Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1988/251
K: 1988/301
T: 27.06.1988

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
DAVA : Uyuşturucu maddelerden esrar imal etmek ve satmak suçundan sanıklar Fikri, Mustafa ve Hüseyin hakkında;
Samsun 2. Ağır Ceza Mahkemesi 6.10.1987 gün, 139-135 sayı ile; "sanıklar, esrar imal edip satma suçunu birlikte toplu olarak işlediklerinden 2845 sayılı Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkındaki Kanunun 9/a maddesi uyarınca davaya bakma görevinin Devlet Güvenlik Mahkemeleri görevine girdiğinden mahkemelerinin görevsizliğine, karar kesinleştiğinde dava dosyasının görevli Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi'ne gönderilmesine..."
Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi 12.4.1988 gün 133-30 sayı ile; "A - Sanık Hüseyin'in eylemi bireysel şekilde esrar temin etmek şeklinde oluştuğundan, 2845 sayılı kanunun 9. CMUK.nun 263. maddesi uyarınca mahkemmizin görevsizliğine, adı geçen sanığın TCK.nun 403/3-4, 404/son, 31, 33, 36, 40. maddeleri uyarınca yargılanması için dosyanın tefriki ile yetkili Samsun Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesine..." karar vermişlerdir.
Görev uyuşmazlığını inceleyen 3. Ceza Dairesi 11.5.1988 gün 5279-6292 sayı ile; "incelenen dosya içeriğine, dava konusu eylemin iddianamede ya da görevsizlik kararındaki anlatımdan kaynaklanan niteliği ile uygulanması öngörülen yasa maddeleri yönünden 2845 sayılı Yasanın değişik 9. maddesinin b bendi uyarınca davaya bakmakla görevli olan Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde duruşma yapılıp tüm deliller toplandıktan ve bunların iddia ve savunma karşısında değerlendirilmesi gerçekleştirildikten sonra, sanığa ya da sanıkardan bazılarına yükletilen suçun niteliğinde değişiklik oluşsa dahi, davanın tüm sanıkları hakkındaki kararın görevli bu mahkemece verilmesi gerekmesine, zira Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin Kuruluş Yasasının 18. maddesinde vurgulandığı gibi Ağır Ceza Mahkemesi derecesinde bulunmasına CMUK.nun 263. maddesine değinen hükmün uygulama yeri olmayacağının açıkca anlaşılmasına ve Samsun 2. Ağır Ceza Mahkemesi kararındaki gerekçeye göre yerinde görülmeyen Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin görevsizlik kararın kaldırılmasına" karar vermiş,
Cumhuriyet Başsavcılığı 27.5.1988 gün ve 74 sayıyla; "2845 sayılı Kanunun 9. maddesi DGM.'nin yetkilerini beriltmiştir. 2845 sayılı Kanunun 9. maddesinin b bendi toplu olarak veya teşekkül vücuda getirmek suretiyle işlenen suçlara bakacağına amirdir.
Münferit işlenen suçlara bakmayacağı, bunlara yetkisi olmadığı açıkca belirtilmiştir. Şu hale göre Yüksek Dairenin kararı ile DGM. yetkileri harici karar vermeye zorlanacağından böylece yasaya ve 3. Ceza Dairesi'nin eski kararlarına aykırı bulunduğundan, Özel Daire kararının kaldırılarak Samsun 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin yerinde görülmeyen görevsizlik kararının kaldırılmasını" itirazen talep etmiştir.
Dosya, 1. Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel kurulu'nca incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
 
KARAR : Adli yargıda, iki ayrı yargı mercii arasında madde bakımından çıkan yetki uyuşmazlığı ile ilgili yasal düzenleme; Ceza Kanununun yürürlüğe konulmasına ilişkin 825 sayılı Yasanın 36. maddesinde ifade olunmuştur. Burada "ağır ceza davalarını rüyetle mükellef daireli mahsusası mevcut olan bir asliye mahkemesine merbut iki mahkeme veya sulh hakimi veya mustatik beyninde veya bunlardan biriyle diğeri arasında hadis olan ihtilafatın kaabili temyiz olmamak üzere halli o darieyi mahsusaya ve bir ağır ceza dairesiyle diğer mahkeme ve daire ve hakimlik beyninde ve bunlardan maada devairi adliye arasında hadis olan ihtilafatın halli mahkemesi temyize aittir.." denilmekte, madde itibariyle çıkan yetki uyuşmazlığını çözmeye yerine göre ağır ceza mahkemesi, yerine göre Yargıtay görevli kılınmaktadır.
Yargıtay'a verilen bu görev ise; 2797 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca 3. Ceza Dairesi'ne aittir.
Madde itibariyle çıkan uyuşmazlıkları çözümleyen merci kararı niteliği itibariyle "beyan" edicidir. Bu nedenle kesin olan merci kararına mahkemelerin direnme hakkı yoktur. Davayı görmekle yetkili kılınan mahkeme, merciin verdiği karardaki hukuki tavsifi ile bağlı olmayıp, yargılama sonucunda ortaya çıkan suç niteliğine göre hüküm vermekle yükümlüdür. (CMUK.nun 257. madde ve İç. Bir. Kar. 10.6.1942 gün, 26-16 sayılı kararı).
CMUK.nun 305. maddesi gereğince; "ceza mahkemelerinden verilen hükümler temyiz olunabilir". Başka başka ağır ceza mahkemeleri çevrelerindeki iki adliye mahkemesi arasında madde yönünden çıkan yetki uyuşmazlığını kanun gereği 3. Ceza Dairesi çözümlese de, bu kararı "beyai nitelikte"dir. Yapılan inceleme, temyiz incelemesi değildir.
Nasıl ki; Mer'iyet Kanunun 36. maddesi gereğince, bir ağır ceza mahkemesi çevresi içinde iki adliye mahkemesi arasında çıkan görev uyuşmazlığı nedeniyle o yer ağır ceza mahkemesinin verdiği kararlar kesin olup temyiz edilemiyorsa, "müşterek yüksek görevli" mahkeme olması nedeniyle Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin aynı şekilde "merci tayini" suretiyle verdiği kararlarda kesindir. Hüküm (son karar) niteliğinde olmadığından bu kararın temyiz kabiliyeti yoktur. Temyiz kabileyeti olmayan bir kararın kanun gereği Yargıtay'ın bir dairesince verilmiş olması halinde dahi Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazına konu yapılması mümkün değildir. Zira Cumhuriyet Başsavcılığı'na ceza dairelerinden birinin kararına itiraz yetkisi veren CMUK?nun 322. maddesi anılan Kanunun "kanun yolları" başlıklı üçüncü kitabın "temyiz" başlıklı üçüncü faslında yer almıştır. Cumhuriyet Başsavcılığı ancak, Ceza Dairelerinin temyiz incelemesi sonunda verdiği kararlara itiraz edebilir.
Gerek yasal nedenlerle, gerekse yargılama ekonomisi açısından varılan bu sonuç; öğreti de (N. Kunter, Ceza Muhakemesi hukuku, 8. Bası, Sh. 354-355; Ö. Tosun, Türk Suç Muhakemesi Hukuku dersleri, Cilt: 1, 4. bası, Sh. 560; E. Yurtcan, Ceza Yargılaması Hukuku, 2. Bası, Sh. 74; F. Erem, Ceza Yargılaması Hukuku, 6. Bası, Sh. 130) ve uygulamada (İç. Bir. Kar. 9.12.1931, 12-48 ve 10.6.1942, 20-14. CGK., 21.12.1987, 418-27) aynen benimsenmiştir.
Bu itibarla; adli yargıda iki ayrı mahkeme arasında çıkan görev uyuşmazlığı nedeniyle Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin Mer'iyet Kanunun 36 ve Yargıtay Kanununun 14. maddesi uyarınca "merci belirlemesi" suretiyle verdiği kararlar kesin olup, bunlara karşı CMUK.nun 322. maddesine dayanarak Cumhuriyet Başsavcısının itiraz yetkisi bulunmadığından, itirazın reddine karar verilmelidir.
 
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE, 27.6.1988 gününde oybirliğiyle karar verildi. 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler



YARGITAY KARARLARI :
İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

Diğer Bölümlerimiz +
Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini