Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1989/154
K: 1989/263
T: 02.10.1989

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
DAVA : Mühür bozma suçundan sanık Mustafa Ö.'in TCY.nın 274/1. maddesi uyarınca üç ay hapis üçbin lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına, TCY.nın 59. maddesinin uygulanmasına ve olayın oluş şekline göre 647 sayılı Yasanın 4. maddesinin tatbiki halinde cezadan beklenen gaye elde edilemeyeceği anlaşıldığından sanık hakkında anılan hükmün uygulanmasına takdiren yer olmadığına sanığın geçmişteki hali ahlaki temayülleri itibarı ile cezasının tecili halinde ileride cürüm işlemekten çekineceği hususunda mahkemeye kanaat gelmediğinden tecil talebinin reddine ilişkin şişli 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen hükmün sanık vekili tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 4. Ceza Dairesi 7.4.1989 gün 2219/2270 sayı ile yerel Mahkeme hükmünün onanmasına karar vermiştir.
Yargıtay C. Başsavcılığı 12.5.1989 tarih, 37 sayı ile;
".. Sanığın geçmişte hükümlülüğünün bulunmadığı, ahlaki redaetinin saptanmadığı olumsuz kanaatını doğuracak kanıtın dosyada olmadığı, aksine hazırlıkta ve duruşmada, olaydaki sorumluluğunu kabul ve suçunu ikrar ederek adaletin gerçekleşmesinde mahkemeye yardımcı olduğu, ayrıca karar hakiminin katıldığı duruşmada bulunmaması nedeniyle hal ve davranışlarının yargıç tarafından izleme ve gözleme olanağının da bulunmadığı, bu durum karşısında cezanın tecili halinde ilerde suç işlemeyeceğine dair olumsuz kanaatın nedenleri açıklanmadan dosyaya ve sanığın kişiliğine uyarlığı kanıtlanmayan soyut kanaata dayanılarak erteleme isteminin reddine karar verilmesi kanunun ruhuna, hak ve nasafet kurallarına uygun olmadığından bahisle itiraz ederek Özel Daire onama kararının kaldırılmasını ve hükmün bozulmasını talep etmiştir.
Dosya 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu gereği konuşulup düşünüldü:
 
KARAR : Mühür bozma suçundan sanık Mustafa (Ö)'nin mahkumiyetine ilişkin yerel Mahkeme kararında, 647 sayılı yasanın 6. maddesinin uygulanmamasına ilişkin gerekçenin yasal ve yeterli olup olmadığı, özel Daire ile Yargıtay C. Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlığın konusunu oluşturmaktadır.
Ayrıntıları 7.6.1986 gün 4/3 sayılı içtihadı birleştirme kararı ile Yargıtay Ceza Genel Kurulunun uyum gösteren yerleşmiş kararlarında açıklandığı üzere erteleme doğrudan doğruya cezanın sanığın kişiliğine uydurulmasını öngören yargısal şahsileştirme kurumudur.
Mahkemece 647 sayılı Yasanın 6. maddesinde yazılı erteleme hükmünün uygulanmamasına karar verilmesi halinde, Anayasanın 141, CYUY.nın 32. maddeleri gereğince uygulamama nedenini gösterir yasal ve yeterli gerekçe gösterilmesi zorunludur.
Gerekçe takdirin akla, hukuka ve dosyaya uygun açıklamasıdır. Erteleme konusunda gösterilecek gerekçenin soruşturma aşamasında izlenen sanığın kişiliği ile ilgili bilgi ve belgelerin isabetle takdir edildiğini gösterir biçimde geçerli ve yasal olması aranmalıdır. Yasal ve geçerli bir gerekçeye dayanılmadan isteğin red veya kabul edilmesi yasa koyucunun amacına uygun düşmeyeceği gibi uygulamada da keyfiliğe yol açar. Kararları aydınlatmak, keyfiliği önlemek ve tarafları tatmin etmek için sanığın olay öncesi ve sonrası davranışları da gözönünde bulundurularak gelecekteki yaşamı sezilip sonucuna göre karar verilmelidir.
İncelenen dosyada, sanık 1939 doğumlu sabıkasız yüksek öğrenim yapmış birisidir. Sanığın dosyada kişiliği ile ilgili her hangi bir olumsuz belirleme yoktur. Karar tarihinde yürürlükte bulunan 3506 sayılı Yasanın 8. maddesi ile 647 sayılı Yasanın 6. maddesindeki Ahlaki temayül sözcükleri kaldırılmış, suç işleme hususundaki eğiliminin değerlendirilmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. Geçmişi olumlu ve sabıkasız olan sanığın suç işleme eğiliminden bahsetmek de olanaksızdır.
Açıklanan nedenlerle sanığın kişiliği ile ilgili olumsuzluk saptanmadığından 647 sayılı Yasanın 6. maddesinin uygulanmasına karar verilmelidir. Kurul Üyelerinden İ. Oğuz bozmaya katılmakla birlikte ayrıca bozmanın 647 sayılı Yasanın 4. maddesine de teşmili gerektiğini ileri sürmüştür.
 
SONUÇ : Yukarıda açıklandığı üzere, Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının kabulü ile özel Daire onama kararının kaldırılmasına, yerel Mahkeme hükmünün gösterilen sebepten dolayı BOZULMASINA 2.10.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06
  • Kısmi Kabul ve Kısmi Red Kararından Sonra 3/4 oranından indirimli icra vekalet ücreti 
  • 26.04.2025 09:11


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini