 |
T.C
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E: 2002/17
K: 2002/6789
T: 30.04.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ÖZETİ: Toplu iş sözleşmesinden yürürlük tarihi ile imza tarihi arasında iş akdi feshedilen işçilerin de yararlanacağı kurala bağlanmıştır. Bu gibi yararlanma hükümleri geçerli olup, Dairemizce fesihten sonra imzalanan toplu iş sözleşmesine göre fark isteklerde bulunabileceği kabul edilmektedir. 2822 sayılı Yasa'nın 6/3.maddesinde öngörülen kural ise, toplu iş sözleşmesinin süresi sona erip yeni sözleşmenin yürürlüğe girmediği hallerde uygulama alanı bulmaktadır. Zira anılan maddede sona eren Toplu İs Sözleşmenin hizmet akdine ilişkin hükümleri yeni toplu iş sözleşmesi yürürlük tarihine kadar devam edeceği açıkça belirtilmiş olup, bu düzenleme düzen ilkesinin bir sonucudur.
2822 s. K/6,3
Taraflar arasındaki haksız fesih tazminatının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle reddine ilişkin hüküm süresi içinde duruşmalı olarak temyizine incelenmesi davacı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 16.4.2002 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı adına Avukat M.C. ile karşı taraf adına Avukat A. A geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacının hizmet sözleşmesi, işyerinde uygulanan 1.8.1998-31.7.2000 tarihleri arasında yürürlükte olan toplu iş sözleşmesinin süresinin bitiminden sonra 13.11.2000 tarihinde davalı işveren tarafından feshedilmiştir. Davacı işçi anılan toplu iş sözleşmesinde öngörülen haksız fesih tazminatı talep etmiş, mahkemece isteğin reddine karar verilmiştir."
Sendika ile işveren arasında 12.4.2001 tarihinde imzalanan toplu iş sözleşmesinin yürürlük tarihleri ise 1.8.2000-31.7.2002 olarak belirlenmiştir. Bu yeni toplu iş sözleşmesinde haksız fesih tazminatına yer verilmemiştir. Fesihten sonra imzalanan bu toplu iş sözleşme 7. maddesinde ise toplu iş sözleşmesinden yürürlük tarihi ile imza tarihi arasında iş akdi feshedilen işçilerin de yararlanacağı kurala bağlanmıştır. Bu gibi yararlanma hükümleri geçerli olup, Dairemizce fesihten sonra imzalanan toplu iş sözleşmesine göre fark isteklerde bulunabileceği kabul edilmektedir.
Öte yandan 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu'nun 3/4 maddesinde, bir işyerinde aynı dönem içinde birden fazla toplu iş sözleşmesinin yapılamayacağı ve uygulanamayacağı kuralına yer verilmiştir.
- tarihinde imzalanan toplu iş sözleşmesinin yararlanma maddesine göre fesih tarihi itibarıyla 1.8.2000-31.7.2002 tarihli sözleşmenin uygulanması gerektiği açıktır. Böyle olunca 31.7.2000 tarihinde süresi sona eren toplu iş sözleşmesinin hükümlerinin uygulanmasına olanak bulunmamaktadır. 2822 sayılı Yasa'nın 6/3.maddesinde öngörülen kural ise, toplu iş sözleşmesinin süresi sona erip yeni sözleşmenin yürürlüğe girmediği hallerde uygulama alanı bulmaktadır. Zira anılan maddede sona eren Toplu Is Sözleşmenin hizmet akdine ilişkin hükümleri yeni toplu iş sözleşmesi yürürlük tarihine kadar devam edeceği açıkça belirtilmiş olup, bu düzenleme düzen ilkesinin bir sonucudur. Somut olayda, 31.7.2000 tarihinde süresi sona eren toplu iş sözleşmesinin ardından 1.8.2000 tarihinde yürürlüğe giren yeni bir toplu iş sözleşmesi mevcuttur. Fesih tarihinde uygulanması gereken son toplu iş sözleşmesinde ise haksız fesih tazminatı öngörülmemiştir. Yapılan bu açıklamalara göre mahkemece davacının haksız fesih tazminatı isteğinin reddine karar verilmesi isabetli olup hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir. Bu durumda davalı yararına takdir edilen 250.000.000 TL. duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine gününde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY: Davacının hizmet sözleşmesi, işyerinde 1.8.1998-31.7.2000 tarihleri arasında yürürlükte olan toplu iş sözleşmesinin süresinin bitiminden sonra, 13.11.2000 tarihinde davalı işverence feshedilmiştir. Davacı işçi anılan toplu iş sözleşmesinde öngörülen haksız fesih tazminatı isteğinde bulunmuş, mahkemece isteğin reddine karar verilmiştir.
