Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1988/8-51
K: 1988/307
T: 27.6.1988

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
  • 3091 SAYILI KANUNA MUHALEFET ( 12. Maddede Belirtilen İşlemlerin Kovuşturma Şartı Olduğu )
  • KOVUŞTURMA ŞARTI ( 3091 S. Kanunun 12. Maddesinde Belirtilen İşlemler )
  • TAŞINMAZ MAL ZİLYEDLİĞİNE BİRDEN FAZLA TECAVÜZ ( 3091 S. Kanunun 12. Maddesinde Belirtilen İşlemlerin Kovuşturma Şartı Olduğu )
 
765/m.513
 
DAVA : 3091 sayılı Kanuna aykırı davranışta bulunmak suçundan Ö. Ç.'nin 3091 Sayılı Kanunun 15/a, maddesi ( iki kez ), ile TCK. 513/2. maddesi uyarınca sonuç olarak 19 ay hapis ve 15.000 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin ... Sulh Ceza Mahkemesinden verilen 24.8.1987 gün 102-128 sayılı hüküm; Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 7.10.1987 gün 8097-8556 sayılı kararı ile;
" 1 - 3091 sayılı Yasaya aykırı davranıştan yargılama yapılıp hüküm kurulabilmesi için sanığın suç teşkil eden 2. tecavüzü de anılan Yasanın 12. maddesi uyarınca idarece men edilip infazı gerekmesine, mahkemece hükme konu edilen ve önceki bozma kararında da değinilen 22.6.1985 ve 2.9.1985 günkü tecavüzler ile bozmadan sonra birleştirilen dosyada yer alan Temmuz 1986 günkü tecavüz için 3091 sayılı Yasanın 12. maddesi uyarınca idarece alınmış bir men kararı bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durum karşısında; sanığın 22.6.1985 ve 2.9.1985 günki tecavüzleriyle TCK.nun 513/2. maddesi içinde değerlendirilen aslında koşulları gerçekleştiğinde 3091 sayılı yasanın 15. maddesine aykırılık suçunu oluşturması gereken Temmuz 1986 günlü tecavüzünü de kapsar biçimde Kaymakamlıkça 3091 sayılı yasanın 12. maddesine uygun olarak men kararı verilmesini sağlamak üzere CMUK.nun 253. maddesi uyarınca yargılamanın durmasına karar verilmesi için Kaymakamlıktan gerekli karar alındıktan sonrada yargılamaya yeniden devam edilerek sanığa verilmiştir. Sanığın eylemi 7201 sayılı yasanın 21, 28, 29, 53, ve 55. maddeleri hükümleriyle birlikte değerlendirilmelidir. Sanığın her üç eyleminden dolayı ayrı ayrı 3 kez 3091 sayılı yasanın 15/a maddesinin uygulanması konusunun düşünülmesi gerekirken yazılı biçimde ve eksik soruşturma ile hüküm kurulması isabetsizliğiyle bozulmuş,
Yerel Mahkeme 28.12.1987 gün 174/239 sayı ile özet olarak; ( Sanığın ilk tecavüzü nedeniyle kurulan ilk hüküm özel dairece 3091 sayılı kanuna aykırılık oluşturacağı gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkememiz bu karara uyarak hüküm kurmuş iken bu kerre önceki kararla çelişir şekilde bu karar da bozulduğundan direnilmiştir. ) gerekçesiyle önceki kararda direnmiştir.
Üst ve mahalli Cumhuriyet Savcıları ile sanığın süresinde yaptığı temyizleri üzerine dosya Yargıtaya gönderilmiş, Cumhuriyet Başsavcılığının hükmün bozulmasını içeren 28.3.1988 gün 8-844 sayılı tebliğnamesi ile dosya 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Konunun Genel Kurulumuzda müzakeresi sırasında Kurul Başkanı ve bir kısım üyeler;
( Taşınmaz mal zilyetliğine Yapılan Tecavüzlerin Önlenmesi Hakkındaki 3091 sayılı Yasanın 12. maddesi, önceki yasada mevcut olmayan bir düzenleme getirmiştir. Bununla 5917 Sayılı Yasadan farklı olarak ikinci ve daha sonraki tecavüz ve müdahalelerde aynı mütecaviz tarafından ikinci defa veya onun yararına başkaları tarafından bilerek ilk defa yapılmış olsun, birincide olduğu gibi soruşturma yapılıp karara bağlanması zorunluluğu konmuştur.
31 Temmuz 1985 tarihli ve 18828 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe konulan Yönetmelikte ikinci ve sonraki tecavüzlerle ilgili düzenlemeler yapılmıştır.
Yönetmeliğin ilgili hükümlerine bakıldığında : Mahkeme kararıyla kendisine teslim edilmeksizin taşınmaz mala aynı mütecaviz tarafından ikinci defa veya mütecaviz yararına başkaları tarafından bilerek ilk defa yapılan tecavüz veya müdahelelerin önlenmeleri ile ilgili başvurularda da, ilk defa yapılan tecavüz veya müdahalenin önlenmesi ile ilgili başvurularda da ilk başvuruda olduğu gibi bu yönetmelik hükümlerine göre soruşturma yapılıp sonucu karara bağlanır ... Soruşturma memuru, soruşturma sırasında, karar vermeye yetkili makamlar ise evrak üzerinde yapacakları incelemede; ilk kararın geçerliliğini koruyup korumadıklarını araştırır. Madde 48, ikinci ve daha sonraki tecavüz veya müdahalelerde de 3091 Sayılı Yasanın 4. maddesinde belirtilen süreler içinde başvurulması zorunlu olup Madde 49, yetkili makamlarca görevlendirilen soruşturma memuru, taşınmaz malın bulunduğu yerde tarafları, göstereceği tanıkları, seçeceği bilirkişilerle köy ve mahalle muhtarı ve ihtiyar kurulu üyelerini dinleyerek ilk tesbitteki gibi, taşınmazın nitelikleri, tecavüzün ne şekilde, ne zaman vuku bulduğu, şikayetçinin öğrendiği tarihi tesbit eder. Madde 50.