 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1988/303
K: 1988/367
T: 17.10.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Hırsızlık suçundan sanık Hasan'ın TCY.nın 493/2, 522, 59. maddeleri uyarınca iki kez ve sonuçta 20 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin (Denizli 2. Asliye Ceza Mahkemesi)nce 2.6.1987 gün ve 99/266 sayı ile verilen hükmün sanık vekili tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen 6. Ceza Dairesi 18.8.1987 gün ve 6766/7261 sayı ile;
1 - Sanığın kısa fasıla ile aynı mağdura karşı işlediği eylemlerin tek suç kabulü ile TCY.nın 80. maddesi uyarınca uygulama yapılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
2 - Sanık vekili temyiz dilekçesinde, sanığın cezai ehliyetinin olmadığını ileri sürmüş olmasına göre, TCY.nın 46 ve 47. maddesinde belirtilen şekilde fiili işlediği sırada şuurunun veya hareketinin serbestisini önemli derecede azaltacak veya kaldıracak surette akli maluliyete müptele olup olmadığı hususunun araştırılması lüzumu nedeniyle bozmuştur.
Yerel mahkeme ise; 2 numaralı bozma gereğini yerine getirerek, karar yerinde yazılı gerekçe ile 1 numaralı bozmaya karşı direnmiştir.
Bu hükmün de sanık vekili tarafından süresinde verilen dilekçe ile temyizi üzerine dosya C. Başsavcılığı'nın "Onama " isteyen 30.3.1988 gün ve 344 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderimiş olmakla; Ceza Genel Kurulu'nda okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : İncelenen dosya ve kanıtlara göre;
Sanığın, mağdur Ali'nin evine 16.1.1987 günü ve bu tarihten 2-3 ay önce girerek iki kez hırsızlık yaptığı anlaşılmaktadır.
Konuyla ilgili olarak TCY.nın 80. maddesinde bakıldığında, "Bir suç işleme kararının icrası cümlesinden olarak kanunun aynı hükmünün bir kaç defa ihlal edilmesi, muhtelif zamanlarda vaki olsa bile bir suç sayılır..." ilkesinin getirilmiş bulunduğu görülmektedir. O halde müteselsil suçun kabul edilebilmesi için sanığın değişik zamanlarda olsa bile bir suç işlemek kararıyla yasanın aynı hükmüne aykırı davranması gerekir.
TCY.nın 80. maddesinin uygulama yeri bulunup bulunmadığını belirlemek için muhtelif zaman kavramı üzerinde durulmalıdır. TCY.nın 80. maddesinin uygulanmasını gerektirebilecek nitelikte işlenmiş bulunan suçların çok uzun olmayan makul bir süre içerisinde işlenmiş olmaları gerekir. Makul bir sürenin dışındaki fasıla ayrı suç kararına karine sayılmalıdır. Aksi takdirde belirli suç tiplerinden birini meslek veya alışkanlık haline getiren kişilerin makul bir süre dışında işledikleri fiilleri müteselsil suç saymak gerekebilir. Yasal düzenleme bu durumu öngörmemiştir.
Bu açıklamalardan sonra olaya bakıldığında sanığın aynı mağdura karşı işlediği hırsızlık fiili arasında 2-3 ay gibi uzun sayılabilecek ve makul kabul edilemeyecek bir zaman aralığı vardır. Ayrıca; dosya kapsamından ve oluştan suç işleme kararında teklik olduğunun kabulü mümkün değildir.
Yerel mahkeme uygulaması yerindedir. Direnme kararının onanmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklandığı üzere, sanık vekilinin temyiz itirazı yerinde görülmediğinden reddi ile yerel mahkeme direnme hükmünün ONANMASINA, 17.10.1988 gününde oybirliğiyle karar verildi.