 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1988/7-38
K: 1988/104
T: 14.3.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- 1567 SAYILI KANUNA MUHALEFET ( Kamu Davasının Ortadan Kaldırılmasıyla Beraber Müsadere veya Tazminata Hükmedilmemiş Olmasının Kesin Karara Temyiz Kabiliyeti Kazandırmaması )
- MÜSADERE EDİLEMEYEN EŞYANIN DEĞERİ KADAR TAZMİNATA HÜKMEDİLMEMİŞ OLMASI ( Kamu Davasının Ortadan Kaldırılmasına Karar Verirken-Kesin Karara Temyiz Kabiliyeti Kazandırmaması )
- TEMYİZ KABİLİYETİ ( Kamu Davasının Ortadan Kaldırılmasıyla Beraber Müsadere veya Tazminata Hükmedilmemiş Olmasının Kesin Karara Temyiz Kabiliyeti Kazandırmaması )
765/m.119
DAVA : 1567 Sayılı Kanuna muhalefetten sanıklar Asaf U... ve Gülnaz U... haklarındaki kamu davasının TCK.nun 119. maddesi uyarınca ortadan kaldırılmasına dair Mersin 1. Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 6.2.1987 gün ve 1985/1025 S.1987/35 K. sayılı karar, Hazine vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 7. Ceza Dairesince incelenerek 25.11.1987 gün ve 19778/147774 sayılı ilam ile temyiz inceleme isteğinin reddine karar verilmiştir.
Cumhuriyet Başsavcılığının CMUK.nun 322. maddesi uyarınca Özel Daire red kararına itiraz etmesi ve red kararının kaldırılması ile hükmün bozulması istemini bildiren 4.2.1988 gün ve 10 sayılı itiraznamesiyle dosya 1. Başkanlığa gönderilmesi üzerine, Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : 1567 sayılı yasaya muhalefetten sanıklar Asaf U... ve Gülnaz U...'in yapılan yargılamalrı sonunda, 3196 Sayılı kanunun 1. maddesi ile değişik 1567 Sayılı Kanunun 3. maddesiyle para cezasının asgari haddi ve yargılama masrafları verilen süre içinde ödendiğinden kamu davasının TCK.nun 119. maddesi ile ordatan kaldırılmasına ilişkin hükmün Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Üzel Daire (Kararın niteliği itibariyle temyiz kabileyeti bulunmadığından temyiz inceleme isteğinin reddine) karar vermiştir.
Bu karara karşı itiraz yoluna başvuran Cumhuriyet Başsavcılığınca;
(mahkeme 3196 sayılı kanunun 1. maddesiyle değiştirilen 1567 sayılı kanunun 3. maddesiyle para cezasının asgari haddi ve muhakeme masrafları verilen süre içinde ödendiğinden kamu davasının TCK.nun 119. maddesi ile ortadan kaldırılmasınca karar vermiştir.
Müdahilin tazminat talebi hakkında Yargıtay yolunun açık olduğu kararda yazılmıştır. Müdahil idare tazminata karar verilmediğinden hükmü temyiz etmiştir. Özel Daire niteliği itibariyle temyiz kabiliyeti bulunmadığından temyiz isteğinin reddine karar vermiştir.
HUMK.nun 472/2. maddesi gereğince müdahil idarenin tazminat talebi 100.000 ( Yüzbin ) lira üzerinde, 750.000 ( yediyüz elli bin ) lira olduğundan miktar itibariyle hükmün temyiz kabuliyeti vardır.
Talep edilen tazminat miktarı yönünden hükmün temyiz kabiliyeti bulunduğundan Özel Daire hükmün itirazen incelenerek bozulmasına karar verilmesi ) talep olunmuştur.
25.2.1930 günlü Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 2567 Sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkındaki Kanun'u 1. maddesi uyarınca: ( Kambiyo, nukut, esham ve tahvilat alım ve satımın ve bunlar ile kıymetli madenler ve kıymetli taşlarla, bunlardan mamül veya bunları muhtevi her nevi eşya ve kıymetlerin ve ticari senetlerle tadiyeyi temine yarıyan her türlü vasıta ve vesikaların memleketten ihracı veya memlekete ithalinin tanzim ve tahdidine ve Türk Parasının Kıymetinin Korunması zımmında kararlar ittihazına İcra Vekilleri Heyeti selahiyetlidir )
Başlangıçtan itibaren süresi önceden belirlenerek yayınlanan ve yürürlük süresi muhtelif tarihlerde temdid edilen 1567 sayılı yasa; 25.2.1970 günlü Resmi Gazete'de neşredilen 1224 sayılı yasa ile süresiz olarak uzatılmış ve bilahare 24 Mayıs 1985 tarih ve 18763 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan 3196 sayılı yazı ile de 3. maddesi tamamen değiştirilmiştir. Yani düzenleme ile 3. maddenin 1. fıkrasında "Gerçek ve tüzel kişilerin 1. maddeye göre alınan kararlara aykırı davranışta bulunmaları halinde eşya ve kıymetlerin değerine göre yüzbin liradan on milyar liraya kadar ağır para cezasına hükmolunacağı" ve 4. fıkrada ise "Yakalanan eşya ve kıymetler müsadere olunur. Yakalanmadığı için müsadere edilmemesi halinde eşya veya kıymetin rayiç değeri kadar tazminata hükmedileceği kural olarak belirlenmiştir.
