 |
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 2003/12442
K: 2003/13123
T: 8.7.2003 Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- İŞVERENCE YAPILAN FESHİN GEÇERSİZLİGİ
- İŞÇİNİN İŞE İADESİ
- SÜRESİ İÇİNDE İŞE BAŞLATILMAMA HALİNDE 4 AYLA SINIRLI ÜCRET ALACAGI (TAZMİNAT)
İçtihat Özeti: 1475 sayılı İş Kanununun 13/D maddesine göre "Mahkemece feshin geçersizliğine karar verildiğinde, işçinin işe başlatılmaması halinde ödenecek tazminat miktarınıda belirler. " Kuralına yer verilmiş olup, mahkemece bu tazminat miktannın belirlenmesi ile yetinilmelidir. "
Öte yandan, bu tazminat işe iadeye dair karann kesinleşmesini takiben işçinin süresi içinde işverene başyurması ve bir aylıksürede işverence işe başlatılmaması halinde muaccel olur. Böyle olunca bu tazminat için da va tarihinden itibaren faiz yürütülemez.
(1475 s. iş K. (4473s. Kanunla değişik) m. .13/A,B,C,D)
(2821 s. Sendikalar K.Jn. 31/6)
Davacı, iş sözleşmesinin davalı işverence haksız ve geçerli bir neden olmadan feshedildiğini belirterek feshin geçersizliğine, işe iadesine, iş güvencesi tazminatı ve boşta geçen süre için ücret alacağına karar verilmesini talep etmiştir.
Yerel mahkeme, istekleri kabul etmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı işçi, iş sözleşmesinin 25.3.2003 tarihinde sendikal nedenlerle davalı işveren tarafından feshedildiğini belirterek bu tarihteyürürlükte olan 1475 sayılı Iş Kanunun 4773 sayılı Kanun ile değişik 13/A,B,C ve D maddeleri uyarınca işe iadesine karar verilmesi, iade kararına rağmen işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde bir yıllık ücreti tutarında tazminat ve en çok dört aya kadar boşta geçen süreye ait ücret istekleriyle bu davayı açmıştır.
Davalı işveren feshin ekonomik nedenlerle gerçekleştirildiğini belirterek geçerli fesih nedeninin bulunduğunu savunmuştur.
Mahkemece istek doğrultusunda karar verilmiştir.
Dosya içindeki bilgi ve belgelerden; davalı işverenin 15.3.2003 tarihinde yürürlüğe gireceği önceden bilinen 4773 sayılı Kanun ile 1475 sayılı İş Kanununa getirilen iş güvencesine ilişkin hükümleri bertaraf etmek amacıyla işçilere belirli süreli iş sözleşmelerini imzalatmaya çalıştığı izlenimi edinilmekte, işçilerin bu durumu kabul etmemesi üzerine davacının da aralarında bulunduğu bir kısım işçilerin durumu kabul etmemesi üzerine davacının da aralarında bulunduğu bir kısım işçilerin 17.3.2003 tarihinde sendikaya üye oldukları görülmektedir. Keza, davalı işveren temsilcisi tarafından sendika üyeliğniden çekilme konusunda baskılar yapıldığı işçilerin kabul etmemesi üzerine bu kez 25.3.2003 tarihinde iş sözleşmelerinin feshi yoluna gidildiği anlaşılmaktadır. Diğer taraftan bu fesihlerden sonra çoğunluğunu sendika üyeliğinden çekilenlerin oluşturduğu bir kısım işçiler tekrar işe alınmıştır. Davalı işvereniniş güvencesine ilişkın hükümlerin yürürlüğe girmesinden önce tazminatları ödenmek suretiyle işçilerin iş sözleşmelerini fesih hakkı olduğu halde bu yola gitmeyerek belirli süreli iş sözleşmesi imzalatmaya çalıştığı şeklindeki davacıiddiaları, davalı işvereninbaşlangıçta fesih amacı taşımadığını göstermektedir. Ancak davacının sendikaya üye olmasını müteakip, istifaya davet ,edilmesi üzerine kabul etmemesi nedeniyle iş sözleşmesinin feshedilmesi yoluna gidildiği görülmüştür.
