 |
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E : 2001/7893
K : 2001/10175
T : 14.6.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
İbrahim T... adına Avukat Sezai G... ile 1-U... Paketleme Amb-San.AŞ. 2- M... Tarım Ürünleri San. Tic. AŞ. adına Avukat Mehmet Emin K... aralarındaki dava hakkında İstanbul 3. İş Mahkemesinden verilen 14.3.2001 günlü ve 1552 / 115 sayılı hüküm, davalılar avukatınca temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü :
YARGITAY KARARI
Kararın tefhiminden sonra 8 günlük temyiz süresi geçirildikten sonra davalılar vekili temyiz yoluna başvurmuştur. Gerçekten oluşturulan kısa karar Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 381-388. maddelerindeki koşullara uygun bulunduğundan temyiz dilekçesinin süre aşımından reddine 14.6.2001 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
İstanbul 3. İş Mahkemesince kısa karar 14.3.2001 tarihinde taraf vekillerinin yüzüne karşı temim edilmiş davalılar vekili 8 günlük yasal süre içerisinde 21.3.2001 tarihinde İzmir 4. İş Mahkemesine müddeti muhafaza dilekçesi vermiştir. Bu dilekçenin İzmir Mahkemesinde temyiz defterine kayıt edilip edilmediği araştırılmamıştır. Bu husus belirlenmeden davalıların temyiz isteklerinin kararın tefhim tarihine göre süresinde olup olmadığını belirlemek mümkün değildir. Dairenin öncelikle bu eksikliği gidermesi gerekirdi. Zira İzmir'den aynı gün müddeti muhafaza dilekçesi İstanbul İş Mahkemesine gönderildiğine göre İzmir'de temyiz defterine kayıt mevcutsa tefhim tarihine göre davalı temyizi tevhidi içtihat kararına göre süresindedir.
Davalıların müddeti muhafaza dilekçelerinin İzmir İş Mahkemesinde temyiz defterine kaydı yapılmamış olsa dahi davalıların temyizlerinin süresinde olduğunun kabulü gerekir.
Zira gerekçeli kararda kıdem tazminatı, ücreti ikramiye ve izin ücreti alacaklarının da hüküm altına alındığı halde 14.3.2001 tarihinde tefhim edilen karar , aynen "Tazminat alacağı faiş görüldüğünden takdiren % 20 oranında mahsubuna diğer alacakların rapora göre tahsiline dair karar alındı" şeklindedir. Tefhim edilen bu karar HUMK.nun 388. maddesinde açıklanan unsurları taşımamaktadır. Aynı Yasanın 489/2. maddesine göre kararın tefhimi, en az 388 maddede belirtilen hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olup, mahalli mahkeme yasanın bu emredici kurallarına aykırı davrandığından temyiz
süresinin tefhim tarihinden başladığını kabul etmek mümkün değildir. Karar tebliğede çıkarılmamıştır. Yukarıda açıklandığı gibi yasaya uygun yapılmayan tefhim tarihinden 12 gün sonra davalıların müddeti muhafaza dilekçesi 26.3.2001 tarihinde İstanbul 3. İş Mahkemesinin temyiz defterine kaydedilmiş bu dilekçede tefhim edilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek gerekçeli kararın tebliği istendiği halde gerekçeli kararın tebliğ edilmemiş, mahkemece davalılara muhtura tebliği üzerine eksik harç ve masraflarda karşılanmış, gerekçeli temyiz hayıhasında verilmiştir.
Açıklanan bu nedenlerle davalıların temyizinin süresinde bulunduğu, temyiz isteklerinin incelenmesi gerektiği kanaatinde olduğumdan daire çoğunluğunun davalıların temyiz istemlerinin reddine dair olan kararına katılamıyorum.