 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1989/138
K: 1989/197
T: 22.05.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Cebri irtikap suçundan sanık İhsan Kepenek'in TCK.'nun 209/1-3, 59 ve 227/son maddeleri uyarınca 2 sene 9 ay 10 gün ağır hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve memuriyetten süresiz olarak mahrum edilmesine ilişkin Sungurlu Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 19.4.1988 gün ve 1987/18, 1988/31 sayılı hüküm sanık vekilinin temyizi üzerine 5. Ceza Dairesince incelenerek 29.12.1988 gün ve 1988/5129-8205 sayı ile;
".. TCK.'nun 209. maddesinde tanımlanan cebri irtikap; memurun memuriyet sıfatını veya görevini kötüye kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına haksız para verilmesine veya sair menfaatler sağlanmasına veya vaadine bir kimseyi zorlamasıyla oluşur. Memur açıkladığı istekler yerine getirilmezse mağdurun işini yapmıyacağını veya usulüne uygun şekilde yerine getirmeyeceğini söylemek suretiyle onu manevi cebir altında bulundurmaktadır. Böyle haksız bir durumla karşılaşan ve haklı işinin memur tarafından yapılmayacağını veya geciktirileceği yahut haksız bir muameleye maruz kalacağı endişesine kapılan mağdur belli bir şiddete ulaşmış olan bu tür manevi cebrin etkisiyle ve hakkını elde etme zorunluğu karşısında haksız olarak istendiğini bildiği parayı veya sair menfaatleri vermekte veya vermeyi vaadetmektedir.
Bu genel açıklamadan sonra olayımıza bakıldığında;
Jandarma Karakol Komutanı olan sanığın C.Savcılığınca soruşturması için karakola havale olunan dilekçe üzerine Mehmet ve Haydar isimli şahısları celp edip karakola aldığı oraya gelen köy Muhtarı Halit ve Haydar Köylü'yü kendi arabasına bindirerek birlikte benzinliğe gittikleri, adli soruşturma için şahsi arabasıyla köye bir kaç kez gidip geldiğinden söz ederek sarfına karşılık Haydar'a 5000 liralık benzin aldırttığı, birlikte yemek yedikten sonra ayrıldıkları şahit Muhtar Halit ve Haydar Köylü'nün sefahatta değişiklik arzetmekle beraber özde değişmeyen beyanları sanığın açıklamaya uygun savunmaları ve dosya içeriğinden anlaşılmış olması karşısında sanığın eyleminde Cebri İrtikap suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeyerek inzibatı nitelikte sorumluluğu içeren davranıştan dolayı yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi..)
İsabetsizliğinden bozulmuştur.
Yerel Mahkeme ise 22.2.1989 gün ve 7/13 sayı ile,
".. Sanık yasal bir neden olmadığı halde, Haydar ve Mehmet'i nazaree alıp özel arabasına benzin aldırdıktan sonra serbest bırakmıştır. Bu oluşa göre sanığı eyleminde cebri irtikap suçunun unsurları bulunmaktadır.." biçimindeki açıklamalarla direnmiştir.
Bu hükmünde de sanık vekili tarafından süresinde temyizi üzerine dosya C.Başsavcılığının bozma isteyen 19.4.1989 gün ve 1352 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Dosya içeriğine göre;
Özel Daire bozma kararında ayrıntılı olarak açıklandığı gibi, Jandarma Karakol Komutanı olan sanığın C.Savcılığınca havale olunan dilekçe üzerine Haydar ve Mehmet Köylü isimli kardeşleri karakol getirttiği aynı gün ifadelerini tesbit ederek serbest bıraktığı, düzenlediği evrakı geciktirmeksizin C.Savcılığına gönderdiği anlaşılan olayda Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık sanığın, Haydar Köylü'ye aldırtıp özel arabasına koyduğu 5000 liralık benzin alımında cebri irtikap suçunun unsurlarının bulunup bulunmadığına ilişkindir.
T.C.K.'nun 209. maddesi "memurlardan her kim memuriyet sıfatını veya memuriyete ait vazifesini suistimal suretiyle kendisine veya bir başkasına bir gayri hakkın para itasına veya sair menfaatler temin veya vaadine icbar ederse.." cezalandırılır.
Hükmünü içermekte olup, unsurları,
1 - Sanığın memur olması,
2 - Memurluk sıfat veya görevini kötüye kullanması,
3 - Mağdurun çıkar sağlaması veya vaadine icbar edilmesi,
4 - Sağlanan çıkarın haksız olması,
Şeklinde sıralanabilir.
İncelenen olayda sanığın Haydar'ı icbar ederek özel otosuna benzin aldırttığına veya almadığı taktirde kendisini ve kardeşini serbest bırakmayacağını söylediğine ilişkin yeterli ve inandırıcı delil yoktur. Aksine icbar etmediğine dair bizzat benzini alan tanık Haydar'ın "Sanık bana benzin alırsanız sizi serbest bırakırım diye bir şey söylemedi" şeklinde Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada da tekrarladığı 15.2.1985 tarihli savcılık beyanı bulunmaktadır.
Bu nedenle adlı soruşturma için özel arabasıyla köye bir kaç kez gidip geldiğinden söz edilerek, sarfına karşılık Haydar'a 5000 liralık benzin aldırtan ve yemek yiyen sanığın davranışları inzibatı nitelikte sorumluluğunu gerektirirse de eyleminde cebri irtikap suçunun unsurları oluşmamıştır. Özel Daire bozma kararı yerinde olup uyulmak gerekirken oluşa uygun düşmeyen gerekçelerle direnilmesinde isabet görülmediğinden hükmün bozulmasına, deliller toplanmış olup olayın daha ziyade aydınlanması gerekmediğinden CYUY.'nun 322. maddesi uyarınca davanın esasına hükmederek sanığın beraetine karar verilmelidir.