Davalı işveren talep ve sipariş azalması, ülkede yaşanan ekonomik kriz gibi işyeri dışından kaynaklanan sebeplere dayanmıştır. Belirtmek gerekir ki, söz konusu yasanın gerekçesinde de açıklandığı üzere, bu uygulamaya giderken öncelikle fazla çalışmalar kaldırılmalı, işçinin rızası ile çalışma süreleri kısaltılmalı, iş zamana yayılmalı, kısacası fesih en son çare olarak düşünülmelidir. Somut olayda işverenin bu tür uygulamalara başvurmadığı aksine, üretimde ve fazla mesailerde artışa gittiği belgelerden anlaşılmıştır.
'Yukardaki açıklamalara göre, mahkemece işveren tarafından yapılan feshin sendikal nedene dayandığı gerekçesiyle işçinin işe iadesine ve işe iade kararına rağmen işverence işe başlatılmaması durumunda bir yıllık ücreti tutarında tazminata ve yine boşta geçen süre ile ilgili ücreti n kabulüne karar verilmesi, 1475 sayıiıiş Kanununun 13/D ve 2821 sayılı Yasanın 31/6. maddesi hükümleri uyarınca isabetlidir.
Ancak, anılan Yasanın 13/D. maddesinde «mahkeme feshin geçersizliğine karar verdiğinde işçinin işe başlatılmaması halinde ödenecek tazminat miktarını da belirler» kuralına yer verilmiş olup, mahkemece bu tazminat miktarının belirlenmesi ile yenitilmelidir. Ayrıca tahsili, yönünde hüküm kurulması hatalıdır.
Öte yandan, bu tazminat işe iadeye dair kararın kesinleşmesini takiben işçinin süresi içinde işverene başvurması ve bir aylik süre içinde işverence işe başlatılmaması halinde muaccel olur. Böyle olunca bu tazminat için dava, tarihinden itibaren faiz yürütülmesi de doğru değildir. .
İşçinin çalıştırılmadığı süre için kararın kesinleşmesine kadar hesaplanacak olan en çok dört ayla sınırlı ücret alacağı da, işçinin işe iade kararının kesinleşmesinden sonra süresi içinde işverene başvurduğu anda muaccel olan bir alacaktır. Bu alacak için de faize karar verilmesi hatalıdır.
Açıklanan nedenlerle, mahkemece feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine ilişkin verilen hüküm yerinde olup, buna yönelik temyiz itirazları isabetli görülmemiş, tazminat ile boşta geçen süre ücreti ve diğer konularda verilenhükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve fesih tarihinde yürürtükte olan 1475 sayılı İş Kanununun 13/C maddesinin son cümlesi uyarınca aşağıdaki gibi Dairemizce karar verilmesi gerekmiştir.
Sonuç : Yukarda gösterilen nedenlerle;
1- Tire Asliye Hukuk (Iş) Mahkemesinin 6.6.2003 gün ve 2003/Esas 2003/Karar sayılı kararının bozularak ORTADAN KALDIRILMASINA,
2- İşverence yapılan FESHİN GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının İŞE İADESİNE,
3- Davacının yasal sürede başvurusuna rağmen işverenin süresi içinde işe başlatmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının işçinin bir yıllık ücreti tutarı olan brüt (....)
T.L. olarak belirlenmesine,
4- Davacı işçinin işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok dört aya kadar ücretin taleple bağlı olarak 50.000.000.-TL.nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Harç peşin alındığından yenjden alınmasına yer olmadığına,
6- Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre 200.000.000.-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- Davacının yaptığı yargılama gideri 20.200.000.-TL.nin .davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davalı tarafından temyiz gideri olarak yapılan 9.150.000.-TL.nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8- Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine kesin olarak 8.7.2003 günü oybirliğiyle karar verildi.
|