Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1988/283
K: 1988/332
T: 03.10.1988

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
DAVA : Orman Yasasına aykırı davranışta bulunmaktan sanık Celal'in 6831 sayılı Yasanın 108/1. maddeleri uyarınca bir ay hapis ve 5000 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına,
Sanığın dosya kapsamı iyi hali görülmediğinden, TCK.nun 59. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına,
Kayden sabıkasiz olan sanığın geçmişteki hali, gözlenen kişiliği, suçun niteliği ve işleniş tarzı gözönünde bulundurularak 647 sayılı Yasanın 4. maddesi gereğince bir günü 300 lira üzerinden paraya çevrilerek 9.000 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına verilen para cezalarının toplanarak 14.000 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına,
Kayden sabıkasız olan sanığın geçmişteki hali, gözlenen kişiliğini ve suçun işleniş tarzı gözönünde bulundurularak, sanığın cezasının tecil edilmesihalinde bir daha aynı neviden suç işlemeyeceği kanaatını mahkemeye vermediğinden, cezasının, caydırıcılık özelliği de gözönünde bulundurularak 647 sayılı Yasanın 6. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına, 18867 lira tazminatın yasal faizi ile birlikte sanıktan alınarak katılan idareye verilmesine ilişkin (Kozan Sulh Ceza Mahkemesi)nce 20.2.1987 gün ve 1985/487 esas, 1987/262 karar sayı ile verilen hükmün sanık tarafından temyizi üzerine, dosyayı inceleyen 3. Ceza Dairesi 1.4.1988 gün ve 19948/3873 sayı ile;
(647 sayılı Yasanın 6. maddesindeki gerekçeye dayanılarak tecile yer olmadığına karar verilmiş olduğundan, tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak olunmamıştır.)
Sanığın temyiz itirazları, dava evrakı, duruşma tutanağı münderecatına, mahallinde yapılan keşfe, gerekçeye ve takdire göre yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, hükmün tebilğname hilafına onanması'na karar verilmiştir.
Daire kararına karşı itiraz yoluna başvuran C. Başsavcılığı ise, 8.6.1988 gün ve 80 sayı ile;
(Yerel Mahkemece, "sanığın geçmişteki hali, gözlenen kişiliği, suçun işleniş tarzı gözönünde tutularak ceza şahsileştirilmiş ve sanık hakkında 647 sayılı Yasanın 4. maddesi uygulanmıştır.
Oysa sabıkasız olan sanığın geçmişteki hali, gözlenen kişiliği, suçun işleniş tarzı gözönünde tutularak ceza şahsileştirilmiş ve sanık hakkında 647 sayılı Yasanın 4. maddesi uygulanmıştır.
Bu durum çelişki doğrumaktadır, aynı olgular 647 sayılı Yasanın 4. maddesi uygulanırken olumlu, 6. maddenin uygulanmasına yer olmadığına karar verilirken, olumsuz olarak değerlendirilmiş ve olumsuz olarak değerlendirilmesinin gerekçesi takdirde isabet bulunduğuna kanaat verecek şekilde açıklanmamıştır.
Kaldı ki; 647 sayılı Yasanın 6. maddesine cürümler arasında ayırım yapılmadığı halde yerel Mahkemece "sanığın aynı neviden suç işlemiyeceği kanaatini vermediğinden" bahisle ertelemeye yer olmadığına karar vermiştir.
Yerel Mahkeme kararının 647 sayılı Yasanın 6. maddesine, 7.6.1976 gün ve 3/4-3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile YCGK.nun 21.12.1987 gün ve 1987/2-412 esas, 1987/639 sayılı kararlarının özüne aykırı olduğundan bozulması gerektiği kanaat ve sonucuna varılmıştır) biçimindeki görüş açıklaması ile Özel Daire onama kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesi)ni isteyip dava dosyası 1. Başkanlığa gönderilmiş olmakla; Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
 
KARAR : Dosyaya göre; Çoban olup, evli 6 çocuklu sabıkasız bulunan sanığın, köydeki ahır inşaatında kaçak orman emvali kullandığı anlaşılmıştır.  Ayrıntıları Ceza Genel Kurulu'nun 11.10.1976 gün ve 367/415; 6.12.1982 gün ve 388/470; 14.12.1981 gün ve 310/421 sayılı kararlarında ve 7.6.1976 gün
ve 4/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı gibi,
Erteleme doğrudan doğruya cezanın sanığın kişiliğine uydurulmasını öngören yargısal şahsileştirme müessesesidir.
"Gerekçe; takdirin akla, hukuka ve dosyaya uygun açıklamasıdır. Gerek Anayasamızda ve gerekse yasalarımızda nelerin gerekçe olabileceği sınırlı bir şekilde sayılmamıştır. Bununla beraber, erteleme konusunda gösterilecek gerekçenin, sanığın kişilği ile ilgili bilgi ve belgelerin isabetli takdir edildiğini gösterir biçimde olmalıdır. Gerekçenin bu niteliği yasa koyucunun amacına uygun olduğu gibi, kararı aydınlatmak, keyfiliği önlemek ve tarafları tatmin etme niteliği de tartışma götürmez bir gerçektir.
Cezaların ertelenip ertelenmemesi konusundaki takdirin mutlaka yasal olması, sanığın kişiliğine dayanması ve olay ile uyumlu bulunması şarttır. Esasen, bu konuda gerekçe gösterilmesi zorunluğundan güdülen amaç, 647 sayılı Yasanın 6. maddesinde yazılı yasal nedenlerle dayandırılmış olmak kayıt ve şartı ile, gerekçede bu konuda gösterilen nedenlerin hakimin sadece soyut kanılarına değil, ölçünün isabetli seçildiğini doğrulayıp açıklayan ve dosya içeriğine, sanığın duruşma sırasında gözlenen haline uygun bir değerlendirme sonucu takdir hakkının yerinde kullanılıp kullanılmadığının saptanmasıdır.
647 sayılı Yasanın 6. maddesine göre, "sanığın geçmişteki haliyle ahlaki temayüllerine göre cezasının ertelenmesi halinde ileride cürüm işlemekten çekinmesine sebep olacağı hakkında mahkemece kanaat edinilirse bu cezanın ertelenmesine hükmolunabilir" maddede cürümler arasında herhangi bir ayırım yapılmadığı halde, yerel mahkemenin, "sanığın aynı neviden suç işlemekten çekineceği kanaatını vermediğinden" bahisle cezasının ertelenmesine yer olmadığına karar vermesi, aynı kavramların birbirine zıt kabullere dayanarak gösterilmesinin yasal ve geçerli gerekçe olamayacağı cihetle itiraz yerindedir.
 
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle C. Başsavcılığı'nın 8.6.1988 gün ve 80 sayılı itirazının KABULÜNE ve Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin 1.4.1988 gün ve 19946/3873 sayılı onama kararının kaldırılmasına ve Kozan Sulh Ceza MAkemesi'nin 20.2.1987 gün ve 1985/487 esas, 1987/262 karar sayılı kararının belirtilen nedenle BOZULMASINA, 3.10.1988 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini