 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1988/535
K: 1989/96
T: 13.03.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Görevi kötüye kullanmak suçundan sanıklar B.D ve arkadaşlarının TCK.nun 240. maddesi uyarınca 1 er sene hapis 6000 er lira ağır para cezalarıyla cezalandırılmalarına ve memuriyetten temelli olarak yoksun kılınmalarına ilişkin .. Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 13.4.1988 gün ve 1988/37-57 sayılı hüküm sanıkların temyizi üzerine 4. Ceza Dairesince incelenerek 6.7.1988 gün ve 1988/4599-5019 sayı ile,
"Oluşa ve dosya içeriğine göre sanıklar köy muhtarı ve ihtiyar heyeti üyelerinin köyleri tüzel kişiliğine ait mer'ayı ekip biçmek suretiyle faydalanmalarından ibaret olan eylemlerinin sanık muhtar hakkında TCK.nun 513/2- 251 ve kurul üyeleri diğer sanıklar hakkında da anılan yasanın 513-2 maddelerinde öngörülen suçları oluşturacağı gözetilmeden unsurları bulunmayan suçtan dolayı yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizliğinden bozulmuştur.
Yerel Mahkeme 28.9.1988 gün ve 1988/88-102 sayı ile,
'... Muhtar ve ihtiyar heyeti üyeleri olan sanıklar görevlerini kötüye kullanarak köy merasını ekip biçmişlerdir. Eylemleri TCK.nun 79. maddesi uyarınca 240. maddede hüküm altına alınan suçu oluşturur..." gerekçesiyle direnmiştir.
Bu hükmün de Yargıtayca incelenmesi sanıklar tarafından süresinde istenilmiş olduğundan dosya C. Başsavcılığının bozma isteyen 2.12.1988 gün ve 6739 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR : Dosya içeriğine göre, köy muhtarı ve kurul üyeleri olan sanıkların köy bütçesine gelir temin etmek amacıyla köy mer'asını sürüp ektikleri anlaşılan olayda Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, suç vasfının saptanmasına ilişkin bulunmaktadır.
1 - TCK.nun 240. maddesi yasada yazılı hallerden başka hangi nedenle olursa olsun görevini kötüye kullanan memur derecesine göre bir yıldan üç yıla kadar hapsolunur.." hükmünü içermektedir. Madde metninden açıkça anlaşılacağı üzere bu madde ancak yasada yazılı hallerden başka şekilde memurların görevlerini kötüye kullanma suçlarına uygulanabilecek genel bir hüküm niteliğindedir. Halbuki 513. madde, köy tüzel kişiliğinin malı olan ve köylülerin ortaklaşa yararlandığı harmanyeri, mer'a ve yol gibi yerleri sürüp ekenler için getirilmiş özel bir hükümdür. Bir olayda uygulanabilecek iki hükümden özel nitelikte olanın genel nitelikte olanına üstün tutulması hukukun ana kuralı olduğuna göre, suçu işleyen köy orta malını korumakla görevli muhtar veya kurul üyeside olsa, sürüp ekmekteki kastının kişisel veya köy bütçesine gelir temin etmeye yönelik olup olmadığına bakılmaksızın 513. madde ile uygulama yapılması gerekir. Bu nedenle Özel Daire bozma kararı yerinde olup uyulmak gerekirken yerinde olmayan gerekçelerde direnilmesinde isabet görülmediğinden,
2 - 3506 sayılı yasanın 8. maddesiyle değiştirilen ve 13.12.1988 tarihinde yürürlüğe giren 647 sayılı yasanın 6/1. maddesi erteleme yönünden lehe olarak yeni bir düzenleme getirmiş olduğundan TCK.nun 2/2. maddesi uyarınca sanığa verilen hapis cezasının ertelenip ertelenmeyeceği yönünden yeniden değerlendirme yapılıp bir karar verilmesi gerektiğinden,
Direnme hükmünün bu iki sebepten dolayı bozulmasına karar verilmelidir. (1) nolu bozma nedenine karşı çoğunluk görüşüne katılmayan kurul başkanı ve üyeleri; muhtar ve ihtiyar kurulu üyelerine, Köy Kanunu ile köye ait ortak malları ve bu meyanda köy mer'asını korumak, kollamak ve düzenli biçimde amaca uygun kullandırmak görevi verilmiştir. Sanıkların eylemi bu görevin ihlali olup, kişisel olarak meraya tecavüzden ileri ve daha ağır bir eylemdir, gerekçesiyle yerel mahkeme hükmünün isabetli olduğunu belirterek bu yönde oy kullanmışlardır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle Yerel Mahkeme direnme hükmünün istem gibi BOZULMASINA, 6.2.1989 günü yapılan birinci müzakerede çoğunluk sağlanamadığından 13.3.1989 günü yapılan ikinci müzakerede (1) nolu bozma nedeninde oy çokluğuyla (2) nolu bozma nedeninde oybirliği ile karar verildi.