 |
T.C.
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
E: 2001/20847
K: 2002/7404
T: 9.5.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- BELİRLİ; BELİRSİZ SÜRELİ HİZMET SÖZLEŞMELERİ
- İHBAR TAZMİNATI
- CEZAİ ŞART ALACAĞI
ÖZET: Evvela; işçi (hemşire) ile işveren arasındaki ilişkinin belirli sözleşme niteliğinde olup olmadığı çözümlenmelidir.
iş Kanununun hem lafsi, hem de ruhu üzerinde durularak geçerli sebeplerin olmaması halinde aradaki hizmet sözleşmesinin belirsiz olduğu kabul edilir. Bu daha çok işçi yararınadır.
Bu itibarla hemşire ile hastane arasında düzenlenen sözleşmeler birbirini takip ettiğinden belirli sürelidir. Her iki tarafda ihbar tazminatı isteyemez.
(1475 s. İş K. m. 13)
(818S.BK. m. 159,160)
Davacı, ihbar tazminatı ile cezai şart alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içnide, taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni ge-rektirici sebeplere göre, davacının temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davalının temyizine gelince;
Davalı, davacıya ait işyerinde birbirini izleyen belirli süreli sözleşmelerle hemşire olarak çalışmaktadır. Burada öncelikle aradaki ilişkinin belirli süreli sözleşme olup olmadığı sorunu çözümlenmelidir. Hemşirelik işinin nitelikli olup olmadığı sorunun çözümü bakımından önem taşımaktadır. Çünkü belirli süreli sözleşmenin varlığının kabul edilebilmesi için 1475 sayılı iş Kanununun hem lafsi, hem de ruhu üzerinde durulmalıdır. Bu bakımdan geçerli sebeplerin olmaması halinde aradaki hizmet sözleşmesinin süresi belirsiz olduğu kabul edilmelidir. Belirsiz süreli sözleşme daha çok işçi yararınadır. Dairemizin uygulanmasında ve öğreti de bu görüşe itibar edilmektedir. Ülkemiz koşulları ve Anayasal Sağlık hakkı dikkate alındığında hemşirelik görevinin yerine getirilmesi büyük önem taşır. Hastanelerimizde büyük bir hemşire açığı olduğu ve bu açığın bir türlü kapatılamadığı bilinen bir gerçektir. Bu itibarla hemşire ile hastane arasında düzenlenen sözleşmeler birbirini takip etse de bunların her birinin belirli süreli nitelikte olduklarının kabulü zorunluluğu vardır.
Somut olayda hizmet aktinin süresi belirli olduğu sonucuna böylece varıldıktan sonra, işveren tarafından sözleşmeyi fesheden davalı hemşireden İhbar tazminatı istenebilip istenemeyeceği konusu üzerinde durulmalıdır. 1475 sayılı iş Kanunun 13. maddesi uyarınca ihbar tazminatının süresi belirsiz sözleşmeler için söz konusu olduğu açıktır. Bu bakımdan belirli süreli sözleşmelerde taraflardan bir veya diğeri ihbar tazminatı isteğinde bulunamaz. Bunun sonucu olarak somut olayda bu tazminatın reddine karar verilmesi gerekir.
Bir an için süresi belirsiz bir sözleşme söz konusu olduğu varsayılsa dahi bu olayda yinede ihbar tazminatı koşulları gerçekleşmiş değildir. Çünkü davalı hemşire işyerinde gündüz çalışmakta iken, gece çalıştırılmaya başlanmış ve bir süre bu şekilde çalışmıştır. Ancak gece çalışmasının sağlığı açısından mahsurları görülmesi üzerine davalı tekrar gündüz vardiyasına alınmasını istemiştir. Bu istek işverence kabul edilmiş ve tekrar gündüz çalışmaya başlamıştır. Fakat bir süre sonra tekrar gece çalıştırılmaya başlayınca bu kez davalı hemşire sözleşmeyi fesih yoluna gitmiştir. Bu koşullarda gerçekleşen feshin haklı nedene dayandığı kabul edilmelidir.
Görüldüğü gibi bu varsayımda dahi ihbar tazminatı koşulları gerçekleşmiş değildir.
Açıklanan maddi ve hukuki olgular karşısında ihbar tazminatı isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü isabetsizdir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen sebepten (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 9.5.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.