 |
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E : 2001/7878
K : 2001/15412
T : 3.10.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki, ücret ve cezai şart alacağının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte
davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak
temyizen incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya
tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 25/9/2001 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı
kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına kimse gelmedi. Karşı taraf adına Avukat
Hacer Tuna E... geldi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması
dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek bırakılan günde dosya incelendi, gereği
konuşulup düşünüldü.
YARGITAY KARARI
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Taraflar arasında uygulanan hizmet sözleşmesinin 6. maddesinde, işçi tarafından 1475 sayılı İş Kanununun 16/2. maddesi haricinde fesih halinde işveren lehine, işveren tarafından 17/2. madde dışında kalan sebeplerle fesih halinde ise işçi lehine cezai şart öngörülmüştür. Davacı işçi ise hizmet sözleşmesini ücretlerinin ödenmemesi sebebine dayanarak 1475 sayılı İş Kanununun 16/-2-d. Maddesi uyarınca feshetmiştir. Hizmet sözleşmesinin cezai şartı düzenleyen anılan maddesinde böyle bir durum için tazminat öngörülmüş değildir. İşverenin işçi ücretlerini ödemeyerek işçiyi feshe zorladığı, böylece cezai şarttan kurtulmaya çalıştığı şeklinde bir varsayıma dayanarak sözleşmede açıkça öngörülmeyen bir konuda cezai şart isteğinin kabulü hatalıdır.
3- Davacı işçi bakiye süreye ait ücretleri yönünden de talepte bulunmuş, mahkemece belli bir oranda taktiri indirim yapılmak suretiyle isteğin kabulüne karar verilmiştir.
Borçlar Kanununun 325. maddesinde, belirli süreli hizmet akti ile çalışan işçinin işine son verilmesi halinde geri kalan süre için işçinin istekte bulunabileceği öngörülmüştür. Bu madde haklı sebeple sözleşmeyi fesheden işçi bakımından bir düzenleme getirmemişse de; daha sonraki 344. ve 345. maddelerde öngörülen kurallar işçiye böyle bir talepte bulunma hakkı vermemektedir. Kaldı ki 1475 sayılı İş Kanununda bu konuda özel bir düzenlemeye yer verilmiş olup, 18/ son maddesinde işçinin haklı nedenle sözleşmesini altı işgünü içinde feshetmesi durumunda ayrıca tazminat hakkının saklı olduğu kuralına yer verilmiştir. Bununla beraber İş Kanununda bu tazminatın ne şekilde belirleneceği konusunda bir açıklık
bulunmadığından, Borçlar Kanununun 325. maddesinde yazılı esaslar çerçevesinde tazminat miktarı tespit edilmelidir. Böyle olunca geri kalan süreye ait ücretlerin toplamından taktiri bir indirim yapılması yerine, anılan 325. maddede düzenlendiği üzere, davacının bu süre içinde diğer bir işte kazandığı ya da kazanmaktan kasten feragat ettiği alacaklar ile bu işte çalışmamaktan dolayı tasarruf ettiği miktarların belirlenmesi ve buna göre indirime gidilmesi hakkaniyete uygun olur. Mahkemece bu yönde araştırma ve inceleme yapılmaksızın taktiri indirim yoluna gidilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 3.10.2001 gününde oybirliği ile karar verildi.