2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu'nun 6/3.maddesinde, süresi sona eren toplu iş sözleşmesinin hizmet akdine ilişkin hükümlerinin yenisi yürürlüğe girinceye kadar hizmet akdi hükmü olarak devam edeceği kurala bağlanmıştır. Somut olayda da toplu iş sözleşmesinin süresi 31.7.2000 tarihinde sona ermiş, davacının hizmet sözleşmesi, sözleşmede öngörülen prosedür izlenmeksizin 13.11.2000 tarihinde feshedilmiştir. Davacı işçi 4.12.2000 tarihinde bu davayı açmış olup, buna göre fesih tarihi ya da dava tarihinde henüz yeni toplu iş sözleşmesi imzalanmış değildir. Davalı işverenin anılan madde gereği hizmet akdi hükmü olarak devam eden önceki toplu iş sözleşmesinde yazılı kurallara uyması zorunludur.
Her ne kadar 2822 sayılı yasanın 3/4 maddesinde aynı dönem içinde birden fazla toplu iş sözleşmesinin uygulanamayacağı öngörülmüş ise de, burada önceki toplu iş sözleşmesinin değil, süresinin bitimiyle hizmet akdine dönüşen normatif hükümlerin uygulanması söz konusudur. Bu itibarla sorunun anılan yasanın 6/l-2.maddesi açısından değerlendirilmesi gerekeceği açıktır. Bir başka anlatımla, somut olayda fesih ile ilgili olarak öngörülen disiplin kurulundan işlemin geçirilmesi şartı, önceki toplu iş sözleşmesinin normatif hükmü niteliğinde olup, sözleşmenin süresinin bitiminden sonra hizmet akdi hükmü olarak uygulanması gereken bir kural şeklinde değerlendirilmelidir. Böyle olunca süresi sona eren toplu iş sözleşmesinde öngörülen disiplin kurulu şartının yerine getirilip getirilemeyeceği üzerinde de durulmalıdır. Disiplin kurulunun işleyişi özellikle hizmet akdinin sona ermesine yönelik kuralları normatif hüküm niteliğinde olduğu için, toplu iş sözleşmesinin süresinin bitmesine rağmen yeni bir toplu iş sözleşmesi yapılıncaya kadar hizmet akdi hükmü olarak devam eder. Davalı işyerinde sendikanın yetkisi ile ilgili bir uyuşmazlık da ortaya çıkmadığına göre, feshin disiplin kurulundan geçirilmesi gerektiği kabul edilmelidir. Fesihten çok sonra 12.4.2001 tarihinde imzalanan toplu iş sözleşmesinin yürürlük başlangıç tarihinin 1.8.2000 olarak belirlenmesi ve sonraki toplu iş sözleşmesinde haksız fesih tazminatının düzenlenmemiş olması sonuca etkili değildir. Bu durumda önceki toplu iş sözleşmesinde öngörülen kurallara aykırı şekilde fesih yoluna gidildiğinden, davacı işçinin haksız fesih tazminatına hak kazandığı kabul edilmelidir. Açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararının bozulması görüşünde olduğumdan onama kararına katılamıyorum.