 |
T.C
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E: 2003/3305
K: 2003/7270
T: 29.04.2003 Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- KESENEKLERİN İADESİ
- MUNZAM SANDIK
İçtihat Özeti: Davacı işçi, davalılardan bankaya ait işyerinde çalıştığı sırada zorunlu olarak diğer davalı vakfın üyesi olduğunu, maaşında yapılan kesintiler ile işveren katkı payının her ay sandığa ödendiğini, davalı banka tarafından iş aklinin feshi sebebiyle i vakıftan emeklilik şansının kalmadığını belirterek vakfa yatırılan primlerin yasal faiziyle birlikte tahsilini istemiştir.
Davacının ödediği keseneklerinin kesildiği tarihten itibaren yüzde beş faizi ile birlikte iadesine dair hüküm kurulması gerekir.
506 s. SSK/Geçici.20
1086 s. HUMK/74
3095 s. K/l
6762 s. TTK/468
Taraflar arasındaki 1475 Sayılı Yasanın 13/son maddesine göre açılan tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davacı ve davalılardan Vakıf Yardım Sandığı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 29.4.2003 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı adına Avukat T. T ile karşı taraf adına Avukat E. Ö ile diğer davalı Türk Ticaret Bankası AŞ.adına Avukat C. T. Ş geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektiriri sebeplere göre, davalının Türk Ticaret Bankasının tüm temyiz itirazlan yerinde değildir.
2-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektiriri sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlan yerinde değildir.
a) Davacı işçi, davalılardan bankaya ait işyerinde çalıştığı sırada zorunlu olarak diğer davalı vakfın üyesi olduğunu, maaşında yapılan kesintiler ile işveren katkı payının her ay sandığa ödendiğini, davalı banka tarafından iş aktinin feshi sebebiyle vakıftan emeklilik şansının kalmadığını belirterek vakfa yatırılan pirimlerin yasal faiziyle birlikte tahsilini istemiştir.
Mahkemece, mütalaasına başvurulan bilirkişi raporunda, işçiden kesilen pirimlerin yüzde beş faizi ve yasal faizi ile hüküm altına alınabileceği ihtimali doğrultusunda iki seçenekli hesap yapılmış, ayrıca işveren katkı paylan bakımından yüzde beş faiz ve yasal faiz hesaplamalanna yer verilmiştir.
Mahkemece, bilirkişinin yapmış olduğu bu hesaplamalar içinden işverenin ödediği katkı payı tutannm yasal faizinin hesaplandığı seçenek esas alınarak, sadece faize ilişkin hüküm kurulmuştur. Gerçekte davacının isteği, işçi kesenekleri ile işveren katkı payının yasal faizi ile birlikte tahsiline ilişkin olup, mahkemece bu konularda olumlu olumsuz bir karar verilmemesi hatalıdır.
b)Mahkemece davalı vakıf yönünden reddedilen bir kısım olmadığı halde bu davalı vakıf lehine avukatlık ücretine karar verilmesi hatalıdır.
c)Avukatlık ücreti ile ilgili hüküm kurulurken katma değer vergisinin de ayrıca hüküm altına alınması hatalıdır. Bu hususun infaz sırasında gözetilmesi mümkündür.
3-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni ge-rektirici sebeplere göre, davalılardan Türk Ticaret Bankası Munzam Sosyal Güvenlik Emekli ve Yardım Sandığı Vakfının aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
a)İşçiden kesilen pirimlerle işverenin katkı paylarının davacı işçiye geri ödenip ödenmeyeceği sorunu uyuşmazlığı oluşturmaktadır. Davalı vakıf Türk Ticaret Kanununun 468. maddesi uyarınca kurulmuş olup aynı maddenin şon fıkrasında, "Şirketten alınandan başka müstahdem veya işçilerden de aidat alınmışsa, hizmet münasebetinin sonunda tesis şartlarına göre bu akçeden faydalanmadıkları taktirde müstahdem ve işçilere hiç değilse ödedikleri meblağlar ödeme tarihinden itibaren % 5 faiziyle birlikte geri verilir" kuralı mevcuttur. Yine, davalı vakfın Gelir Kaynaklan Yönetmeliğinin 9.maddesinde "Munzam Vakıfça Emeklilik,, malûllük ve sürekli iş görmezlik aylık veya gelir bağlanmasına veya toptan emeklilik, malûllük tazminatı ödenmesine hak kazanmadan Başkadan ayrılan üyelerin kesenekleri geri verilir" biçiminde düzenleme yapılmıştır.
