 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1988/227
K: 1988/302
T: 27.06.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Görevi kötüye kullanmak suçundan sanıklar Aycan ve sekiz arkadaşının 1163 sayılı kooperatifler Yasasının 62/3. maddesi delaletiyle TCK.nun 240/2. 59, 240/son maddeleri uyarınca mahkumiyetlerine ilişkin, (Karabük Asliye Ceza Mahkemesi)nden verilen 24.12.1987 gün 117-506 sayılı hüküm, 4. Ceza Dairesi'nce incelenerek 30.3.1987 tarih 1948-2274 sayılı ilamla; "sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir." Ancak:
TCK.nun 20. maddesinde aykırı olarak nedeni gösterilmeden ve takdire dayanıldığı da açıklanmadan memuriyetten yoksun kılınma cezasının alt sınırın üzerinde tayini ve 59. maddenin bu cezayı teşmil edilmemesi" isabetsizliğiyle bozulmuştur.
Cumhuriyet Başsavcılığı 11.5.1988 gün 61 sayı ile; "Kooperatif Yönetim kurulu Üyelerinin hangi hallerde devlet memurları gibi cezalandırılacaklarını belirten 1163 sayılı Kanunun 62. maddesinde sanıklara müsnet eylemin bulunmadığı ve bu suretle ceza hukuku uygulanmasında memur sayılmaları mümkün olamayacağından, unsurları oluşmayan müsnet suçtan beraatlerine karar verilmemesini kanuna aykırı bularak "itiraz etmiştir.
Dosya 1. Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : İncelenen dosyaya göre;
Sanıkların, S.S. .......İş Mensupları Ev Yaptırma İşçi Yapı Kooperatifi Yönetim Kurulu üyesi oldukları, 1.1.1981 - 1.11.1983 tarihleri arasında inşaatlarının büyük bölümnü biten II. kısım 2419 konutun sahiplerinden istifa veya ihraç nedenleriyle boşalan 84 konutun 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 23. maddesi ile kooperatifin ana sözleşmesinin 10. maddesine aykırı olarak, 1969, 1970, 1971 ve 1972 kayıt tarihli üyeler sırasında beklerken, bunlara haber verilmeyerek büyük çoğunluğunu 1982, 1983 yıllarında üye olmuş daha sonraki ortaklardan isteyenlere vermek suretiyle önceki ortakların hak ve menfaatlerini ihlal ettikleri saptanmış, bu oluş ve sübutta özel daire ile Cumhuriyet Başsavcılığı arasında uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın; bu eylemin 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 62/3. maddesine muhalefet teşkil edip etmeyeceğinde oluştuğu görülmüştür.
Kooperatif Yönetim Kurulu üyelerinin sorumlulukları; 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 62. maddesinde düzenlenmiştir.
Madenin 1 ve 2. fıkrasında Yönetim kurulu üyelerinin hukuki, 3. fıkrasında ise cezai sorumlulukları hükme bağlanmıştır. Kooperatif yönetim kurulu üyeleri ile memurlarının devlet memuru gibi cezalandırılarak fiil ve hareketleri, kooperatifin yönetimiyle ilgili olanlardır. Yönetimle ilgisi olmayan fiil ve hareketler ise madde kapsamı dışında olup genel hükümlere tabidir. Hangi fiil ve davranışların kooperatif yönetimi ile ilgili olacağını, kooperatifler mevzuatı ile ana sözleşme hükümleri belirler.
Kanun; devlet memurları gibi cezalandırmayı gerektirir fiil ve davranışları tahdidi olarak belirtilmemiş, bunlardan önemli olanlarını emsal olarak açıklamakla yetinmiştir. Bu husus, fıkrada genel ifadeden sonra "ve özellikle" sözcüğüyle vurgulanmıştır.
Kooperatif yönetimiyle ilgili fiil ve davranışların hangi hallerde hangi suçları oluşturulacağı hususunda Kooperatifler Kanununda bir hüküm bulunmamakta bu konuda kanun, ceza kanununa gönderme yapmaktadır.
Kooperatif yönetimiyle ilgili ve suç sayılan fiil ve davranışlarda devlet memuru gibi cezalandırılan kooperatif yönetim kurulu üyeleri ve memurları, Devlet memurları gibi görevi ihmal ve suistimal suçlarını da işleyebilirler. Ancak özel kasıtla işlenebilen bu suçlarda, devlet memurları gibi kooperatif yönetici ve memurlarının da bu özel kasıtla hareket edip etmediklerinin açık ve seçik bir şekilde belirlenmesi gerekir.
Bu açıklamalar karşısında; incelenen olayda, sanıkların; kooperatifler Kanunu ile ana sözleşmelerinden doğan yönetim görevlerini açıkca ihlal eden kararlar ve davranışlarla yüklendikleri görevi kötüye kullanma suçunu işledikleri anlaşıldığından itirazın reddine karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle C. Başsavcılığı itirazının reddine 27.6.1988 gününde oybirliğiyle karar verildi.