 |
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E : 2001/9089
K : 2001/12012
T : 4.7.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Davacı, ihbar ve kıdem tazminatı, ücretli izin, ikramiye, giyim ile işgüvencesi ödeneğinin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
1. Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2. İşyerinde uygulanmakta olan Toplu İş Sözleşmesinin 17. maddesinde işçilerin keyfi ve haksız işten çıkarılmaları halinde 12 aylık brüt ücrete endeksli bir cezai şartın ödenmesi öngörülmüştür. Uyuşmazlık somut olay bakımından bu şartın gerçekleşmiş olup olmadığı noktası üzerinde toplanmaktadır.
Dosya içinde bulunan 20.5.1999 tarihinde işyerinde düzenlenmiş olan tutanakta davacının işini savsakladığı olgusuna yer verilmiştir. Mahkemece gerekçeli kararda bu tutanak içeriğine değinilmiş ise de fesih tarihi itibariyle 6 işgünlük süre geçirildiği gibi esasen davalı işveren bu olaydan dolayıda fesih yoluna gitmemiştir.
Feshe dayanak yapılan 12.7.1999 tarihli tutanak sorunun çözümü bakımından önem taşımaktadır. Gerçekten bu tutanakta yer alan olay fesih sebebini oluşturmuştur ki buna göre davacı işçi davalıya ücretsiz izne çıkarılma nedeni ile tehdit de bulunarak sataşmıştır. Bu sataşma olgusu gerek 12.7.1999 tarihli tutanak ve gerek dinlenen davalı şahitleri tarafından kanıtlanmış olup mahkemeninde kabulündedir. Nevarki mahkemece Toplu İş Sözleşmesinde düzenlendiği şekilde fesih işleminin disiplin kurulundan geçirilmediği için feshin haksız nitelik kazandığı sonucuna varılarak cezai şart hüküm altına alınmıştır.
1475 sayılı İş Kanunun 17/11 maddesinde öngörülen iyiniyet kurallarına ve ahlaka aykırı bir hal gerçekleşmiş olup salt işlemin disiplin kurulundan geçirilmemesi işgüvencesi tazminatının uygulanma koşulunu oluşturup oluşturmadığı sorununun çözümlenmesi gerekir. Daha açık bir anlatımla, işverene sataşma mevcut fakat disiplin kurulundan işlem geçirilmemiş ise olayda keyfilikten sözedilmeyecektir. Dairemizin zaman zaman verdiği ve böylece kararlılık kazanmış ve öğretidede benimsenen görüşüne göre; fesih işlemi salt disiplin kurulundan geçirilmemesi (keyfilik) olgusunun gerçekleştiğini göstermez. Hal böyle olunca işgüvencesi tazminatının reddine karar verilmesi gerekirken kabulü hatalıdır.
3. Ücret alacağının ve bazı sosyal hakların Toplu İş Sözleşmesinde öngörülen süre geçirildikten sonra ödendiği tartışmasızdır. Davacı bu dava ile anılan alacakların % 3'lerden oluşan miktarımda talep etmiş mahkemece hüküm altına alınmıştır. Borçlar Kanunun 158.
maddesi sorunun çözümü bakımından önem taşımakta olup aynen (aktin icra edilmemesi veya natamam olarak icrası halinde tediye edilmek üzere cezai şart kabul edilmiş ise hilafına mukavele olmadıkça, alacaklı ancak ya aktin icrasını veya cezanın tediyesini isteyebilir" kuralına yer verildikten sonra ikinci fıkrasında da (aktin muayyen zamanda veya meşrut mahalde icra edilmiş ise alacaklı hem aktin icrasını hem meşrut cezanın tediyesini talep edebilir. Meğerki alacaklı bu hakkından sarahaten feragat etmiş veya kayıt dermeyan etmeksizin edayı kabul etmiş olsun) şeklinde bir düzenleme getirilmiştir.
Somut olayda davacı işçi anılan alacakları tahsil ederken herhangi bir kayıt dermeyan etmiş değildir. Bu durumda % 3 lerden oluşan alacağı isteyemez. Mahkemece hatalı değerlendirme ile bu isteğinde hüküm altına alınması isabetsizdir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 4.7.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.