Davalı vakfın hazırladığı Munzam Sosyal Güvenlik Haklan Yönetmeliğinin 8.maddesinde ise, emekliliğe hak kazanamadan bankadan aynlanlann kadınlarda 50, erkeklerde 55 yaşını doldurmalan halinde vakfa ödenen kesenekler ile banka iştirak paylan toplamının % 5 faiziyle birlikte geri ödeneceği öngörülmüştür. Davacının anılan yönetmelikte belirtilen yaş koşulunu haiz olmadığı anlaşılmaktadır. O halde yukarda belirtilen Türk Ticaret Kanunun 468.madde ve Gelir Kaynaklan Yönetmeliğinin 9.maddesi uyannca geri ödeme söz konusudur. Her iki düzenlemede de işveren katkı paylannın iadesi belirtilmemiş, sadece işçiden kesilenlerin geri verilmesi öngörülmüştür. Buna göre işveren katkı payının somut olay bakımından iadesi söz konusu olamaz.
b)Taraflar arasındaki diğer bir uyuşmazlık ise, iadesi lazım gelen keseneklere hangi faizin uygulanacağı sorunudur. Davacı, Türk Ticaret Kanunun 468.maddesinde öngörülen % 5 faizin yasanın yürürlüğe girdiği tarihteki yasal faiz olduğunu, daha sonra bu oranın değiştiğini belirterek değişen oranlarda yasal faiz uygulanması gerektiğini ileri sürmüştür. Davalı ise, bu faizin uygulanamayacağını savunmuştur.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, işçi keseneklerinin iadesini öngören yönetmeliğin 9.maddesinde faizden söz edilmemiştir. O halde sorunun Türk Ticaret Kanununun 468.maddesi ve 3095 sayılı yasa hükümleri doğrultusunda çözümü gerekir, 3095 Sayılı Yasanın 1.maddesinde "Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanununa göre faiz ödenmesi gereken hallerde, miktarı sözleşme ile tespit edilmemişse faiz ödemesi senelik yüzde otuz oranında yapılır" kuralı mevcuttur. Buna göre, Türk Ticaret Kanununun 468.maddesinde öngörülen % 5 faiz oranın 3095 Sayılı Yasa ile arttınlması için faizin sözleşmede tespit edilmemiş olması şarttır. Taraflar arasında bu konuda faizi belirleyen bir hizmet sözleşmesi hükmü bulunmamakla birlikte vakıf senedi ve yönetmelik hükümleri hizmet aktinin eki niteliğindedir. Türk Ticaret Bankası emekli Sandığı Vakfı Tesis Senedinin 74.maddesinde, keseneklerin % 5 faiziyle birlikte geri ödeneceği yazılıdır. Söz konusu düzenleme taraflar için bağlayıcıdır. Öte yandan munzam Sosyal Güvenlik Haklan Yönetmeliğinin 8.maddesinde kadınlarda 50, erkeklerde 55 yaşını dolduran işçilerin emekliliğe hak kazanmadığı bir durumda işten ayrılmaları halinde % 5 faiz öngörülmüş olup, vakfa daha uzun süre prim ödeyen ve daha çok yararlanması gereken bir kişinin, bu açık düzenleme karşısında talep edebileceği faiz % 5 iken, davacı yönünden vakıftan daha fazla yararlanması sonucunu doğurabilecek şekilde değişen oranlara göre yasal faiz uygulanması doğru olamaz. Bir başka anlatımla anılan yönetmeliğin 8.maddesinin uygulanabildiği durumda dahi % 5 faiziyle birlikte iade söz konusu olabilecekken, davacının daha yüksek faizle geri alabileceğinin kabulü hakkaniyete uygun değildir. Davalı vakıf Türk Ticaret Kanununun 468.maddesi ve SSK.nun geçici 20. maddesi uyarınca kurulmuş olan sosyal güvenlik hizmeti veren bir kuruluş olması da bu değerlendirmede dikkate alınmalıdır.
Yapılan bu açıklamalara göre. davacının ödediği keseneklerinin kesildiği tarihten itibaren yüzde beş faizi ile birlikte iadesine dair hüküm kurulması gerekir.
c)Dava dilekçesinde miktar belirtilmek suretiyle işlemiş faiz isteğinde bulunulmuş değildir. Mahkemece talep olmadığı halde bir miktar faizin hüküm altına alınması. HUMK.'nun 74.maddesinde yazılı olan istekle bağlılık kuralına aykırılık oluşturur
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, Davacı yaranna takdir edilen 275.000.000 TL. duruşma avukatlık parasının davalılardan alınarak davacıya verilmesine ve davalı vakıf yaranna takdir edilen 275.000.000 TL. Avukatlık parasının davacıya yükletilmesine, peşin alman temyiz haremin istek halinde ilgiliye iadesine, 29.4.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|