 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1988/230
K: 1988/298
T: 27.06.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Sahte kimlik belgesi düzenlemek ve memura yalan beyanda bulunmaktan sanık Cengiz'in TCK.nun 343/2, 350/2, 71. maddeleri uyarınca sonuç olarak 1 yıl 6 ay hapsine ilişkin, (Ankara 1. Asliye Ceza Mahkemesi)nden verilen 17.12.1986 gün 352/843 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi sanık tarafından istenilmiş olduğundan dava dosyası Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 25.1.1988 gün ve 6-10408 sayılı tebsliğnamesiyle Yargıtay 6. Ceza Dairesi'ne gönderilmiştir.
Yargıtay 6. Ceza Dairesi, 28.3.1988 gün ve 507/4081 sayı ile; "yapılan yargılamaya, kanıtlara ve gerekçeye göre başkaca temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak; eylemlerin hukuki konularının kamu güveni olduğu gözetilerek suçların müteselsil nitelikte olup olmadığının karar yeride tartışılmaması" isabetsizliğiyle bozmuştur.
Cumhuriyet Başsavcılığı, 11.5.1988 gün ve 69 sayı ile sanığın 1981 yılında nüfus hüviyet cüzdanında tahrifat yaparak TCK.nun 350/2. maddesinde yazılı suçu, 1982 yılında yasa dışı örgüte üye olmak ve çeşitli eylemlerde bulunmaktan yakalanıp resmi merciler önünde sorgulandığında bir başkasının kimliğini vererek sahte ilam verilmesini sağlamakla TCK.nun 343/2. maddesine uyan ayrı bir suçu işlediğini, olayda aynı yasa hükmünün bir kaç kez ihlalinin söz konusu olmadığını ifade ile özel daire bozma kararının kaldırılmasını ve yerel mahkeme hükmünün onanmasını itirazen talep etmiştir.
Dosya, 1. Başkanlığına görderilmekle; Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : İncelenen dosyaya göre; 1979-1981 tarihleri arasında yasadışı örgüte giren ve bu örgüt adına eylemlerde bulunan sanık Cengiz, takip altında bulundğunu düşünerek yakalanmadan önce eline geçirdiği Nail isimli şahsa ait kimlik belgesini kimyasal sıvı ile silip kendi fotografını yapıştırdıktan sonra günlük yaşamında gereken yerlerde kullanmış, 16.4.1982 tarihinde sıkıyönetim makamlarınca yakalanıp örgüt suçundan sorgulandığında; emniyet, Cumhuriyet Savcılığı ve mahkemede bu kimliği kullanmış, Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı İki Nolu Mahkemesi'nde bu kimlikle yargılanıp TCK.nun 168/1402 sayılı Yasanın 17/1. maddeleriyle mahkum olmuş, cezasını infazı sırasında kendisine kanun gereği vasi tayin edilmek istendiğinde gerçek durum anlaşılarak hakkında yüklenen suçlardan kamu davası açılmıştır.
Sanık hakkında sahte kimlik belgesi düzenlemek ve görevli memura kimliği hakkında yalan beyanda bulunmak suçlarından iki ayrı dava açılmış ve mahkemece iki ayrı suç oluştuğu kabul edilerek yukarıda açıklandığı gibi hüküm kurulmuşsa da; delillere ve oluşa göre sanığın baştan itibaren değişmeyen tek amacı, içinde bulunduğu durum nedeniyle yakalanmamak ve ceza görmemektir. Bu amaç doğrultusunda birbütün olan fiil ve hareketlerinin ihlal ettiği hukuki değerler aynı niteliktedir. Bu itibarla Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının reddine karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine, 27.6.1988 gününde 2/3'ü geçen çoğunlukla karar verildi.