 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1989/124
K: 1989/183
T: 15.05.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Kasten adam öldürmektan sanık Hayrettini TCK.nun 452/1, 31, 33, 40. maddeleri uyarınca sekiz sene süreyle ağır hapis ve fer'i cezalarla cezalandırılmasına ilişkin Zonguldak Ağır Ceza Mahkemesince 5.4.1988 gün ve 1986/357 esas, 1988/84 karar sayı ile verilen hükmün sanık vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesi., 5.10.1988 gün ve 3362/3390 sayı ile,
Toplanan deliller karar yerinde incelenip sanığın suçunun sübutu kabul cezayı azaltıcı bir sebep bulunmadığı takdir kılınmış savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma sabebi dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanığın sübuta eksik inceleme tahrike ve TCK.nun 59. maddesinin uygulanması gerektiğine ilişen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazların reddine
Sanığın kulubü kapatmak için gitmesini istediği maktülün direnmesi ile merdiven başında tokat attığı, alkollü olan maktülün merdivenlerinden yuvarlanarak düşerek, ölü muayene ve olay yeri tesbit zaptında belirlendiği öldüğü sanığın eyleminin ölüme ikinci derecede müessir olduğu anlaşılmış ve oluş mahkeme tarafından da bu şekilde kabul edilmiş olmakla sanığın TCK.unun 452/2. madde ve fıkrası ile cezalandırılması gerekirken TCK.nun 452/1. fıkrasının uygulanması yasaya aykırıdır..) biçimindeki gerekçesiyle bozmuş,
Yerel Mahkeme ise, 19.12.1988 gün ve 242/284 sayı ile
(..Otopsi zaptının tetkikinden maktülün ölümü için herhangi bir harici sebebin birleşmesinin söz konusu olmadığı ölümün tamamen darp sonucu meydana gelmiştir.
Sanığın iradesi dışında bazı nedenleri birleşmesi sonucu ölümün vukunun kabulü mümkün görülmemektedir) gerekçesiyle ilk hükümde direnmiştir.
Bu hükümde sanık ve vekili tarafından süresinde verilen dilekçe ile temyiz edilmiş olduğundan dosya C. Başsavcılığının 7.4.1989 gün ve 1225 sayılı onama isteyen tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmiş olmakla Ceza Genel Kurulunda okundu gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Otopsiyi yapan Doktor bilirkişiler A. Selim, Abdullah ile olay yerinde yapılan keşifte dinlenilen doktor bilirkişi Hilmi ve fen bilirkişi Metinin mütalaaları ile ölümün sanıkla öldürülen kulubün merdiven başında yaptıkları tartışma sırasında sanığın öldürülenin yüzüne vurduğu yumruğun sonucu öldürülenin 28 basamaklı 45 derecede dik olan beton merdivenin sahanlığına kadar yuvarlanarak düştüğü sırada başının basamaklara çarpması neticesi aldığı yaralar etki ile husule geldiği kesin bir biçimde saptandığı için ölümün neden ileri geldiği hususunda ayrıca Adli Tıp kurumundan mütalaa alınmasına gerek olmadığına 2/3 geçen çoğunlukla karar verildikten sonra yapılan müzakerede,
Türk Ceza Kanunun 452. maddesinin 1.a fıkrasında "katil kastı ile olmayan Darp ve cerh veya bir müessir fiilden telefi nefis husule gelmiş olursa" 2. fıkrasında ise; "eğer telefi nefis failin fiilinden evvel mevcut olup da failce bilinmeyen ahvalin birleşmesi veyahut failin iradesinden hariç ve gayri melhuz esbabın inzimamı ile vukua gelirse" hükümleri yer almaktadır.
Maddenin ışığı altında olaya baktığımızda;
Arkadaş olan sanık Hayrettin ile öldürülen Veyselin olay günü inşaat işçileri kulubüne giderek içki içip sarhoş olup geç saatlere kadar eğlendikleri saat 24.00 sularında bütün müşterilene yayrılmaları üzerine kulüp işletmecisi Mehmetin "Vakit geç, kalkın kapatacağın" diye söylendiği ancak sarhoş olan öldürülenin kalkmamakta direnmesi üzerine kulüpçünün sanığa (Arkadaşın sarhoş kaldır götür) diye söylediği sanığın öldürülene "kalk gidelim" diye kolundan tutup kulüpten dışarı çıkardığı bu suretle dışarı çıkarılan öldürülen kulübün merdivenin başında "oturalım, sohbet edelim" diye tutturup gitmemek için direnince aralarında tartışma çıktığı sanığın öfkeye kapılarak öldürülene yumruk vurduğu, öldürülenin 28 basamaklı ve 45 derece dik olan beton merdivenin sahanlığına kadar yuvarlanarak düştüğü ve düşme sırasında başının basamaklara çarpma sonucu aldığı yarların etkisi ile öldüğü tekmil dosya münderecatı ile anlaşılmış yerel mahkeme ve özel dairece de bu şekilde kabul edilmiştir.
Belirlenen durumdaki merdiven başında yumruk vurulup, buradan yuvarlanan ölenin kafasının basamaklara çarpması halinde TCK.nun 452/2. maddesinde sözü edilen "gayri melhuz esbabın" veya "evvelce mevcut olup da failce bilinmeyen ahvalin birleşmesi durumları mevcut değildir.
Hadisenin olağan seyri içinde ve olağan gelişmesi sonucu ve beklenilen hatta öngörülebilen netice meydana gelmiştir. Bu nedenle eylem TCK.nun 452/1 maddesine uyar niteliktedir.
Bu itibarla sanık vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle direnme hükmünün onanmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Üyeler; ölümün müessir fiil maksadıyla attığı yumruğun direkt sonucu sarhoş, olan öldürülenin dengesini kaybedip mendivenlerden yuvarlanıp kafasının basamaklara çarpıp beyin kanaması geçirmesi halinin TCK.nun 452/2. maddesine uyduğu gerekçesiyle direnme hükmünün bozulmasına yolunda oy kullanmışlardır.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle tebliğnamedeki istem gibi direnme hükmünün ONANMASINA 15.5.1989 gününde 2/3 geçen çoğunlukla karar verildi.