 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1989/133
K: 1989/192
T: 22.05.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Kastın aşılması sonucu adam öldürmek suçundan sanık Hüseyin'in TCK.nun 452/2 ve 59. maddeleri uyarınca sonuç olarak 4 sene 2 ay ağır hapis cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin, (Altındağ 1. Ağır Ceza Mahkemesi)nden verilen 28.9.1988 gün ve 1988/73-104 sayılı hüküm, sanık ve katılan vekillerinin temyizi üzerine 1. Ceza Dairesi'nce incelenerek, 23.12.1988 gün ve 4078/4612 sayı ile;
......
......
Hüseyin ile ilgili hükme gelince; maktül ve arkadaşlarının, birlikte gezen Necla, Ülümser ve Serpil'in peşlerine takılarak arkadaşlık teklif ettikleri, refüze edilmelerine rağmen takibe devam ettikleri, bu durumu müşahede eden Gülümser'in akrabası olan sanığın, kızlarını rahatsız edildikleri inancıyla tahrike kapılarak müdahale ettiği cihetle olayın sebebini teşkil eden bu halin sanık lehine TCK.nun 51/1. maddesinin tatbikini istilzam ettireceğinin gözetilmesi gerekmesi..
İsabetsizliğinden bozulmuştur.
Yerel Mahkeme ise, 13.3.1989 gün ve 1989/22-46 sayı ile;
"... Sanık ile kızlar arasında hemşehrilik ötesinde yakın akrabılık yoktur. Sadece hemşehrilik TCK.nun 51. maddesinin uygulanmasını gerektirmez..." biçimindeki açıkmalarla direnmiştir.
Bu hükümde sanık vekili tarafından süresinde temyizi üzerine, dosya C. Başsavcılığı'nın bozma isteyen 19.4.1989 gün ve 1352 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Dosyaya, oluşa ve toplanan kanıtlara göre;
Ölen ve arkadaşlarının, birlikte gezmekte olan Necla, Gülümser ve Serpil'in peşlerine takılıp arkadaşlık teklif ettikleri, red cevabı almalarına karşın takiplerini sürdürdükleri, bu durumu gören ve kızlardan Gülümser ile Serpil'in memleketlisi olan sanğın yanlarına gelip rahatsız edilip edilmedikleri sorduğu, hayır yanıtını almasına karşın rahatsız edildiklerini görmesi ve yeniden izlemesi nedeniyle maktüle tokatla vurup tekme savurduğu, sanığın darbelerinden korunmak isteyen maktülün geri çekilirken yola düşdüğü, bu sırada Dutluk istikametinden gelen Zeki yönetimindeki minibüsün altında kalarak öldüğü anlaşılmaktadır.
Oluş ve subutta özel daire ile yerel mahkeme arasında uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, olayda tahrik sebebi bulunup bulunmadığına ilişkindir.
Bir olayda tahrikin varlığını kabul etmek için haksız hareketin bizzat sanık veya bir yakınına yönelik olması gerekmez. 3. kişilere ve hatta eşya ve hayvanlara karşı yapılan haksız hareketler de tahfif sebebi oluşturabilir.
Bu açıklamalar ışığında olayımıza bakıldığında,sanığın memleketlisi olan ve aynı semtte oturdukları anlaşılan kızların maktül ve arkadaşları tarafından rahatsız edilmeleri karşısında şedit elem duyarak suçu işlediği saptandığından lehine TCK.nun 51/1. maddesinin uygulanması gerekir.
Bu nedenle özel daire bozma kararı yerinde olup uyulmak gerekirken yerinde görülmeyen gerekçelerle direnilmesinde isabet görülmemiştir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Üyeler, direnme gerekçesine uygun olarak hükmün onanması yönünde oy kullanmışlardır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle yerel mahkeme direnme hükmünün BOZULMASINA, 22.5.1989 gününde istem gibi oyçokluğuyla karar verildi.