-,soruşturma evrakını karar vermeye yetkili makamına verir. Madde 51-, Bu makam, evrak üzerinde inceleme sonunda 47. madde çerçevesinde tecavüz ve müdahalenin önlenmesine karar verir. Bu karar, yönetmelikteki esaslar dairesinde infaz edildikten sonra, infaz tutanağı dosyasına konulup, evrak dizi pusulasına bağlanarak 3091 Sayılı Yasanın 15. maddesine göre işlem yapılmak üzere C. Savcılığına gönderilir. Yönetmelik Madde 51; 3091 Sayılı Yasa Madde 12-,
Görüldüğü üzere ikinci tecavüz için konulan başvuru süresi, yapılacak soruşturmanın ve verilecek kararın niteliği, bu kararı da içerecek şekilde her iki kararla ilgili dosyanın C. Savcılığına tevdii halinde 15. madde uyarınca mütecaviz hakkında karar verileceğine dair düzenlemeler karşısında 3091 Sayılı Yasanın 12. maddesinde belirtilen işlemlerin suç unsuru mu, kovuşturma şartı mı sayılması gerektiğinin öncelikle tartışılmasına karar verildikten sonra, yapılan incelemede, bu konudaki çoğunluk görüşü aşağıda yazılı olduğu şekilde belirlenmiştir.
3091 sayılı Yasanın genel hükümler, bölümü içinde yer alan 12. maddedeki işlemler, suç unsuru olmayıp, Kanun içindeki konumu ve düzenleniş biçimi itibariyle dava Kovuşturma şartıdır. Bunu suç unsuru saymak mümkün değildir. Böyle olsaydı yasa koyucunun bunu 15. maddede belirtilmesi gerekirdi. Oysa şöyle bir düzenleme yapılmamıştır. Yeni düzenlemenin gerekçesi de bu görüşü doğrular niteliktedir. Gerekçede:
"Bir taşınmaz mala yapılan ikinci tecavüzlerde, bir soruşturma yapılmaksızın tecavüzün varlığını zabıtanın tesbit etmesi ve derhal eski karar hükümleri gereğince tecavüzü önlemesi zabıtanın niteliği ve yeteneği yönünden sakıncalar yaratmaktadır. 5917 sayılı Kanunun 1. maddesinin son fıkrasında zilyedine teslim olunan taşınmaz mala başkaları tarafından vuku bulacak tecavüz ve müdahaleler yeni soruşturma yapılmaksızın derhal men edilir denilmekte ve hüküm 2. ve müteakip tecavüz ve müdahelelerde fiilin tesbiti bakımından soruşturma yapılması hususunda farklı görüş ve uygulamalara yolaçtığından yeni getirilen hükümle bu tereddütler giderilmiştir. Tecavüz ve müdahale varsa, sonucu karara bağlanarak taşınmaz mal ziyledine teslim edilmekle birlikte mütecavizin cezalandırılması için dosyanın adli mercilere verileceği hükmü getirmiştir." denilmektedir.
Görüldüğü üzere, ikinci men kararı niteliği itibariyle bir tesbit'ten ibarettir. Bu niteliğiyle de suç unsuru sayılamaz. Ceza Genel Kurulunun .. 7.12.1987 gün ve 8-382/590 sayılı kararı da aynı mahiyettedir.
İnceleme konumuzu oluşturan dava dosyasında da 3091 Sayılı Yasaya görev verilmiş men kararı bulunan yere sanığın üç ayrı tarihte yeniden tecavüz ettiği iddia edildiğine göre direnmeye esas olan özel daire kararında açıklandığı gibi, dava konusu üç tecavüzü de kapsar. Kaymakamlıkça 3091 Sayılı Kanunun 12. maddesine uygun olarak men kararı verilmesini sağlamak üzere CMUK. 253. maddesi uyarınca durma kararı verilmesi Kaymakamlıktan gerekli kararlar alındıktan sonra yargılamaya yeniden devam edilerek toplanan tüm deliller takdir olunarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
Bu itibarla Yerel Mahkeme direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle üst ve Mahalli Cumhuriyet Savcıları ile sanığın temyiz itirazlarının kabulü ile Yerel Mahkeme direnme hükmünün gösterilen sebepten dolayı BOZULMASINA, 3091 Sayılı Kanunun 12. maddesinde belirtilen işlemlerin suç unsuru olmayıp kovuşturma şartı sayılması gerektiği hususundaki konunun 6.6.1988 günü yapılan birinci müzakeresinde yasal çoğunluk sağlanamadığından 27.6.1988 günü yapılan ikinci müzakerede oyçokluğu ile her iki görüşe göre sonuç itibariyle hükmün bozulması gerektiği konusunda oybirliği ile olmak üzere 27.6.1988 gününde karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06
  • Kısmi Kabul ve Kısmi Red Kararından Sonra 3/4 oranından indirimli icra vekalet ücreti 
  • 26.04.2025 09:11


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini