 |
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E : 2001/5253
K : 2001/8029
T : 8.5.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Davacı, ihbar tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
1.Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2. Davacı işveren davalı işçinin kıstelyevm esasına göre hesaplanan ikramiye alacağının Ocak bordrosu ile peşin ödendiğim savunmuş olup bilirkişide TİS' deki düzenlemenin bu yönde olduğunu mütalaa etmiştir. Uyuşmazlığın çözümü için Toplu İş sözleşmesindeki düzenlemeye paralel olarak daha önceki bordrolarda getirtilerek ikramiye alacaklarının peşin ödendiği saptandığı takdirde bu istek reddedilmeli aksi halde şimdiki gibi hüküm kurulmalıdır. Eksik inceleme ile ikramiye alacağının hüküm altına alınması hatalıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 8.5.2001 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
1475 Sayılı İş Yasasının 13 .maddesinin (A) fıkrasında öngörülen önellerin asgari olup, sözleşme ile arttırılabileceği aynı maddenin (B) fıkrasında hüküm altına alınmıştır. Bu durumda (A) fıkrasında öngörülen öneller değişkenlik özelliği göstermektedir. Kanun koyucu bu sürelerin asgari olduğunu belirlemiş ve tarafların sözleşme ile bu süreleri arttırabileceğini kabul etmiştir. Dairemiz uygulamalarında sürelerin ancak işçi lehine arttırımının geçerli olabileceği kabul edilmekte ve bu kabule gerekçe olarak da İş Hukukunun temel amaçlarından birisinin de işçiyi koruma ilkesi olduğu vurgulanmaktadır
Ancak işveren tarafından davalı işçiye de uygulanması istenilen ihbar süresi toplu iş sözleşmesi ile yasanın öngördüğü sürenin üzerinde belirlenmiştir. İşveren ile sözleşmeyi imzalayan işçinin temsilcisi olan sendikadır. Sendikalar işçinin hak ve menfaatlerini koruyan kuruluşlar oluşları nedeniyle güçlü bir teşekkül olarak işverenle serbest iradeleri altında sözleşme imzalamışlardır. Bu sözleşmede karşılıklı olarak hak ve mükellefiyetler kararlaştırılmıştır. Bunlardan biride önellerin arttırılmasıdır. Yasanın ilgili maddesi emredici nitelikte olmadığından ve maddede önellerin sadece işçi lehine arttırılabileceği şeklinde bir düzenlemede bulunmadığından ve sendikasınca temsil edilen işçinin korumasız ve zayıf durumda bulunduğu da kabul edilemiyeceğinden, toplu iş sözleşmesinin ilgili maddesinin davalı işçi hakkında da uygulanması gerektiği düşüncesiyle daire çoğunluğunun onama kararına katılamıyor ve kararın bu nedenle davacı yararına bozulması görüşündeyim.