DAVA : Tehdit ederek belirli bir yere para koydurtmak suçundan sanık M.K. ve M.K.'ın, TCK.nun 64, 498, 59/2, 31 ve 33. maddeleri gereğince onikişer sene altışar ay hapis cezası ile ve fer'i cezalarla cezalandırılmalarına dair .... Ağır Ceza Mahkemesince verilen, 18.11.1987 gün ve 202/111 sayılı hükmün, sanıklar vekillerince temyizi üzerine dosyayı inceleyen 6. Ceza Dairesi, 16.2.1988 gün ve 32/85 sayı ile:

1 - (Sanıklar tehdit sonucu para ve para süsü verilmiş kağıtları bırakılan yerden aldıkları sırada önceden pusu kuran güvenlik güçlerince yakalandıklarına göre, eylemin yağmaya kalkışma derecesinde kaldığının gözetilmemesi,

2 - İstenen 2 milyon liranın suç tarihindeki ekonomik koşullara ve paranın satınalma gücüne göre pek fahiş kabul olunarak TCK.nun 522. maddesinin son fıkrası ile cezanın artırılmaması isabetsizliğinden bozmuş;

Yerel Mahkeme ise, 13.4.1988 gün ve 32/85 sayı ile:

(Ceza Genel Kurulunun 30.4.1984 gün ve 443/154 karar sayılı içtihadında da açıkça değinildiği gibi, olayımızda tehdit mektubu alan mağdur polise başvurmak zorunda kalmıştır. Bir miktar paranın sanığın belirttiği yere bırakılması ile suç tamamlanmıştır. Mağdurun polisin talimatına uygun şekilde hareket etmesi ve olay yerinde sanıkları suçüstü yakalayabilmek için polisin tertibat alması, eylemin eksik teşebbüs derecesinde kaldığını kabule elverişli değildir.

Özel daire bozma kararına dayanarak yapılan Ceza Genel Kurulunun 21.3.1983 gün ve 495/52 sayılı kararında para yerine kağıt konulması gibi, sanığın elinde olmayan mani sebeplerle icra hareketi tamamlanmadığından, fiilin eksik teşebbüs derecesinde kaldığı kabul edilmiştir. Olaylar arasında benzerlik bulunmamaktadır." denilmiştir. Bizim olayımızda ise, gazete kağıtları ile birlikte 2 adet bin liralık da bırakılmıştır. Genel kurulun 30.4.1984 tarihli kararındaki olayda, olayımız arasında benzerlik bulunmamaktadır.

Bir miktar paranın konulmasıyla bu para mağdurun hakimiyet alanından çıktığından ve icrai hareketler bu suretle tamamlandığından mağdurun koyduğu yerden sanıkların parayı alıp almamaları sonuca etkili değildir.

TCK.nun 522. maddesinin eksiltme bakımından 498. maddeye şumulü yoktur. İstenen para 2 milyon lira olmakla birlikte, fiilen bırakılan para 2 bin liradan ibarettir. Bu nedenle TCk.nun 522. maddesi uygulanmamıştır. Esasen Mahkeme hükmü yalnız sanıklar tarafından temyiz edildiği halde, CMUK. 326/son maddesi gözönünde tutulmaksızın bu konuda aleyhe bozma yapılmıştr) gerekçesiyle önceki hükmünde direnmiştir.

Bu hükümde yerel C. Savcısı ve sanıklar tarafından temyiz edilmiş olduğundan, dosya C. Başsavcılığının "Daire kararı doğrultusunda bozma" talep eden 7.7.1988 gün ve 5350 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunda okundu, gereği konuşulup düşünüldü:

 

KARAR : Sanıkların aralarında vardıkları anlaşma uyarınca sanık M.K.'nın Devlet Hastahanesinde Doğum Mütehassısı olan müşteki O.R.K.'a hitaben "PKK Örgütünün adına bize acele 2.000.000 lira gönder. Yoksa o güzel şarısın avradını düşün hepinizi kosmple havaya uçururuz ve senin karşında sinkaf edip, sonra doğrarız. Bizim örgütün yaptığını bilirsin, Yalnız şunu bilmeni isterim. Herhangi imsenin haberi olursa seni kimse kurtaramaz, gerisini düşün, parayı götür Sigortanın karşısında D.S. İşleri'nin yoldan taraf batı köşesine yere göm, bir taş üstüne koy. 17.11.1986 tarihinde saat 18 de parayı götür. PKK. Başkanı imza" yazıyı yazarak, "Osman baye aittir özel" yazılı bir zarf içine koyun, şikayetçinin kapısına koydukları; yazıyı okuyan müştekinin hemen Emniyete gidip görevlileri haberdar ettiği ve Emniyete bir naylon torbanın içine 2 adet bin liranın arkasına para ebadında gazete kağıdı konup, ambalajlar 2.000.000 TL. süsü vererek müştekiye teslim edildiği ve onun da 17.11.1986 gün saat 18 de belirtilen yere gömüp üzerine taş koyarak oradan ayrıldığı; aynı gün saat 23.40 sıralarında olay yerine gelen sanıkların, naylon torba içindeki paraları alıp, ceplerine yerleştirdikten sonra, olay yerinden uzaklaşırken daha önce önlem alan polislerce suçüstü yakalandığı, mektuptaki yazıların sanık M.K. tarafından yazıldığı ... Kriminal Polis Labaratuvarı ve Adli Tıp Kurumu Grafoloji Dairesinin 30.4.1987 günlü raporları ile saptanmıştır.

Ayrıntıları Ceza Genel Kurulunun 21.2.1983 gün ve 495/64, 20.5.1985 gün ve 133/289, 24.2.1986 gün ve 519/63, 16.3.1987 gün ve 497/118 sayılı kararlarında açıklandığı gibi; mağdurun başvurusu üzerine polisin önlem alması sonucu, tuzak parayı konulduğu yerden alıp uzaklaşacağı sırada, o paranın üzerinde fiili hakimiyet kuramadan yakalanmış olan sanıkların eyleminin, gasba eksik teşebbüs olarak nitelendirilmesinde zorunluluk bulunduğundan ve TCK.nun 522. maddesinin bu suça ilişkin uygulanmasında istenilen para miktarının gözönünde tutulması gerektiğinden, yerel C. Savcısı ve sanık vekillerinin temyiz itirazlarının bu nedenle kabulü ile, direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.

 

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, tebliğnamedeki isteme uygun şekilde, yerel mahkeme direnme hükmünün bozulmasına, 26.12.1988 gününde ve oybirliğiyle karar verildi.

Diğer Bölümlerimiz +
Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini

Yargıtay Kararları 2007 2006 2005 2004 2003 2002 2001 1999 1998 1997 1996 1995 1994 1993 1992 1991 1990 1989 1988 1987 1986 1985 1984 1983 1982 1981 1980 1979 1978 1977 1976 1975 1974 1973 1927-1972