 |
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 2004/11-48
K: 2004/64
T: 9.3.2004
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Ticari defter ve belgeleri ibraz etmemek suçundan sanık Bekir'in beraetine ilişkin Malatya 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 1.3.2000 gün ve 570-209 sayılı hüküm, C.Savcısı ve katılan Hazine vekilinin temyizi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 11. Ceza Dairesince 10.5.2001 gün ve 4114-4696 sayı ile;
"213 sayılı Kanunun 253. maddesine göre tuttuğu defterlerle belgelerin ait olduğu yılı takip eden takvim yılından başlamak üzere beş yıl süre ile muhafaza etmek mecburiyetinde bulunan sanığın usulüne uygun olarak yapılan tebligata rağmen istenen defter ve belgelerini aynı Kanunun 13. maddesinde gösterilen mücbir sebeplere veya kastı kaldıran diğer nedenlere dayanmadan yetkililere ibraz etmemesi şeklinde oluşan eylemi ile ve esasen 26.8.1998 gün ve 12-60 sayılı vergi inceleme raporundan Katma Değer Vergisi Kanununun 29. ve 34 üncü maddeleri uyarınca indirim konusu yapılan katma değer vergileri nedeniyle vergi kaybına sebebiyet verdiğinin kabulünde zorunluluk bulunduğu gözetilmeden bilirkişinin yetersiz raporuna dayanılması suretiyle beraat kararı verilmesi" isabetsizliğinden bozulmuştur.
Yerel Mahkeme ise; 30.1.2002 gün ve 549-42 sayı ile; "Uzman olan üç bilirkişi tarafından verilen raporda mevcudiyetleri sabit olan defter ve belgeleri incelemeye ibraz etmemesi nedeniyle inceleme elamanınca yapılan incelemede hiçbir harici bilgiye başvurulmadan sanığın tarh dosyası ve vermiş olduğu beyannameler üzerinde yapmış olduğu inceleme neticesi tesbit etmiş olduğu KDV farklarına ağır kusur veya kusur cezası önerilmesi gerektiğinden sanığın kasten vergi ziyaına sebebiyet vermediği ve buna bağlı olarak sanık yönünden vergi kaçakçılığı suçunun oluşmadığı belirtildiğinden bu hususların da ancak bilirkişiler tarafından tesbit edilebileceği" gerekçesiyle ilk hükmünde direnmiştir.
Bu hükmün de, C.Savcısı ve katılan Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay C.Başsavcılığının "bozma" istekli 21.5.2003 gün ve 59182 sayılı tebliğnamesi ile Özel Dairesine, Özel Dairece de, 25.12.2003 gün ve 7152-9901 sayılı karar ile Yargıtay 1. Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü;
KARAR : Dosyanın incelenmesinde; marangoz olarak 26.7.1993 tarihinde ticari faaliyetine başlayan sanığın, 1.9.1995 tarihinde bu faaliyetini terk ettiği, Vergi Dairesinin 4.5.1998 günlü yazısıyla 1993 yılına ait defter ve belgelerinin 15 gün içinde ibrazının istenmesine rağmen, bulunamadığından bahisle ibraz etmediği, üç kişilik bilirkişi kurulunca hazırlanan 29.11.1999 tarihli raporda, kasten vergi ziyaına neden olunmadığı, vergi kaçakçılığı suçunun oluşmadığı bildirilmiş ise de, 26.8.1998 tarihli vergi inceleme raporunda, defter ve belgelerin çeşitli nedenlerle zayi edilmesi halinde indirim konusu yapılan vergilere hak kazanıp kazanamayacağı idarece saptanamayacağından, Eylül, Ekim ve Aralık döneminde indirim konusu yapılan 382.900 lira KDV.nin reddi gerekeceği ve vergi ziyaının doğduğu saptandığından, aksi yöndeki yetersiz bilirkişi raporuna itibar edilmesi olanağı bulunmamaktadır. Ancak 25.2.2003 tarihinde kabul edilip 27.2.2003 gün ve 25033 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 4811 sayılı Vergi Barışı Kanunu'nun, 14/1. maddesinde, "Vergi Usul Kanununun 359. maddesinde sayılan fiileri 31.8.2002 tarihinde önce işleyenler hakkında Cumhuriyet Savcılıklarına suç duyurusunda bulunulmaz, soruşturma aşamasında olanlar için takibat yapılmaz, açılmış olan kamu davaları ortadan kaldırılır ve kesinleşmiş mahkumiyet kararları infaz edilmez." hükmüne yer verilmiş, aynı maddenin 3. fıkrasında ise, ( 1 ) numaralı fıkra hükümlerinden yararlanmanın koşulları belirtilmiştir. Sanığın eyleminin suç vasfı ve tarihi itibariyle 4811 sayılı Yasanın 14. maddesinin 1. fıkrası kapsamında kalması, 2. fıkrada belirtilen istisnalar içinde yer almaması nedeniyle, hukuki durumunun bu yasal düzenlemeler ışığında yeniden değerlendirilmesi gerektiğinden direnme hükmünün bu nedenle bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Direnme hükmünün yukarıda belirtilen nedenle BOZULMASINA, dosyanın yerine gönderilmesi için Yargıtay C.Başsavcılığına tevdiine, tebliğnamedeki isteme uygun olarak 9.3.2004 gün oybirliğiyle karar verildi.