 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E:1988/6-266
K:1988/374
T:17.10.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
* KANUN DIŞI YAKALAMA VEYA TUTUKLAMADA ÖDENCE
ÖZET : Tutuklama olayı ile bağlantısı bulunmayan kürk mantonun, adliye emanetinde uğradığı maddi zarar, 466 sayılı Yasa uyarınca dava konusu yapılamaz.
(466 s. KDYTK.)
466 sayılı Yasa uyarınca ödence isteminde bulunan davacı Fadimenin davasının kısmen kabul, kısmen reddine ilişkin, (Altındağ 2. Ağır Ceza Mahkemesi) nce 6.7.1987 gün ve 48/107 sayı ile verilen hükmün davacı ve Hazine vekili tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen 6. Ceza Dairesi 1.2.1988 gün ve 1987/12.000, 1988/988 sayı ile; - (466 sayılı Yasanın 1/7. maddesi tutuklanan kimsenin uğrayacağı her türlü zararın ödenmesini amir bulunması, davacının mantosunun suç delili olarak alındığı adliye emanetinde iyi muhafaza edilmemesi nedeniyle büyük çapta zarara uğradığının resmen tespit edilmiş bulunması karşısında, bu yöndeki isteğinde olumlu şekilde hüküm altına alınması gerekliyken isabetli olmayan bir gerekçe ile bu hususun hüküm kapsamı dışında bırakılması) isabetsizliğinden bozmuştur.
Yerel Mahkeme ise; (Davacının mantosunun suç delili olarak emanete alındığını, tutuklama ile arasında bağlantı bulunmadığını, 466 sayılı Yasa uyarınca tazminat konusu yapılamayacağını) gerekçe göstererek önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de davacı vekili ile davalı Hazine vekili tarafından süresinde temyizi üzerine, dosya C.Başsavcılığı'nın "manto ile ilgili istem yönünden görevli Hukuk Mahkemesinde dava açmakta muhtariyet yerine ret kararı verilmesi nedeniyle bozma" isteyen 11.5.1988 gün ve 3079 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmiş olmakla; Ceza Genel Kurulu'nda okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
İncelenen dosya ve kanıtlara göre;
Davacı vekili, süresinde verdiği 11.2.1987 günlü dava dilekçesiyle davacı Fadime'nin bir suç isnadı dolayısıyla 14.2.1985 tarihinde nezarete alınıp 12 gün sonra hakim önüne çıkarılarak 27.2.1985 günü tutuklandığını, tutuklanmaya sebebiyet verilediğini, sonuçta beraat ettiğini, tutuklanması nedeniyle 2.500.000 lira manevi ve suç delili olarak emanete alınan kürk mantosunun çürümesi nedeniyle de 625.000 lira maddi zarara uğradığını ileri sürerek 466 sayılı Yasa uyarınca ödence davası açmıştır.
Yerel Mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık; haksız tutuklandığı anlaşılan davacının, suç delili olarak emanete alındığı anlaşılan kürk mantonun Adliye emanetinde uğradığı zararını 466 sayılı Yasa uyarınca ödence davası konusu yapabilip yapamayacağıdır.
466 sayılı Yasa, "Kanun dışı yakalanan veya tutuklanan kimselere tazminat verilmesi hakkında" olup, kanun dışı yakalama veya tutuklama ile şahsi hürriyetinden muhrum edilmesi sonucu uğranılan maddi veya manevi zararın bu işlemle bağlantı bulunması gerekir. Bil durumda bulunan bir kişinin duyduğu elem ve ızdırap nedeniyle manevi, keza çalışamadığı süreler nedeniyle maddi ödence isteminde bulunabileceği açıktır. Zira kanun dışı yakalama veya tutuklama ile yukarıda açıklanan durumlar arasında bağlantı vardır.
Ancak olaya bakıldığında, hakkında hırsızlık isnadı bulunan davacı nezarete alınırken evinde yapılan aramada ele geçirilen ve maddi ödence konusu yapılan kürk mantosu da suç kanıtı olarak adliye emanetine alınmıştır. Davacının tutuklanması ile mantonun emanete alınması arasında bir bağlantı yoktur. Davacı tutuklanmasaydı bile suç kanıtı olduğu düşünülen kürk mantonun emanete alınması kaçınılmazdı. 0 halde Yerel Mahkeme bu davaya bakmakta görevli olmadığından red kararı yerindedir. Bu durum davacının uğradığı zararı görevli mahkemede dava açarak tazmin ettirmesine engel değildir. Bu itibarla Yerel Mahkeme direnme hükmünün onanmasına karar verilmelidir.
Sonuç : Yukarıda açıklandığı üzere taraf vekillerinin itirazları yerinde görülmediğinden reddiyle yerel mahkeme direnme hükmünün(ONANMASINA), 17.10.1988 gününde oybirliğiyle karar verildi.