 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1988/408
K: 1988/460
T: 14.11.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Sahtecilik suçundan sanık (İ.H.D.)'in TCY. 508, 522, 647 sayılı yasanın 4. maddesi uyarınca sonuçta 6050 lira ağır para cezasiyle cezalandırılmasına ilişkin Düzce Ağır Ceza Mahkemesince 29.12.1987 gün ve 138/175 sayı ile verilen hükmün temyiz niteliği bulunmadığından inceleme yapılmaksızın kesinleşmesi üzerine Adalet Bakanlığının yazılı emir istemi nedeniyle C.Başsavcılığının 19.8.1988 gün ve 1126 sayılı ihbarnamesiyle dosyayı inceleyen 6. Ceza Dairesi; 6.9.1988 gün ve 9313 - 9118 sayı ile;
(Dosya içeriğine göre C.Başsavcılığının ihbar yazısı yerinde görüldüğünden kabulü ile güveni kötüye kullanmak suçundan sanık (İ.H.D.) hakkında Düzce Ağır Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen 29.12.1987 gün ve 138/175 sayılı kararın CYUY.nın 343. maddesi gereğince) bozulmasına karar vermiş,
C.Başsavcılığı ise 26.9.1988 gün ve 110 sayı ile;
1 - Oluşa uygun kabulden, sanığın yakınıcının ödeyememesi nedeniyle kalacak borç miktarınca doldurulmak üzere verdiği, boşa imzalı senedi yakınıcının borcunun 100.000 lira olmasına karşılık 200.000 lira olarak doldurduğu bu şekilde kendisine muayyen şekilde kullanmak üzere verilen imzalı senedi anlaşmaya aykırı olarak doldurmasının güveni kötüye kullanmak suçunu ouşturduğu anlaşılmaktadır.
2 - Mahkemece var olan kanıtlar tartışılıp değerlendirilmiştir ve suç oluştuğu kabul edilerek hükümlülük kararı verilmiştir.
Yazılı emirle bozma yolu olağanüstü bir yasa yoludur. Madde metninde yasaya aykırılık halinde ilgili hükmün bozulması için Adalet Bakanlığının yazılı emir verebileceği açıklanmıştır. 26.10.1982 gün ve 29/12 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında yasaya aykırılık halleri açıklanmış ve bunların uygulama yanlışları ile usul hatalarından ibaret olduğu birleştirilmiştir.
Bu nedenle tüm kanıtların toplanıp değerlendirilmesinden sonra verilen ve Yargıtayca incelenmeksizin kesinleşen hükümlerde takdirde yanılgıya düşüldüğünden söz edilerek yazılı emir yoluna başvurulmasının olanaklı bulunmaması gerekir.
3 - CYUY.nın 343. maddesinin 1. bendinde bozma, anılan kararda kabul olunduğu gibi hükümlünün cezasının tamamiyle kaldırılmasını gerektirdiği takdirde Yargıtay'ca evvelce hükmolunan cezanın çektirilmemesinin de belirtilmesi gerekir. Bu husus yerine getirilmemiştir gerekçesiyle itiraz etmiştir. Dosya 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : İncelenen dosyaya göre;
Şikayetin sanıktan satın aldığı buzdolabı ve çamaşır makinesi sebebiyle kalan 100.000 lira borcu için açığa imzalamak suretiyle senet verdiği sanığın bu anlaşmaya aykırı olarak belirtilen senedi 200.000 lira bedel yazmak suretiyle dolduğurduğu ve tahsile verdiği kabul edilerek TCY.nın 508. maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmiş, sanığın temyiz istemi özel dairece CYUY.nın 305 ve 317. maddeleri uyarınca incelenmeksizin reddedilerek hüküm kesinleşmiştir. Şikayetçinin sanıktan buzdolabı ve çamaşır Makinesi satın aldığı kalan 100.000 lira borcu için suça konu açığa imzalı senedi verdiği, senedin sanık tarafından 210.000 lira olarak doldurup tahsile verildiği sabittir. Ancak sanık aşamalardaki savunmasında, şikayetçinin 100.000 lira olan borcunu zamanında ödememesi ve anlaştıkları üzere faiz ve masrafları da ilave ederek senedi belirtilen şekilde doldurup tahsile verdiğini ileri sürmektedir.
Bu savunma samimi kabul edilmiş ve aksi kanıtlanmamıştır. Bu durumda taraflar arasındaki ihtilaf geçerli senetteki meblağın miktarından kaynaklanmakta olup ilişki hukukidir, suç ögeleri yoktur.
Suç oluşturmayan bir eylem nedeniyle sanığa ceza tayin edilmiştir. Sübut bulmayan veya yasal unsurları itibariyle suç oluşturmadığı görülen bir eylemde; uygulamaya veya sair kanuna aykırılıklara ilişkin hususların yazılı emir üzerine incelenmesini mümkün görüp yargılamanın temelini ve esas amacını oluşturan sübut veya suçun tekevvün edip etmediğine ilişkin incelemeyi mümkün görmemek hukuken ve mantıken izahı mümkün olmayan bir hususdur. Bu ahvalde de yasaya aykırılık kesinlikle vardır. Bu tür yasaya aykırılık hallerinde de CYUY.nın 343. maddesine göre Adalet Bakanı yazılı emir yoluna gidebilir.
Bu açıklamalara göre C.Başsavcılığı itirazının (1) ve (2) numaralı bentelerinin reddine karar verilmelidir.
Ancak CYUY.nın 343. maddesine göre Özel Dairenin Yerel Mahkeme hükmünü bozduktan sonra cezanın çektirilmemesine de karar verilmesi gerekirdi. Bu itibarla (3) numaralı itiraz yerindedir. İtirazın bu yönüyle kabulü gerekir.
SONUÇ : Yukarıda açıklandığı üzere (1) ve (2) numaralı itirazın nedenlerinin reddine, (3) numaralı itirazın nedeninin kabulüne ve sanığa tayin olunan cezanın CYUY.nın 343. maddesi uyarınca çektirilmemesine 14.11.1988 gününde oybirliğiyle karar verildi.