 |
T.C
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E: 2003/8175
K: 2003/21996
T: 16.12.2003 Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- EMEKLİLİĞE HAK KAZANMA
- HAYATIN OLAĞAN AKIŞINA AYKIRILIK
- KIDEM VE İHBAR TAZMİNATl
ÖZETİ: Davacı işçi, emekliye ayrılmak istediğini belirtmiştir. Davacı bu dilekçe üzerine işyerinden kendisi ayrılmış değildir. İşyerinde 20 yıl süreyle çalışan bir işçinin tazminat haklarını geride bırakacak şekilde işyerinden kendiliğinden ayrılması da hayatın olağan akışına aykırıdır.
1475 s. IşK/13,14
4857 s. İşK/17,18
Taraflar arasındaki kıdem ve ihbar tazminatının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle hüküm süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davacı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 16.12.2003 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı adına Avukat D. K. K geldi. Karşı taraf adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı işçi, davalıya ait işyerinde 20 yıl çalıştığını ve Sosyal Sigortalar Kurumundan emekli olabilmek için kanun nezdinde araştırmalar yaptığını sonrasında işverence iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini belirterek ihbar ve kıdem tazminatı isteklerinde bulunmuştur. Mahkemece davacının emekli olmak için ayrıldığını bildirerek açıkça istifa ettiği gerekçesiyle her iki tazminat isteğinin de reddine karar verilmiştir.
Dosya içindeki bilgi ve belgelere göre davacı işçi işyerinde çalıştığı sırada 13.10.1997 tarihinde Sosyal Sigortalar Kurumuna müracaat ederek ne zaman emekli olabileceğini sormuş, kurumun 12.2.1998 tarihli yazısında 1.12.2001 tarihinde 20 yılı tamamlamış olacağı ve bu tarihten itibaren emekli olabileceği bildirilmiştir. Bu yazı üzerine daha sonraki kanun değişikliklerinden haberdar olmayan davacı 1.10.2001 tarihinde işverene verdiği dilekçe ile 1.12.2001 tarihi itibarıyla emekliye ayrılmak istediğini bildirmiştir. Daha sonra emeklilik için gerçekleşmesi gereken yaş koşulunu taşımadığını öğrenmiş ve işyerinde çalışmaya devam etmek istemiş, davalı işveren ise bu talebi kabul etmeyerek 1.12.2001 tarihinden itibaren davacının çalışmasına izin vermemiştir. Davacının 1.10.2001 tarihli dilekçesi emeklilik sebebiyle iş sözleşmesinin feshi niteliğinde değildir. Söz konusu dilekçede davacı işçi, emekliye aynlmak istediğini belirtmiştir. Davacı bu dilekçe üzerine işyerinden kendisi ayrılmış değildir. İşyerinde 20 yıl süreyle çalışan bir işçinin tazminat haklarını geride bırakacak şekilde işyerinden kendiliğinden aynlması da hayatın olağan akışına aykırıdır.
Böyle olunca davacının ihbar ve kıdem tazminatlarına hak kazandığının kabulü gerekirken yazılı şekilde isteklerin reddi hatalıdır!
SONUÇ: Temyiz olunan karann yukanda yazılı sebepten BOZULMASINA, Davacı yaranna takdir edilen 375.000.000 TL.duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 16.12.2003 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Davacı işçi işverene vermiş bulunduğu 1.10.2001 tarihli dilekçesinde "...1.12.2001 tarihi itibariyle Sosyal Sigortalar Kurumundan aynlmak istiyorum..." demek suretiyle işyerinden ayrılmıştır.
Dinlenen davacı tanıkları Ali, Belgin ve Esma ortak beyanlarında; davacının emekli olmak için işten aynldığını ancak yaş koşullannı doldurmadığı için emekli olamaması nedeniyle geri dönmek istediğini, buna karşılık işverenin yeniden işe kabul etmediğini ifade etmişlerdir.
Daire bozma kararından da anlaşılacağı şekilde davacı işten ayrılmıştır. İşveren yeniden işe başlatması zorunluluğu bulunmamaktadır. Aynca mevcut dilekçe yanında fiili durumun gözönüne alınması gerekir.
Daire kararında işverenin 1.12.2001 tarihinden itibaren davacının çalışmasına izin vermemiştir denilmekte ise de davacı 1.12.2001 tarihinde işyerinden ayrılmış olup, işverence SSK.na verilen tüm belgelerde çıkış olarak bu tarih gösterilmiştir. Emekli olmak isteğiyle kuruma başvuran işçinin, aylık bağlanması için öncelikle işten ayrılma yazısını kuruma vermesi gerekir. İşveren talep üzerine işten ayrılma belgesini düzenlemiştir. Bu durumda iş akdini sona erdiren işveren değil işçidir. 1.12.2001 tarihli fesih, işverenin feshi olmayıp, bu tarih itibariyle işçinin işten ayrıldığının kuruma bildirilmesidir, işçi kendi isteğiyle işten ayrılmış, işten ayrıldığına ilişkin yazıyı işverenden almış ve ifadelere göre kuruma götürmüştür. İşten ayrılma isteğini gösteren davacı olup, ayrıldığına ilişkin yazıyı da kendisi düzenlettirmiş ve bizzat tanıklarının ifadesine göre işten ayrılmış olup Dairemizin 21.2.2004 gün ve 1993/13411-1994/2587 tarihli kararında da belirtildiği gibi, emekli olmak amacıyla işten ayrılan ancak, SSK'ca aylık bağlanmasına hak kazanmamış olduğundan başvurusu reddedilen işçi, kıdem tazminatı alamayacağı açık olup, bu görüş çerçevesinde isteğin reddine karar veren mahkeme karan usul ve yasaya uygun olduğundan hükmün onanması gerektiği görüşündeyim.
|