 |
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 2003/18257
K: 2003/17985
T: 27.10.2003 Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
4857/m.19,20/3,21
Davacı işçi, iş sözleşmesinin 09.07.2003 tarihinde geçerli bir neden olmadan feshedildiğini belirterek 4857 Sayılı İş Kanunu'nun 19 ve devamı maddelerine göre feshin geçersizliğine, işe iadesine işverence işe başlatılmaması halinde 8 aylık ücreti tutarında tazminata ve en çok dört aya kadar boşta geçen süreye ait ücret alacağına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece savunmaya değer verilmiş ve davalının ekonomik kriz ve çeşitli etkenler nedeni ile zarar ettiği, bunun ve teknolojik gelişmelerin sonucu küçülme politikası izleyerek personel azaltılması yoluna gittiği ve bu işlemi yaparken de hakkaniyete uygun davranarak emekliliğe hak kazananların iş sözleşmesini feshettiği, feshin geçerli nedene dayandığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
KARAR : Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, davacının fesih tarihinde emekliliğe hak kazandığı sabit olup, uyuşmazlık dışıdır. Belirtmek gerekir ki bu salt emeklilik fesih için geçerli bir neden olamaz. Emekliliğin fesih için geçerli bir neden teşkil edeceğine dair bir kurala yer verilmiş değildir.
Davalı işverene ait bilanço kayıtları incelendiğinde henüz zarar etmediği ancak 2003 yılı ilk 6 ayı için önceki yıla göre karından azalma olduğu, bu azalmanın nedenlerinden birinin de, kredi alacaklarının taksitlendirmesi ve bir kısmından vazgeçilmesi olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemenin davalı birliğin zarar ettiği yönündeki değerlendirmesi yerinde değildir.
Diğer taraftan davalı birlikte istihdam fazlası personel olduğu yönünde idari komisyon kararı bulunmasına rağmen, davalı işveren Yönetim Kurulu'nun 24-25.06.2003 gün ve 314 sayılı kararı ile 30'u kadrolu 50'si geçici toplam 80 personelin istihdamına fesihten birkaç gün önce karar verilmiştir. Bu karar feshe konu gerekçe ile çelişki göstermektedir. Ayrıca davacı çalıştığı kadro ve yaptığı iş gözetildiğinde hizmetine her zaman ihtiyaç duyulan bir konumdadır.
4857 Sayılı İş Kanunu ile getirilen iş güvencesinin en önemli nedenlerinden biri feshin en son çare olarak düşünülmesidir. İşyeri dışından kaynaklanan talep ve sipariş azalması alacakların taksitlendirilmesi ve bir kısımdan vazgeçilmesi gibi nedenler varken öncelikle temsil ve tanıtma giderleri temsil edenlere ayrılan telefon ücretleri ve bu gibi benzeri giderlerde tasarrufa gidilmeli, fesih son çare olmalıdır. Somut olayda davalı birlik bu tür uygulamalara başvurmamış, aksine giderleri arttırıcı ve yeni personel istihdamı kararları almıştır.
Somut bu olgulara göre, işverence gerçekleştirilen fesih, geçerli bir nedene dayanmamaktadır. Dairemizce 4857 Sayılı İş Kanunu'nun 20/3. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
SONUÇ : 1. Ankara 12. İş Mahkemesinin 14.10.2003 gün ve 2003/... Esas, 2003/... Karar sayılı kararının BOZULARAK ortadan kaldırılmasına,
2. İşverence yapılan FESHİN GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının İŞE İADESİNE,
3. Davacının yasal sürede başvurusuna rağmen işverenin süresi içinde işe başlatmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının işçinin 4 aylık ücreti tutarı olarak belirlenmesine,
4. Davacı işçinin işe iadesi işin işverene süresi içinde başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleştiği tarihe kadar gerçekleşen 4 aya kadar ücret ve haklarının davalıdan tahsiline,
5. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
6. Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre 200.000.000.- vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7. Davacının yaptığı yargılama gideri 21.760.000.- TL'nin davalıdan alınıp, davacıya verilmesine,
8. Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine kesin olarak 27.10.2003 günü oybirliği ile karar verildi.
|