 |
T.C.
YARGITAY
CEZA GENEL KURULU
E. 1988/8-176
K. 1988/295
T. 27.06.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Ruhsatsız tabanca taşımaktan sanık Ömer'in 6136 sayılı Yasanın 13/1. maddesi uyarınca 1 sene hapsine, tabancanın TCK. 36. madde uyarınca müsaderesine ilişkin ( Çınar Asliye Ceza Mahkemesi )nden verilen 9.11.1987 gün, 67-95 sayılı hüküm, Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nce; "Sanığın evvelce bulundurma ruhsatına bağlanmış tabancasına 299 sayılı Kararnamenin uygulanma olanağı bulunmaması ve bulundurma ruhsatlı silahın taşınmasının her zaman için suç oluşturması karşısında tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiş ve kısa kararda bulunmamasına karşın gerekçeli kararda para cezasına hükmedilmesi de hukuken geçersiz kabul edilmiştir" gerekçesiyle delillere, kanaat ve takdire göre 24.3.1988 gün 1285-2737 sayılı kararıyla onanmıştır.
Cumhuriyet Başsavcılığı 20.4.1988 gün ve 52 sayı ile; sanığın sonradan sınırlı biçimde taşıma ruhsatına çevrilmiş olan bulundurma ruhsatlı tabancası için 299 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameden yararlanarak daha geniş kapsamlı silah taşıma ruhsatı almasına yasal bir engel bulunmadığı, kararnamede belirtilen 45 günlük süre içinde sanığın suça konu tabancasına taşıma ruhsatı almak üzere başvuruda bulunması halinde cezai hükümler uygulanamıyacağı ve diğer taraftan tefhim ile hükmün esasını teşkil eden kısa kararda yazılı bulunmadığı halde gerekçeli kararda para cezasına hükmedilmesi nedenleriyle özel daire onama kararının kaldırılmasını ve yerel mahkeme hükmünün bozulmasını itirazen talep etmiştir.
Dosya 1. Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : İncelenen dosyaya göre;
Mardin İli, Mazıdağı İlçesi, .... Köyü nüfusuna kayıtlı olup, aynı yerin muhtarı olan sanık Ömer, 1982 tarihinde bulundurma ruhsatı aldığı suça konu tabancasını Diyarbakır İli, Çınar İlçesi sınırları içinde taşırken 4.9.1987 günü görevlilerce yakalanmış, hakkında ruhsatsız tabanca taşımak suçundan inceleme konusu dava açılmıştır. Sanık eylemin suç olmadığını, bilahare 2.10.1987 tarihinde bu silaha taşıma ruhsatı aldığını savunarak buna ilişkin fotokopi örneğini ibraz etmiştir.
Fotokopi örneğinden anlaşıldığına göre; dava konusu tabanca için Mardin Valiliği, sanığa 2.10.1987 gün 44 sayı ile muhtarlığının devamı süresince ve Mardin İli sınırları içinde geçerli olmak üzere taşıma ruhsatı vermiştir.
Suçun işlendiği tarihten sonra 4.12.1987 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanarak aynı gün yürürlğe konulan 299 sayılı Kanun Hükmündeki Kararname ile 285 sayılı Kararnamenin 4. maddesine bir bent ilave edilmiştir.
Anılan Kanun Hükmündeki Kararnameye dayanılarak çıkarılan ve 13 Aralık 1987 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren Yönetmeliğin 5. maddsinde :
Yönetmeliğin 10. maddesi ile de:
Olay sırasında sanığın tabancası bulundurma ruhsatlıdır. Sonradan 23.10.1987 günlü Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren 87/11900 sayılı Bakanlar Kurulu Kararından yararlanan sanık Mardin İli sınırları içinde taşıyabilme kaydı ile bu tabancaya ruhsat almıştır.
299 Sayılı Kanun Hükmündeki Kararname, Olağanüstü Hal Bölgesine giren bütün illerde ikamet edenlere taşıma ruhsatı alabilme imkanı getirmiştir.
Silahın bulundurma veya sınırlı ölçüde taşıma ruhsatlı olması ( belli bir il sınırı içinde ) bu silahlara daha kapsamlı taşıma ruhsatı verilmesine engel değildir. Zira; sözü geçen Kararnamede "Ateşli Silahlara menşelerine bakılmaksızın taşıma veya bulundurma ruhsatı verilebilir.." denilmekle bunların belgeli yada belgesiz olup olmdıklarına bakılmaksızın işlem yapılacağı ifade olunmuştur.
Bu durumda sanığın, sonradan sınırlı taşıma ruhsatına da çevrilmiş olan bulundurma ruhsatı, tabancası için Kanun Hükmündeki Kararnameden yararlanması ve daha kapsamlı taşıma ruhsatı alması mümkündür. Bu nedenle lehe hkümler getiren Kanun Gücündeki Kararnamenin TCK.nun 2/2. maddesi gereğince sanık hakkında uygulanması zorunludur.
Ceza Genel Kurulu'nun 21.12.1987 gün 587-622 sayılı kararında da vurgulandığı gibi, Kararname; idareye, şartlarını taşıyan ve layık olana ruhsat vermeyi, olmayanı silahtan arındırmayı sağlamak için çıkarılmış olup ruhsat için başvuranlara ister ruhsat verilsin, ister verilmesin 6136 sayılı Kanun ile TCK.nun bu konudaki hükümleri uygulanmaz. Ruhsat verilmeyenler hakkında yalnız müsadere ( ya da idarece el koyma ) sözkonusu olabilir.
Bu nedenlerle itiraz esas itibariyle yerinde olup kabul edildiğinden uygulamaya ilişkin diğer konuların tartışılmasına bu aşamada gerek ve yer görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulü ile Özel daire onama kararının kaldırılmasına, gösterilen sebepten dolayı yerel mahkeme hükmünün ( BOZULMASINA ), 27.6.1988 gününde oybirliğiyle karar verildi.