Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
19. Hukuk Dairesi
E: 2001/9781
K: 2002/4188
T: 31.5.2002

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
  • TAZMİNAT
  • AKREDİTİF AÇILMAMASI VE TEMERRÜT
  • FESİHTE HAKLILIK
  • HAKKIN KÖTÜYE KULLANILMASI
 
ÖZET: Davalının, ilk partide teslim edilen kömür için akreditif açmasına rağmen davacının buna ses çıkarmayarak ilk parti malı teslim etmesi, sözleşmenin bu konuya ilişkin hükmünün, tarajlarca zımnen değiştirildiği anlamını taşır.
Satıcının, alıcı tarafta yarattığı bu güvene rağmen daha sonra sözleşmede belirtilen nitelikte akreditif açılmasını beklemesi ve mal tesliminden kaçınması hakkın kötüye kullanılması sayılır.
Bu durumda Mahkemece, davacının teslimde temerrüdü nedenıyle, davalının sözleşmeyifeshetmekte haklıolduğunun kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
 
(818 s. BK. m. 184, 185, 187, 205, 211)
 
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine, temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 15.10.1997 tarihli taşkömürü alım-satım sözleşmesi imzalandığını, müvekkili tarafından temin edilen ve depolanan kömürün davalının haksız eylemi sonucu teslim edilemediğini, davalının sözleşmeyi haksız olarak feshettiğini, haksız fesih nedeniyle uğranılan 65.954,62 Dolar zararın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, ilk partı malı vadesinde teslim eden davacının ikinci parti malı 1998 Mart, Nisan tarihinde teslim etmeyerek temerrüde düştüğünü, davacının zamanında kömür teslim etmemesi nedeniyle zarara uğrayanın müvekkili olduğunu, sözleşmenin müvekkili tarafından haklı olarak feshedildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece iddia, savunma ve toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre satım konusu malın davalıya teslim tarihleri belli olduğundan davacının taşımayı yapacak gemiyi de belirleyip davalıya bildirmek suretiyle akreditif açılmasını istemesi gerekirken uzun süre hiçbir işlem yapmaması, satım konusu geriyekalan malın teslim borcunu teslim süresi içinde yerine getirmeyeceğini kanıtladığı davalının sözleşmeyi feshetmekte bu nedenle haklı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Sözleşmenin 8. maddesinde alıcının, satıcının kabuledeceği bir banka tarafından konfirma edilmiş, feshedilemez ve sözleşmedeki tüm miktarı ve olası miktar varyasyonlarını karşılayacak şekilde satıcı adına akreditif açacağı, 17. madde de 40.000 metrik ton kömürün20.000 metrik ton olarak iki parti halinde teslim edileceği kararlaştırılmıştır.
Davalı alıcı tarafındım Aralık teslimi ilk parti kömür için önce geminominasyonu yapılıp sonra akreditifin açıldığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık 8. maddeye göre sözleşmede.satışı kararlaştırılan tüm miktar ve olası miktar varyasyonlarını karşılayacak şekilde akreditif açmayan davalının mı? Yoksa teslim tarihleri belli olan kömqrün teslime hazır olduğunu davalıya bildirmeyen davacının mı? Temerrüde düştüğü noktasında toplanmaktadır.
Davalının, sözleşmenin 8. maddesinde belirtilen nitelikte akreditif açmamasını sadece ilk partide teslim edilen kömür için akreditif açmasına rağmen davacının buna ses çıkarmayarak ilk parti malı teslim etmesi, tarafların sözleşmenin 8. maddesi hükmünü zımnen değiştirdikleri anlamına gelir.
Davacı satıcının davalı tarafta yarattığı bu güvene rağmen daha sonra sözleşmede belirtilen nitelikte akreditif açılmaması sebebiyle mal tesliminden kaçınması hakkın kötüye kullanılması sayılır.
Sözleşmenin 17. maddesine göre teslim tarihleri belli olduğundan davacınıntaşımayı yapacak gemiyi de belirleyip davalıya bildirerek akreditif açılmasını istemesi gerekirken, ilk parti malın tesliminden sonra uzun süre sessiz kalandavacının, bu eylemi kömür teslim borcunu yerine getirmediğinin göstergesidir. Davacının mal teslim borcunu sözleşme hükümlerine uygun olrak yerine getirmediğinden davalının sözleşmeyi fesihtehaklı olduğunun kabulü ile yazılı şekilde hüküm kurulmasında birisabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün (ONANMASINA), vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 97.500.000.-TL. duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, 31.5.2002 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler



YARGITAY KARARLARI :
İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

Diğer Bölümlerimiz +
Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini