 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1988/239
K: 1988/370
T: 17.10.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Tefecilik suçundan sanık Aguş hakkındaki kamu davasının CYUY.nın 253. maddesi uyarınca reddine dair (Balıkesir 1. Asliye Ceza Mahkemesi)nden 7.7.1986 gün ve 1985/402, 1986/288 sayı ile verilen hükmün katılanlar vekili tarafından temyizi üzerine dosyayı inceleyen 7. Ceza Dairesi 19.1.1988 gün ve 247/46 sayı ile;
(Sanığın eylemin müstakil nitelikte suç teşkil ettiği dikkate alınmadan yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi) isabetsizliğinden bozmuştur.
Yerel Mahkeme ise, 6.4.1988 gün ve 130-152 sayı ile;
(90 sayılı KHK.nin 11.maddesi hükmü karşısında izin almaksızın ödünç para verme işi ile uğraşan sanığın eylemlerinin tek suçu oluşturduğu) gerekçesiyle önceki hükmünde direnmiştir.
Bu hükmün de, katılanlar vekili tarafından süresinde temyizi üzerine, dosya C. Başsavcılığı'nın "Daire kararı doğrultusunda bozma" isteyen 11.5.1988 gün ve 3814 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmiş olmakla; Ceza Genel Kurulu'nda okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : İncelenen dosya ve kanıtlara göre;
Sanığın 1983 yılı içersinde işleri kötü giden katılanlara % 25 faizle borç para verdiği, aynı şekilde Balıkesir 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 1984/209, 1985/154 sayılı kararı ile mahkumiyetine karar verildiği anlaşılmıştır.
Bu belirlemeye göre sanığın en azından 1983 yılı içerisinde yukarda belirtilen mağdurlara faizle para verdiği saptanmaktadır.
6.10.1983 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren 90 sayılı KHK.nin 11. maddesinde;
"1- Bu kanun hükmünde kararname uyarınca ikrazatçılık yapmak üzere izin belgesi alınmadan ödünç para verme işleri ile uğraşılması,
2 - Bu kanun hükmünde kararname uyarınca alınan izin belgesi iptal edildiği veya iptal edilmiş sayıldığı halde ödünç para verme işlerine devam edilmesi,
3 - Bu kanun hükmünde kararnamenin diğer hükümlerinin ihlal edilmesi tefecilik sayılır" hükmü getirilmiş bulunmaktadır.
Bu düzenlemeye göre tefeciliğin sistemli bir şekilde ve süreklilik arzeden, faizle para verme işlemlerinin kapsadığı anlaşılmaktadır. Sanık da eldeki verilere göre en az üç kişiye, bu dosyanın iki mağduru Saim ve Ali ile yukarda belirtilen dosyanın mağduru Aziz'e faizle para vermek suretiyle süregelen hareketleri ile 90 sayılı KHK.ye aykırı olarak faizle para vermiştir. Bu eylemlerin tümü kül halinde tek suç oluşturur. Bu yönüyle direnme doğrudur. Sanık ikinci kez hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkum edilemez.
Ancak, 90 sayılı KHK.nin 17/3. maddesinde; 15. madde yürürlüğe girinceye kadar 2279 sayılı kanunun suç sayıldığı fiiller hakkında bu Kanunun 17. maddesinde yazılı hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı" hüküm altına alınmıştır.
O halde 2279 sayılı Yasanın 17/1. maddesi uyarınca sanığın, bu dosyanın mağdurları olan Saim ve Ali'den sağladığı çıkarın 5 katı para cezasına mahkum edilmesi gerekir. Açıklanan değişik bu gerekçeyle Yerel Mahkeme direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Katılanlar vekilinin temyiz itirazı yukarda açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden yerel mahkeme direnme hükmünün bu değişik gerekçe ile BOZULMASINA, 17.10.1988 gününde oybirliğiyle karar verildi.