 |
T.C
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E: 2004/12516
K: 2004/16973
T: 05.07.2004
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- İŞE İADE DAVASI
- ÜCRET ALACAĞI DAVASİ
- SERİ YARGILAMA USULÜ
- HAKLI FESİH
1475 s. IşK/13,17
5521 s. İşMahK/7
1086 s. HUMK/46,48
2709 s. Anayasa/141
Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir. Yerel mahkeme, isteği kabul etmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
1. Davacı İş Sözleşmesinin 1475 sayılı yasaya aykırı olarak feshedildiğini iddia ederek fesih işleminin iptali ile Şubat 2003 tarihinden Yüksek Disiplin Kurulu kararını takiben, yetkili makam onayı ile feshe ilişkin kararının tebliği tarihi olan 04.06.2003 tarihine kadar ödenmeyen ücret alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Mahkemece fesih 15.03.2003 tarihinde yürürlüğe giren ve 1475 sayılı yasada değişiklik yapan 4773 sayılı yasa kapsamında değerlendirilerek, "davacının iş sözleşmesinin 1475 sayılı yasanın 17/111. maddesi gereğince işyeri dışında ve işyeri ile ilgisi olmayan ırza geçme ve alıkoyma suçundan tutuklanması nedeni ile feshedilmemiş işçinin kısa bir süre işinin başından ayrılıp dönmesi, işin güvenliğini tehlikeye sokması anlamına gelmeyeceğinden fesih haklı nedene dayanmadığı" gerekçesi ile feshin geçersizliğine, işe iadeye, işe başlatılmaması halinde bir yıllık ücret tutarında tazminata, boşta geçen süre için 4 aya kadar ücret ve ödenmeyen ücret alacaklarına karar verilmiştir.
Dosya içeriğine göre, davacının iş sözleşmesi, gece bekçiliği görevinde iken alkollü bir vaziyette birkaç saatliğine görev yerini terk ederek, oğlunun reşit olmayan nikahsız eşi ile cinsel ilişkide bulunması üzerine ırza geçme ve alıkoyma suçlarından dolayı bir aydan fazla tutuklu kalması üzerine yapılan soruşturma sonucunda 22.5.2003 tarihli Bakanlık oluru ile feshedilmiştir. Davacı görev yerini terk ederek, işyeri ile ilgisi olmayan bir suç işlemiştir. Ayrıca gece bekçiliği gibi, işyerinin güvenliği ile ilgili bir görevde iken, görev yerini birkaç saatliğine izinsiz ve mazeretsiz terki, işverene Toplu İş Sözleşmesi Ceza Cetvelinin 52. maddesi uyarınca ihraç cezası verme yetkisi tanımaktadır. Bu nedenle dava konusu uyuşmazlıkta fesih haklı nedene dayanmaktadır. Mahkemece feshin geçersizliğine, işe iadeye, işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücret alacağına karar verilmesi hatalıdır. Bu durumda mahkeme kararının işe iadeye ilişkin kısmının bozularak ortadan kaldırılmasına ve istemin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda gösterilen gerekçelerle;
- Sakarya İş Mahkemesinin 13.04.2004 tarih ve Esas No: 2003/239, Karar No: 2004/99 sayılı kararının bozularak ortadan kaldırılmasına, Feshin geçersizliğine işe iadeye ve bunun sonuçlarına ilişkin davanın reddine,
- Harç alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
- Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden 300.000.000 TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
- Davacının yaptığı 115.800.000 TL. mahkeme masraflarının işe iade davası ile ilgili olarak takdiren 100.000.000 TL. sının davacı üzerinde bırakılmasına oy çokluğuyla kesin olarak karar verildi.
2. İşe iade davasının 1475 sayılı İş Kanununun 13/C maddesine göre seri muhakeme usulüne göre iki ay içinde sonuçlandırılması gerekir. Ücret ve diğer işçilik alacakları ise 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 7. maddesi uyarınca sözlü yargılama usulüne tabidir. Direktif niteliğinde de olsa yargılamanın bitirilmesi gereken süreye yasada yer verilmemiştir.
Yargılama usulleri farklı olan feshin geçersizliği ve işe iadeye ilişkin tesbit niteliğindeki dava ile ücret alacağına ilişkin eda davasının yargılamanın iyi bir şekilde yapılması için ayrılmasına HÜMK.nun 46. maddesi uyarınca yerel mahkemenin karar vermesi gerekirdi. Bu hususta bir karar verilmediği gibi bu husus HÜMK.nun 48. maddesi gereğince tek başına bozma sebebi de oluşturmaz. Öte yandan ise iade talebiyle alacak davasının seri yargılama usulüyle görülmüş olması bozma nedenidir.
Feshin geçersizliği ve işe iadeye ilişkin davada deliller yeterli bulunduğundan bozma kararı ile birlikte yeni hüküm oluşturulmuştur. Ancak ücret alacağı ile ilgili mahkeme hükmü hakkındaki temyiz isteminin Anayasanın 14l/son maddesine göre, davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması yolunda yargıya yüklenen görev nedeniyle, bu safhada incelenmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Bu durumda davacı tutukluğunun sona ermesinden sonra, davalı işverence 18.02.2003 tarihinde işe kabul edilmiş, 21.02.2003 tarihinde izne ayrılmış ve izinde iken 03.03.2003 tarihli fesih kararı, kendisine tebliğ edilmiş davacının itirazı üzerine TİS hükmü gereği sonuçlarını 04.06.2003 tarihinde meydan getirmiştir. Davacının 03.03.2003 tarihinden 04.06.2003 tarihine kadar işyerinde çalışıp çalışmadığı dosya içeriğinden anlaşılamamaktadır. Çalışılmayan günler için ücret alacağı istenemeyecek-tir. Bu dönemde davacının çalışıp çalışmadığı belirlendikten sonra sonucuna göre ücret alacağına karar verilmelidir. Eksik inceleme sonucu ücret alacağına karar verilmesi de isabetsizdir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın 1. bentte gösterilen nedenlerle bozularak feshin geçersizliği ve işe iadeye ilişkin kısmın bozularak ortadan kaldırılmasına ve istem reddine kesin olmak üzere ücret ve ikramiyeye ilişkin hükmün ise noksan tahkikat nedeniyle 2. bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 5.7.2004 gününde oyçokluğu ile karar verildi.