 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1988/449
K: 1988/494
T: 28.11.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Şahsi davacının dava dilekçesinde ve duruşmada alınan ifadesinde; oğlu ile arası açık bulunan sanığın olay günü alkollü vaziyette kahveye gelerek "bana ceza aldıranın da verenin de" diye ana-avrat sövdüğünü ayrıca karısı Esma'nın mensup bulunduğu (Kırabalılar) sülalesine de ana-avrat küfrettiğini, sanığa cezayı oğlu Yusuf'un verdirdiğini ve sanığın kendisine sadece dört gözlü dediğini bildirdiği,
Olay yerinde yapılan 25.2.1988 günlü keşifte dinlenilen tanıkların tümünün, sanığın alkollü vaziyette kahveye gelerek ulu orta küfrettiğini, bir bölümünün ise ulu orta yapılan sövmeyle birlikte Kırabalılar sülalesine de sövdüğünü beyan etmişlerdir.
Görülüyor ki; tanıkların tümü hakaretin ulu orta yapıldığını ve davacıya yönelik bulunmadığını beyan etmişler, bir bölümünün ise ulu orta yapılan sövmeyle birlite davacının karısının mensup olduğu kırabalılar sülalesine de sövüldüğünü ifade etmişler, şahsi davacı dahi sanığın kendisine yönelik olarak sadece (dört gözlü) sözlerini sarfettiğini, söylemiş bulunmaktadır.
Açıklanan şu hale ve sanığın sövmesinin, kendisini şikayet edip cezalandırılan davacının oğlu ile karısının mensup bulunduğu sülaleye yönelik bulunduğunun saptanmış bulunmasına ve davacıya yönelik olarak sarf edilen (dört gözlü) sözlerinin ise o kişinin gözlüklü olduğunu ifade etmekten öte hareket teşkil edemiyeceğine göre, sanığın temyiz itirazlarının kabulü ile direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk oyuna karşı olan üyeler; sövmenin şahsi davacıyı da kapsar bir biçimde yapıldığı gerekçesiyle direnme hükmünün onanması yoluna oy kullanmışlardır. (Oyçokluğu ile).