 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1988/433
K: 1988/479
T: 21.11.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Müşterek, borçlarından dolayı C.A. ve R.K. hakkında alacaklının talebi ile icrada takip yoluna gidildiği, sanıkların icra memuru huzurunda ayrı ayrı borcu kabul edip her ay 20.000'er liradan toplam 40.000 lirayı ödeyeceklerini taahhüt ettikleri, fakat daha sonra taahhütlerini ihlal ettikleri ve ödemedikleri, bunun üzerine alacaklı vekilinin İcra Ceza Hakimliğine başvurup her ikisi hakkında şikayetçi olduğu, yapılan yargılama sırasında müşteki vekilinin sanık C.A. hakkındaki şikayetinden vazgeçip diğer sanık hakkında davaya devam edilmesini istediği, ancak Yerel Mahkemenin, şikayetten vazgeçmeyi sirayet ettirerek her iki sanık hakkındaki davayı düşürdüğü ve bunda direndiği görülmüştür.
Sanıklardan birisi hakkında dava veya şikayetten vazgeçmenin sonunda; öteki sanıkların da yararlanmasını kabul eden TCK.'nun 99/2. maddesi hükmü mutlak olmayıp sanıklar birleşmedikçe suçun oluşmayacağı çeşitten eylemlerde uygulanabilir. Başka bir deyişle, vazgeçmenin sirayeti için sanıkların eylemlerinde ayniyet bulunmalıdır. Bu nedenle aynı olayın sanıklarından birisi hakkındaki vazgeçme diğer ortak sanıklara da sirayet eder.
Dava konusu işte borç müşterek ise de; taahhütleri ve bunu ihlalleri birbirinden bağımsız eylemlerdir.
Aksi görüş benimsendiği takdirde, Anayasa ve yasalarca kişilere tanınan şikayet ve hak arama özgürlüğü kısıtlanmış olur.
Bu itibarla; bozma kararına uyup yargılamaya devamla sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yasal olmayan gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması ve bunda direnilmesi yasaya aykırı ve bozmayı gerektirir (Oybirliği ile).