılıksız çıkması nedeniyle 3167 Sayılı Yasanın 16/1. maddesi uyarınca kamu davası açılmıştır.
Yerel Mahkeme, karşılıksız çıkan suça konu çek nedeniyle muhatap bankanın 7. madde uyarınca hesap sahibine (Keşideci) tebligat yapmadığını bu nedenle de yüklenen suçun yasal unsurlarının oluşmadığını, kabul ederek beraat kararı vermiştir.
Açıklanan oluşta, Özel Daire ile yerel mahkeme arasında bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlığın konusu karşılıksız çıkan bu çek nedeniyle hesap sahibine muhatap bankanın 7. madde uyarınca düzeltme hakkını kullanabilmesi bakımından tebligat yapmamasının suçun oluşmasını etkileyip etkilemiyeceği hususudur.
Bilindiği üzere 3167 sayılı yasanın yürürlüğe girmesinden önceki dönemde karşılıksız çek keşide etmek eylemi TBMM.nin 17.1.1929 gün ve 471 Sayılı yorum kararı uyarınca, unsurları oluşmuşsa TCY.nın 503. maddesine göre cezalandırılmakta, çoğu zamanda suçun yasal unsurları oluşmadığından beraatle sonuçlanmaktaydı. Bu durum çeke olan güven duygusunu sarsmakta, çek kullanımını olumsuz biçimde etkilemekteydi.
Bu durumu gözönüne alan yasa koyucu 3167 Sayılı Yasanın 16. maddesi ile karşılıksız çek keşide etmeyi biçimsel (şekli) bir suç olarak düzenlemiştir.
Bu maddeye göre; "ibraz süresi içinde veya üzerinde yazılı keşide tarihinden önce, 4. maddeye göre ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması sebebiyle kısmende olsa ödenmeyen çeki keşide eden kişiler 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar. Mahkeme ayrıca işlenen suçun mahiyetine göre 1 yıl ile 5 yıl arasında belirleyeceği bir müddet için failin bankalarda çek hesabı açmasının ve keşide etmesinin yasaklanmasına karar verir. Yasaklama kararı bütün bankalara duyurulmak üzere T.C.Merkez Bankasına bildirilir denilmek suritiyle çekin muhatap bankaya ibrazında karşılıksız çıkması anında suçun oluşacağı hüküm altına alınmıştır.
Maddenin ikinci fıkrası ile de;
"Bu fiilerden dolayı takibat yapılması çek hamilinin şikayetine bağlı kılınmış ve yarıca iyiniyetli keşideciler yönünden, yasada belirlenen belli süreler içinde hamilin zararının karşılanmış olması halinde şikayet hakkının doğmayacağı" hükmü getirilmiştir.
Öte yandan çek yasası banlarada bazı yükümlülükler getirmiştir. Şöyle ki; 7. madde ile "yeterli karşılığı olmadığı için çeki kısmen veya tamamen ödemeyen muhatap banka, hesap sahibinin kendisinde, vekil veya temsilcilerinin elinde bütün çek karnelerini aldığı bankalara geri vermesini, 8. madde hükümleri gereğince düzeltme işlemleri yerine getirmeden bir yıl müddet ile çek keşide edemeyeceğini ve aksine davranışların cezai yaptırım gerektireceğini, ibraz tarihini izleyen on iş günü içinde hesap sahibine iadeli taahütlü mektupla tebliğ etmek zorundadır. Hükmü konulmuş ve bu maddedeki yükümlülüğü yerine getirmeyen veya geciktiren bankanın 15. maddedeki yaptırımla cezalandırılacağı hükmü getirilmiştir.
7. madde ile muhatap bankaya getirilen bu yükümlülük, karşılıksız çek keşide eden kişilerin, bankaca çek keşide etmelerini önleme ve dolayısıyla kamu olunda çeke karşı kaybolmuş güveni yeniden kazandırma amacına yönelik olduğundan maddedeki on iş günlük sürein bankaların bu yükümlülüğü savsaklamalarını önlemek amacıyla getirildiği, 15. maddedeki (geciktiren banka) ibaresinden anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan 16. maddenin 2. fıkrasında şikayetten vazgeçmenin haküm kesinleşinceye kadar olanaklı bulunduğundan belirtildikten sonra "fiili işleyenin 8. maddeye göre düzeltme hakkını kullanmak suretiyle hamilin zararını karşılamış olması veya düzeltme hakkı yoksa anılan maddede belirtilen süre için de çek bedelinin karşılıksız kaln kısmını %10 tazminat ve gecikme faizi ile birlikte muhatap bankanın herhangi bir şubesine yatırmış bulunması halinde şikayet hakkı doğmaz" hükmü ile de, şikayetçinin iradesi dışında sonuç doğuran ve keşideci sanığa iyi niyetini gösterme olanağını sağlayan bir hüküm getirilmiştir.
Nitekim 8.maddeye göre, "hesap sahibi, ihtar mektubunu aldığı veya 12. maddeye göre almış sayıldığı tarihten itibaren yedi iş günü içinde, çek tutarını veya karşılıksız kalan bölümünü %10 tazminat ve gecikme faiziyle birlikte hamil adına muhatap bankaya yatırdığında çek keşide etme hakkını yeniden kazanmaktadır.
Görülüyorki, açıklanan bu hükümler keşideci (hesap sahibi) ne bir olanak tanımaktadır. Çek hesabının ne durumda olduğunu herhangi bir nedenle bilemeyen keşideci, ihtar üzerine iyiniyetini göstererek 7 işgünü içinde hamilin zararını karşılarsa çek keşide etme hakkını yeniden kanacağı gibi, bu karşılıksız çek yönünden hamilin şikayet hakkınıda ortadan kaldırmaktadır.
Burada önemli olan husus ihtardan itibaren 7 işgünü içinde hamilin zararının karşılanması ve şikayet hakkının doğumuna engel olunmasıdır. Muhatap bankanın bu ihtarı yapmaması veya geç yapması hamilin zararı karşılandığı takdirde, aynı sonucu doğurmaktadır. O halde karşılıksız çek keşide etmek suçunun oluşması banka görevlisinin ihsiyatifini bırakılmamıştır. Succekin bankaya ibrazında karşılıksız çıkması anında oluşur. Yasanın düzeltme hakkı ile iyi niyetli keşideciye hamilin zararının karşılanması suretiyle, hamilin korunmasını sağladığı gözönüne alındığında, ihtar ve düzeltme hakkının suçun unsuru olmayıp takip şartı bulunduğu ve dolayısıyla ihtarın süresinden sonra yapılmasının şikayet hakkının doğmasına engel olmayacağı açıktır.
Bu itibarla Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile direnilmesi isabetsiz olduğundan Yerel Mahkeme direnme hükmünün bozulmasına,
Diğer sanık Mehmet Yiter Yerel Mahkemenin 3506 sayılı yasanın geçici 2. maddesi uyarınca verdiği 30.12.1988 gün ve 376/846 sayılı ek kararı temyiz etmiş bulunduğundan bu konuda inceleme yapılmak üzere dosyanın 7. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklandığı üzere katılan vekilinin temyiz itirazları ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, direnme hükmünün açıklanan nedenle bozulmasına sanık Mehmet Yiter hakkında verilen 30.12.1988 gün ve 376/816 sayılı ek karar yönünden inceleme yapılmak için Dosyanın 7. Ceza Dairesine gönderilmek üzere C.Başsavcılığına tevdiine 25.9.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.