Mahkeme, sanıkların sorgusundan önce ve yasal süre içerisinde 1567 sayılı yasanın 3. maddesinin 1. fıkrasında öngörülen asgari para cezası miktarı ile yargılama giderlerini merciine ödediklerini tesbit etmekle; TCK.nun 119. maddesi uyarınca kamu davasının ortadan kaldırılmasını hükme bağlarken müdahil vekilinin 29.9.1986 günü havale edilerek dosyaya ibraz ettiği dilekçesi ile eşyanın müsadere edilmemesi nedeniyle rayiç kıymeti olan 750.000 ( Yediyüz elli bin ) liranın tazminine dair istemi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar vermemiştir. Hal böyle olunca; CMUK.nun 392 ve müteakip maddeleri gereğince bu hususta her zaman tarafların mahkemeden karar alması mümkün bulunmaktadır.
Bu itibarla suçun mahiyeti ve gerektirdiği cezanın nevi ve miktarı itibariyle davanın TCK.nun 119. maddesine göre ortadan kaldırılmış bulunması suça konu eşya ve kıymetin müsaderesi veya rayiç değeri kadar tazminata hükmedilmesi ile ilgili olarak CMUK.nun 392. ve sonraki maddeleri uyarınca mahkemesinden karar alınmasını engellemez; bu duruma göre kurulan hükmün CMUK.nun 305/1 ve 317. maddeleri uyarınca temyiz kabiliyeti bulunmadığından, temyiz inceleme isteğinin reddine dair Özel Daire kararı yerinde olup Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının reddine karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Üye Necip Deda:
( Sanık hakkındaki kamu davası, 1567 Sayılı Kanuna muhalefetten dolayı açılmış ve aynı kanunun 3. maddesi gereğince cezalandırılması istenilmiştir.
Hüküm, TCK.nun 119. maddesi gereğince ön ödemede bulunduğundan kamu davasının ortada kaldırılmasına ilişkindir.
Davanın görülmesi sırasında müdahil hazine tarafından 1567 Sayılı Kanunun 3. maddesi gereğince 750.000 lira Tazminata hükmedilmesi talep edilmiştir.
1567 Sayılı Kanunun 3. maddesinde yer alan tazminat isteme bağlı olmadan re'sen mahkemece karar altına alınmasını gerektiren bir tazminattır.
Temyiz, müdahil vekili tarafından tazminata hükmedilmesinden dolayı yapılmıştır.
C. Savcılarının şahsi hakka yönelik temyizde bulunamayacakları dolayısıyle şahsihak noktasından mahkemeden bir karar istiyemeyecekleri açıktır.
Bir hükmün temyiz edilebilirliği verilen hükme veya uygulanması gereken madde metnindeki cezanın miktar ve nev'iine göre kabul veya red olunabilir.
Olayımızda, uygulanması gereken 1567 Sayılı Kanunun değişik 3. maddesinde para cezası yanında müsadere ve tazminde vardır. Tazmini gereken miktarın 100.000 liranın üzerinde olduğu hükmün içeriğinden anlaşılmaktadır.
Mahkeme TCK.nun 119/1. maddesini uygularken 119/7. maddesini dikkate almamıştır.
Hükümdeki ortadan kaldırma, ödenen para cezasına dayalı olduğundan zamanışımı, feragat gibi nedenlere bağlı ortadan kaldırma şeklinde düşünülemez.
Diğer taraftan 1567 Sayılı Kanunun 3. maddesinin eski şeklinin, TCK.nun 2. madde açısından uygulanıp uygulanmayacağı hükmün temyiz edilebilirliğinin kabulünden sonra düşünülmesi gereken bir husustur.
HUMK.nun 427/4. maddesi 100.000 lirayı geçen tazminat isteklerinin temyiz edilebilir hale getirmekte olduğunu hükme bağlamıştır.
Şu duruma göre: müdahil tarafından 750.000 lira olarak istenilen ve mahkemece re'sen 100.000 liranın üzerinde hükmedilmesi mümkün bir tazminatın hüküm altına alınmasına ilişkin müdahil vekilinin temyizinin, her zaman karar alınabileceğinden bahisle CMUK.nun 305. maddesindeki istianalar içine dahil edilerek temyiz edilemeyeceğini kab etmek mümkün görülemediğinden çoğunluk görüşüne karşıyım ) diyerek, bu yolda oy kullanmıştır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, C. Başsavcılığı, itirazının REDDİNE, 14.3.1988 gününde ve üçte ikiyi geçen çoğunlukla karar verildi.